Abdülhamid’in ölümü hakkında bilinmeyenler
Abdülhamid, dünyanın en çalkantılı döneminde tahta çıkmış, tüm zorluklara göğüs germiş, bir halife olarak yere abdestsiz basmayacak kadar dindar bir yaşam sürmüştü. Eşi Müşfika Kadınefendi'nin kollarında ölmüş, onun bu dünyadan ayrılışına dair detayları kızı Ayşe Sultan kaleme almıştı. Kendisinden helallik isteyenlere "Bütün hizmetime bir kara çarşaf çektiler. Benim kimseden talep edecek hakkım yok" cevabını vermişti. Peki, Abdülhamid nasıl öldü? Abdülhamid kaç yaşında öldü? İşte Abdülhamid'in ölümü hakkında bilinmeyenler...
Giriş Tarihi: 10.02.2020
09:57
Güncelleme Tarihi: 10.02.2022
08:51
ABDÜLHAMİD OSMANLI AİLESİNİN ÖZELLİKLERİNİ TAŞIYORDU
Osmanlı ailesinin bütün özelliklerini taşıyordu Abdülhamid. İri burunlu, parlak ve iri gözlü idi. Soğukkanlı fakat vehimli bir mizaca sahipti. Yürürken ve otururken biraz öne doğru meylederdi.
Titrek fakat kalın bir sesi vardı; çok dinler, az konuşurdu. Kendisiyle konuşanlara saygı telkin eder, herkese karşı nazik davranırdı. Hoşlanmadığı kimselere bile güler yüz gösterir ve sevmediğini belli etmezdi. Karşısındakinin duygu ve düşüncelerini sezmekte mâhirdi. Herkesin gönlünü almasını iyi bilirdi.
ÜSTÜN BİR ZEKÂYA VE HAFIZAYA SAHİPTİ
Fevkalâde bir zekâya ve hâfızaya sahipti. Bir kere gördüğü veya sesini işittiği kimseyi asla unutmazdı. İradesi kuvvetli, fikir ve kararlarında istiklâl sahibi, tehlike karşısında metanetli idi. Anne ve babasının veremden ölmüş olmaları, onu genç yaşından itibaren temkinli yaşamaya sevk etmişti.
Her türlü sefahatten uzak durur, sade bir hayat yaşardı. Ölünceye kadar her sabah ılık su ile duş yapmayı alışkanlık haline getirmişti. Jimnastiğe meraklı olup kılıç kullanma ve tabanca atmakta mâhir idi. Batı müziğinden, opera ve tiyatrodan hoşlanırdı.
ABDÜLHAMİD'İN HAYATI HAKKINDA 34 İLGİNÇ GERÇEK
DEVLET İŞLERİNİ HER ŞEYİN ÜSTÜNDE TUTARDI
Çalışmayı sever ve düzenli bir program uygulardı. Devlet işlerini her şeyin üstünde tutar ve önemli haberler alındığında uykusundan dahi uyandırılmasını isterdi. Devlet işlerinde değişik karakterdeki kimselerden faydalanmayı iyi bilir ve onlara mizaçlarına uygun hizmetler verirdi.
Sultan Abdülhamid halifelik makamına yakışır iffet, haysiyet, vakar ve namus timsali bir kimse idi. Dindardı, hayır yapmasını severdi. Kan dökülmesinden asla hoşlanmazdı.
ABDÜLHAMİD EŞİ MÜŞFİKA HANIM’IN KOLLARINDA ÖLDÜ
Bundan tam 102 yıl önce, 1918 yılı 10 Şubat'ında hayata gözlerini yummuştu Sultan Abdülhamid. Çok kıymet verdiği biricik eşi Müşfika Kadınefendi'nin koluna yaslanmış; çevresindekiler baygınlık geçirdiğini sanmışlardı.
Sultan Abdülhamid'in yaşamı ile ilgili, özel hayatı, Selanik ve Beylerbeyi Sarayı'ndaki dışarıya kapalı yılları hakkında çok kıymetli bilgileri, kızı Ayşe Sultan'dan öğrendik.
OSMANLI'DA SANATIN EN BÜYÜK HİMAYECİSİ: ABDÜLHAMİD
KIZI AYŞE SULTAN’IN DİLİNDEN ABDÜLHAMİD’İN ÖLÜMÜ
1956 yılında, hatıratını tefrika ile yayımlamaya başlayan Ayşe Sultan, Abdülhamid'in ölümü ile ilgili de tarihe şerh düşmüş; "Ulu hakan" ın ölümünü şu satırlarla dile getirmişti*:
"Ben o sırada İsviçre'de bulunuyordum, ikinci oğlum Osman'ı dünyaya getirmiştim. Bu müjdeyi babama telgrafla bildirmiş, Rasim Bey imzasıyla babamın memnuniyetini bildiren bir cevap almıştım. Bu telgraf bende mahfuzdur. İsviçre gazeteleri İkinci Abdülhamid'in bir torunu doğduğunu yazmışlar, her taraftan tebrikler almıştım.