Arama

Ahid sandığı neden bu kadar önemli? İçinde ne var?

Ahit Sandığı, Antik dönemde efsanevi bir nesne olarak bilinen ve İbrani geleneğine göre Hz. Musa'nın (AS) Allah'tan (CC) aldığı emirlerin yazılı olduğu iki taş tabletin bulunduğu sandıktır. Sina Dağı'nda Allah'ın (CC) buyruklarına göre yapıldığına inanılan bu sandığın M.Ö. 587 yılında Kudüs'ün Babilliler tarafından yıkılmasıyla kaybolduğu düşünülür. Ahid Sandığı 26 asırdır Tapınak Şövalyeleri'nden krallara, gizli örgütlerden Papalık'a kadar herkesin aradığı bir nesnedir. Sadece dini bir eser olmasının ötesinde, tarih, arkeoloji ve din bilimi için de büyük önem taşımaktadır. Peki, Ahid Sandığı nedir? Ahid Sandığı nerededir? Ahid sandığının içinde ne var?

İnsanlık tarihinin en büyük sırlarından biri olan Ahit Sandığı'nın hikayesi bu şekilde başlar.

Peki, bu sandığın içinde ne var ve neden bu kadar önemli?

➡Sandık içerisinde, On Emir'in yazılı olduğu 2 tablet,
➡Harun Peygamber'e (AS) ait bir asa,
➡kudret kabı ve
➡Kur'an-ı Kerim'e bakacak olursak Hz. Musa (AS) ve Hz. Harun (AS) ailelerinden kalma eşyalar bulunmaktadır.

🔷 Sandığın ürkütücü yanı, eski metinlerde ona dokunanların bir şekilde öldüğü veya hastalandığına dair anlatımlardır. Bu nedenle, Tevrat'ta Tanrı, Musa'ya sandığı sadece Kohat soyundan gelen Levililerin taşıyabileceğini ve bunu özel kıyafetlerle yapmaları gerektiğini söylemiştir.

🔷 Metinlere göre, bu bilgi sadece Levililere öğretilmiş ve onlar dışındakilere sandığa dokunmanın ya ölümcül hastalıklara ya da ölüme neden olacağı belirtilmiştir.

Sandığın yapım şekli ilginç bir detayı da ortaya çıkartıyor.

Ahit sandığı altından yapılmıştır ve altın, elektriği en iyi ileten maddelerden biridir. Ayrıca, Tevrat'ta sandığı taşımak için Akasya ağacından kollar yapılması emredilmiştir. Ancak, ağaç veya tahta iletken bir madde değildir. Bu durumda, çöl sıcağında güneş altında böyle bir sandık, elektrik yüklemesi yapabilir. Akasya ağacından yapılan kollar, elektriği boşaltamayacağı için sandıkta biriken elektrik nedeniyle, sandığa dokunanlar ölebilir.

🔷 Kısacası, ahit sandığının tasarımı, bilinçli bir şekilde elektrik yüklenebileceğini fark eden biri tarafından hazırlanmış olmalıdır. Ayrıca, sandığı taşımak için kullanılan Akasya ağacından yapılan kolların iletken bir madde olmadığı gerçeğini, elektrik yükünün sandıkta birikebileceğini ve kontrolsüz dokunanların ani bir şok yaşayabileceğini, sandığı yapanlar çok iyi bilmekteydi. Böylece sandığın güvenliği de sağlanıyordu.

🔷 Ahit sandığının bulunması, tüm dinler için en büyük keşiflerden biri olacak ve dinler tarihinde birçok konuda yeni araştırmalara yol açacaktır. Ancak, bugüne kadar neden bulunamadığına dair birçok spekülasyon yapılmaktadır. Peki bugün nerededir?

🔷 Tarih boyunca Tapınak Şövalyeleri'nden Papalık'a, krallardan birçok gizli örgüte ve hatta Müslüman hükümdarlara kadar pek çok kişi, izini sürdü ancak kimse bulamadı.

🔷 Nerede olabileceğine dair teoriler ise şöyle ifade ediliyor:

Olasılık 1

Ahid Sandığı Babillilerin eline geçmiş olabilir miydi? Zira Ahid Sandığı ile ilgili bilinen son bilgi, milattan önce 587 yılında, Babillilerin Kudüs'ü işgal edip Süleyman Tapınağı'nı yağmalamalarından sonra, ahit sandığından bir daha haber alınamadığıydı. Bu olasılık oldukça düşüktü çünkü Yahudiler için bu kadar kutsal sayılan bir eşya Babillilerin eline geçmiş olsaydı bu durum hem Babilliler hem Yahudi kaynaklarında mutlaka geçerdi ancak bu duruma dair iki tarafta da tek bir yazılı metin söz konusu değildir. Üstelik Babilliler yağmalama sonrasında şehri terk etmiş ve bölgede kalıcı olmamıştır.

Olasılık 2

◼ Saklandığı yerlerle ilgili iddialardan bir diğeri de, Kudüs'ün meşhur yeraltı tünellerine gizlenmiş olabileceği yönündedir. Bilindiği gibi Kudüs şehri, özellikle Süleyman Tapınağı'nın altı büyük tünelle kaplıdır. Üstelik Kudüs, üç büyük semavi dinin de kutsal kabul ettiği ve koruduğu bir şehirdir, işgalci İsrail'in bölgedeki hakimiyeti de göz önüne alınırsa bu olasılık baskın görünüyor.

Olasılık 3

◼ Diğer bir iddia ise, Etiyopya'da bulunabileceğiyle ilgilidir. Etiyopya'da, Kur'an-ı Kerim, İncil ve Tevrat'ta adı geçen Süleyman Peygamber'in (AS) iletişim kurduğu Saba Melikesi Belkıs'tan bahsedilmektedir. Eski metinlere göre, Belkıs bir Etiyopya kraliçesidir ve Süleyman Peygamber'den (AS) bir oğlu olmuştur. Eski metinlerde, bu çocuk büyüdüğünde, Süleyman Peygamber tarafından Kudüs'e çağrılmış ve gerçek sandıkla sahte bir sandığın yeri değiştirilerek orijinali Etiyopya'ya getirilmiştir.

◼ Etiyopya'da, Tana Qirkos Adası'nda, yeminli Hristiyan keşişlerin yaşadığı bilinmektedir. Bu keşişler, bir kere yemin ettikten sonra kilise sınırlarından ömür boyu dışarı çıkmamaktadır ve tüm teknolojiden ve insanlıktan uzak bir yaşam sürmektedirler. Bu adalardan birinde, hala az sayıdaki keşişin, ahit sandığının uzun yıllar boyunca bir odada saklandığını ve daha sonra gizlice taşındığını iddia ettikleri bilinmektedir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN