Arama

Amerikan tarihinin kapanmaz lekesi

Amerika ve Avustralya adalarını tarihte daha evvel görülmemiş hız ve vahşetle sömüren Batılılar, adaların yerlileri olan halkları da katlederek, insanlığa karşı büyük bir soykırım suçu işlediler. Çiçek hastalığını giysilerle geniş kitlelere bulaştıran bu sapkın zihniyet, o güne kadar dünya nüfusunun beşte birini oluşturan bir kavmi adeta dünya haritasından silerek tüm mal varlıklarını gasp etti.

➡ Avrupa'dan Yeni Dünya'ya göç eden beyazlar bu topraklarda kalıcı olmak için öncelikle o yerin sahiplerini yok etmeliydi. Öyle de oldu. Dünyaya yeryüzünün en önemli kâşifi olarak pazarlanan Kristof Kolomb, Kızılderililer için, günlüğünde şöyle bahsediyordu:

"Bunlardan çok iyi hizmetkâr olur. Sadece elli kişiyle bütün bu yerlilere kolaylıkla boyun eğdirebiliriz ve istediğimiz her şeyi yaptırabiliriz."

➡ Kolomb, Amerika'ya vardığında dünya nüfusunun 5'te biri Kızıleriliydi ve sayıları 70 milyonu geçiyordu. 1492'den bugüne sadece 2 milyon kaldılar. Amerika zaman içerisinde yüz milyona yakın Kızılderili'yi yok etti.

➡ Yine dönemin önemli din adamlarından Papaz Bartolome de Las Casas'nın anlattığına göre, diri diri yakılan insanlar, tecavüz edilen kadınlar, vahşice öldürülen çocuklar ve hamileler, çarmıha gerilenler derken dünya en kanlı ve en kirli zamanlarından birini yaşıyordu. Kimi nasıl öldüreceğine dair birbirleriyle bahse girenler, iddiaları için gözlerini kırpmadan cinayet işliyorlardı.

➡ Kızılderililere tahammül edemeyen bu zorbalar; onları "halk" olarak bile görmüyordu. ABD'nin kurucusu ve ilk Başkanı George Washington'un sözleri de tezi doğruluyordu.

➡ Washington, yerlileri vahşi kurtlara benzeterek, "Bu vahşi hayvanların tamamen imha edilmesi gerekiyor" diyordu. Sonuçta da öyle oluyordu. ABD'nin bir başka Başkanı Theodore Roosevelt de Washington'dan geri kalmıyordu: "Ben en iyi yerli (Kızılderili) ölü yerlidir demek istemiyorum ama 10'da 9'u öyledir" diye konuştu.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN