Akşemseddin kimdir? Akşemseddin'in İslam ve bilim tarihimiz açısından önemi...
İstanbul'un fethinin manevi babası, Fatih Sultan Mehmet'in hocası Akşemseddin'in gerek fetihteki manevi rolü gerekse ilim ve irfanını ortaya koyan eserleri, İslam ve bilim tarihimiz açısından oldukça büyük önem taşır. Akşemseddin, sıkıntılı anlarda zaferin yakın olduğu müjdesini vererek, sabredip gayret gösterilmesi gerektiğini vurgulayarak, fethin kısa zamanda gerçekleşmesini sağlamıştır.
Giriş Tarihi: 31.01.2020
15:38
Güncelleme Tarihi: 31.01.2023
11:24
➡ İstanbul'un fethinde önemli bir etkisi olan Akşemseddin'in , Anadolu'nun İslamlaştırılmasında da büyük rolü vardı. 15. yüzyıl ilim ve irfan geleneğinin temsilcilerinden olan, yirmili yaşlarından itibaren gönül terbiyesi yolunda arayış içerisine giren Akşemsedin; İran, Şam ve Bağdat'a yaptığı yolculuklardan sonra bir rüya üzerine Ankara'ya dönüp Hacı Bayram Veli'ye *intisap etti.
İntisap nedir?
Bir topluluğun içinde yer alma, oraya mensup duruma gelme, oranın ferdi olma.
12 maddede İstanbul'un manevi fatihi
➡ Bugün Suriye sınırları içinde yer alan Şam'da 1390'da doğan ve asıl ismi Şemseddin Muhammed b. Hamza olan Akşemseddin, küçük yaşta Kur'an-ı Kerim'i hıfzetti. Baba tarafından nesebi Hz. Ebubekir'e (RA) kadar uzanır. Kur'an'ı ezberleyip kuvvetli bir dini tahsil gördükten sonra Osmancık Medresesi 'ne müderris oldu.
Nesep ne demek?
Soy bağı anlamındaki fıkıh terimi.
➡ Yedi yaşında ailesiyle Anadolu'ya gelip Samsun'un Kavak ilçesine yerleşen Akşemseddin, babası alim Şeyh Şerafettin Hamza'nın vefatının ardından şer'i ilimler ile tıp eğitimi aldı.
➡ Hacı Bayram Veli'nin yanında kaldığı süre içinde tasavvufun inceliklerini öğrenen Akşemseddin, icazetini aldıktan sonra Beypazarı'na yerleşti. Bir süre sonra Göynük'e gitti. Göynük'te yaşadığı dönemde Fatih Sultan Mehmet'in fetih hazırlıkları yaptığı haberi üzerine Edirne'ye giden Akşemseddin, İstanbul'un fethine katılarak padişahın yanında bulundu.
➡ Fatih Sultan Mehmet'in "O benim hocamdır. Şehrin manevi fatihidir." dediği, fetihten sonra Ayasofya'da kılınan Cuma namazında ilk hutbeyi okuyan Akşemseddin, İstanbul'da Eyyüp Sultan'ın kabrini de bulduktan sonra padişahın tüm ısrarlarına rağmen Göynük'e döndü ve 1459'da burada vefat etti. Türbesi halen ziyaretgâhtır.
Akşemseddin'in türbesi Süleyman Paşa Camii yanında yer alır. Evliya Çelebi Seyahatnâmesi'nin matbu nüshasındaki bir notta, türbenin harap olması üzerine hazîne-i hâssadan masrafı karşılanarak yeni ve güzel bir türbe yapıldığı belirtilir. 1952 yılından itibaren türbenin dış mimarisi tamir görmüş, bu sırada içindeki sandukaların yerleri değiştirildiği gibi bir tanesi de anlaşılmayan bir sebepten kaldırılarak yok edilmiştir. Türbede Akşemseddin'den başka iki oğlu da yatmaktadır.
➡ Akşemseddin'in içinde çileye girdiği hücre bugün de Ankara Hacı Bayram Camii bodrumunda mevcuttur ve şeyhin adıyla anılır. Büyük zat Beypazarı'nda bir mescid ve değirmen inşa ettirdi. Fakat halkın büyük rağbet gösterip etrafına toplanması üzerine günümüzde Çorum'a bağlı olan İskilip kazasında Kösedağı civarındaki Evlek köyüne çekildi.
➡ Bir süre sonra buradan ayrılarak Göynük'e yerleşti ve orada da yine bir mescidle değirmen yaptırdı. Bir yandan çocuklarının, diğer yandan da dervişlerinin tâlim ve terbiyeleriyle meşgul oldu; bu arada hacca gitti. Şeyhi Hacı Bayrâm-ı Velî 'nin vefatından sonra onun yerine irşad makamına geçti.
Akşemseddin sözleri ve alıntıları
Tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber İstanbul'un fethinden önce iki defa Fatih'in yanına Edirne'ye giden Akşemseddin, ilkinde II. Murad'ın kazaskeri Çandarlıoğlu Süleyman Çelebi'yi, öbür defasında da Fatih'in kızlarından birini tedavi ederek iyileştirmiş, Fatih'in kızı da kendisine Beypazarı'ndaki pirinç mezraalarını vermişti.
Fatih 1453 yılı baharında İstanbul'u muhasara etmek üzere ordusuyla Edirne'den yola çıkınca Akşemseddin, Akbıyık Sultan ve devrin diğer tanınmış şeyhleri de yüzlerce müridleriyle ona katıldılar. Akşemseddin kuşatmanın en sıkıntılı anlarında gerek padişahın gerekse ordunun manevi gücünün yükseltilmesine yardımcı oldu. Araştırmacılar, Akşemseddin'in bu sıkıntılı anlarda zaferin yakın olduğu müjdesini vererek sabredip gayret göstermesi gerektiğine dair Fatih'e yazdığı mektupların fethin kısa zamanda gerçekleşmesinde büyük bir tesiri olduğunu belirtirler.