Arama

Abdülhamid’in çağlar aşan müzesi: Müze-i Hümayun

Sultan II. Abdülhamid, payitahtın dört bir yanında yeni eserler yaptırdı ve eski eserleri ihya etti. Peki, Abdülhamid'in döneminde yapılan kamu binaları arasında Müze-i Hümayun binalarının da yer aldığını biliyor muydunuz? Ya da dünya üzerinde müze binası olarak tasarlanan ve bu amaçla kullanılan ilk 10 müze arasında yer aldığını? Sizler için, Abdülhamid'in iradesi ile tarihe yön veren müzeyi derledik.

Bunun yerine 1478 yılında Topkapı Sarayı'nın ilk binası olarak inşa edilen Çinili Köşk'ün müze olarak kullanılmasının daha masrafsız olacağı düşünülür. Çinili Köşk'ün Avrupa tarzında bir müze binasına dönüştürülmesi için çalışmalara başlanır. Bunun için Romanyalı mimar Montrano ile anlaşılır. Öncelikle köşkün önüne iki taraflı bir merdiven ilave edilir.

Erken dönem Osmanlı mimarisini yansıtan Çinili Köşk, Avrupa tarzı neoklasik bir görünüm alması için yapılan bu müdahalelerle tüm özelliğini kaybeder.

1881 yılında Müze-i Hümayun müdürü Dethier'in ölümüyle yerine Edhem Paşa'nın oğlu Osman Hamdi Bey getirilir. Müzenin kurumsal bir kimlik kazanması Osman Hamdi Bey'in çalışmaları ile sağlanmıştır.

Osman Hamdi Bey, 11 Eylül 1881 yılında Müze-i Hümayun Müdürlüğü'ne tayin edildiğinde müze, eser açısından oldukça fakirdi ve mevcut eserlerin tasnifi de henüz yapılmamıştı. Bu iş için, Fransız elçi vasıtasıyla ile tanıştığı M. Salomon Reinach'ı İstanbul'a davet eder. Reinach'ın görevi müzedeki eşyaların tasnifini yapmak ve bir katalog hazırlamaktır.

Çinili Köşk'teki eserlerin ilk kataloğu Reinach'ın çalışmaları sonucunda hazırlanır ve 1882 yılında basılır.

21 Şubat 1884 tarihinde yürürlüğe giren Asar-ı Atika Nizamnamesi'ni hazırlayan Osman Hamdi bey, bu nizamname ile her eski eserin devletin malı olduğunu vurgulamış ve 1869 nizamnamesinde yer alan kazı yapanlara ve arazi sahibi pay verilmesi usulünü ortadan kaldırmıştır. Ayrıca eski eserlerin yurt dışına çıkarılamayacağı hükmü de bu nizamnamede belirtilmiştir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN