Hicaz Demiryolu'nun başlangıç noktası neresiydi?
Üç kıtanın hükümdarı olan Sultan Abdülhamid, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde Osmanlı Devleti'nin kaderini belirleyen hamlelere imza attı. Abdülhamid'in en büyük hayali ve projesi olan Hicaz Demiryolları, Avrupalılar tarafından başarılması imkansız bir fantezi olarak tanımlansa da büyük fedakarlıklarla inşa edildi. Peki, bu ünlü projenin başlangıç noktası neresiydi?
Giriş Tarihi: 09.09.2019
16:06
Güncelleme Tarihi: 10.09.2019
10:24
Sultan II. Abdülhamid Han, demiryolu konusunu yakından takip etmekte ve demiryollarını yapımının stratejik ve askeri bakımından elzem olduğunu düşünüyordu. Zira savaş zamanında askeri birlikler demiryolu sayesinde en uzak vilayetlere hızlı bir şekilde sevk edilebilecekti.
Fakat Sultan Abdülhamid, demiryolu ile sağlanacak bu kolaylığın yabancı bir işgal olduğunda tersine döneceğini düşünerek, demiryollarının sınır bölgelerinden geçmesini istememiş, sadece askeri yönden değil, ekonomik kalkınmayı ülke genelinde yaymak için bir araç olarak görmüştü.
Sultan II. Abdülhamid, demiryolu için İngilizlerin baskısı, Fransızların imtiyazı yerine denge politikası uygulayıp Almanları tercih etmişti. Demiryolları yapımı tekniğinde üstünlüğünü kabul ettiren Almanlara, demiryolu imtiyazını vermek stratejik bir hamleydi.
HAYDARPAŞA’DAN MEKKE’YE GİDEN YOL
Sultan II. Abdülhamid, 20 Nisan 1899 tarihinde Haydarpaşa Limanı'nın yapım ve işletmesini Anadolu Osmanlı Demiryolları Şirketi'nin kardeş kuruluşu olan Haydarpaşa Liman İşletmeleri Şirketi'ne vermiş ve şirket ile yapılan sözleşmeye Haydarpaşa'ya yeni ve büyük bir gar binası yapılmasını istemişti. Yeni gar binasının yapımı için II. Abdülhamid'in "Bunca kilometre demiryolu yaptım memlekete, çelik rayların ucu Haydarpaşa'da.
Koca binalarıyla liman yaptım yine belli değil. Bana o rayların denize kavuştuğu yere öyle bir bina yapın ki, ümmetim baktığında 'buradan bindin mi hiç inmeden Mekke'ye kadar gidilir' desin" dediği ileri sürülür. Haydarpaşa Gar Binası'nın projesi Otto Ritteer ve Helmut Cuna isimli iki Alman mimar tarafından çizilmiş, gar inşaatında İtalyan ustalar ve mühendisler çalıştı. 30 Mayıs 1906'da inşasına başlayan gar binası, 1908 yılında tamamlandı.
Hasanpaşa Garı, tarihte birçok önemli olaya şahitlik yaptı. 6 Eylül 1917 günü Filistin Cephesi'ne gönderilecek cephaneleri taşıyan tren, büyük bir gürültüyle infilak etmişti. Yapılan sabotajda cephelere sevk edilen cephanenin patlaması sonucu gar binası büyük hasar görmüş ve kuleleri yanmış, patlamada yüzlerce Mehmetçik şehit olmuştu.