Anadolu tarihine ışık tutan Sis Seyahatnamesi
Bir sahaf dükkânı sahibinin hurdacıdan satın aldığı birkaç kitap ile başladı Sis Seyahatnamesi'nin bir asır önceden günümüze uzanan yolculuğu. Bu eser, Osmanlı döneminde devlet adamı, hattat ve yazar olarak bilinen Ahmet Nazif Efendi'nin kendi el yazısıyla kaleme aldığı bir seyahatnameydi. 1908 yılında, Kayseri'den Adana'ya yapılan bir yolculuğu konu alan eserde, Anadolu şehirlerine dair birbirinden değerli bilgiler yer alıyor. Sis Seyahatnamesi ve müellifi Ahmet Nazif Efendi'ye dair ilginç detayları derledik.
Giriş Tarihi: 24.11.2019
09:54
Güncelleme Tarihi: 24.11.2019
09:56
KALEME ALDIĞI 22 MAKALE GAZETEDE YAYIMLANDI
Dede ve baba mesleği olan kâtiplikteki başarısı ve hattat olması, Ahmet Nazif Efendi'nin aynı zamanda farklı okullarda hüsnühat öğretmenliği yapmasını da sağlamıştı.
Ahmet Nazif Efendi, kaleme aldığı seyahatnamesiyle nasıl ki Kayseri tarihinin öncüsü konumundaysa Erciyes Gazetesi de Kayseri basın tarihinin öncüsüdür. Kayseri'de çıkan ilk gazete olan Erciyes Gazetesinin Yazı İşleri Müdürlüğünü bir dönem Ahmet Nazif Efendi yürütmüştür.
Erciyes Gazetesinde Ahmet Nazif Efendi'nin Kayseri tarihi, coğrafyası ve meşhur tarihî şahsiyetleri ile alakalı 22 makalesi ve birkaç tane şiiri neşredilmişti.
80 YIL BOYUNCA MUHAFAZA EDİLEN ESER
Ahmet Nazif Efendi, bugüne kadar bilinen iki eseri olan Mirat-ı Kayseriyye ve Kayseri Meşahiri 'nin bazı kısımlarını ilk defa Erciyes Gazetesinde tefrika etmeye başladı. Ancak, 54 yaşında vefat edince bu iki eserinin yayımı uzun süre mümkün olmadı. Bu gecikmede Ahmet Nazif Efendi'nin vârislerinin tavrı etkilidir.
Kayseri tarihini ilk kez kaleme alan Halil Edhem Bey'in, eserinin girişinde Mirat-ı Kayseriyye 'den bahsetmesi üzerine, birçok tarihçi bu eserden haberdar oldu. Ardından eseri yayımlamak için Ahmet Nazif Efendi'nin vârislerine başvurdu, ancak olumsuz yanıt aldılar.
Vârisler, bu iki eseri yaklaşık 80 yıl boyunca muhafaza ettiler. Mirat-ı Kayseriyye , Kayseri'de çok uzun süre valilik yapan ve döneminde birçok kıymetli kitabın yayımlanmasına önayak olan Yüksel Çavuşoğlu'nun devreye girmesiyle ancak 1987'de yayımlanabildi.
Ahmet Nazif Efendi'nin yayımlanan ikinci eseri ise Kayseriyye Meşahiri 'ydi. "Kayseri Meşhurları" ismi ile 1991'de Prof. Dr. Meserret Diriöz ve Haydar Ali Diriöz tarafından sadeleştirilerek neşredildi.
ANADOLU'YA IŞIK TUTAN 'SİS SEYAHATNAMESİ'
Ahmet Nazif Efendi'ye ait olduğu bilinen ve kendi yazısıyla kaleme aldığı eserler şimdiye kadar şu şekilde biliniyordu: özgeçmişi, Mirat-ı Kayseriyye, Kayseriyye Meşahiri ve Raşid Efendi Kütüphanesi ile ilgili mektubu .
Şimdiye kadar hiç kimse tarafından yayımlanmayan, hiçbir yerde kaydı bulunmayan Ahmet Nazif Efendi'nin el yazması, yeni bir eser olarak gün yüzüne çıktı. Eserin adı: Sis Seyahatnamesi.
YAŞANAN KURAKLIK NEDENİYLE YOLA ÇIKTI
32 sayfa, ikinci sınıf sarı kâğıttan oluşan ve siyah mürekkeple rika ile kaleme alınan bu seyahatnamede, II. Meşrutiyet'in ilanına denk gelen 1908 yılında gerçekleşen olaylar anlatılır.
Anadolu'nun farklı yerlerindeki günlük hayata dair gözlemlere yer verilen bu seyahatnamede, o yıl Kayseri'de büyük bir kuraklık yaşanmış ve ahali feryat ederek Kayseri İdaresine başvurmuştur.
Adana vilayetine bağlı Sis (bugünkü adıyla Kozan ) kazasından hasatın yeni yapıldığı ve istenildiği kadar hububat temin edilebileceği cevabı alınınca, hububatı taşımak üzere tedarik edilen develer Sis'e gönderilmiş ve İdare Meclisi Başkâtibi Ahmet Nazif Efendi de alınacak hububatın ücretini ödemek üzere görevlendirilmişti.
SEYAHATNAMEYİ KALEME ALMAYA NASIL KARAR VERDİ?
Yolların at arabasıyla seyahate uygun olmadığı gerekçesiyle Ahmet Nazif Efendi'nin rotası değiştirildi ve Niğde tarafına yönlendirildi. Bu sırada Hintli bir kanun kaçağını tespit etti ve onu Kayseri uzak olduğu için Tarsus'a götürüp yetkililere teslim etti. Ahmet Nazif Efendi, bu olay üzerine seyahatnameyi yazmaya karar verdi.
Tarsus'ta dolaşarak tarihi eserleri ziyaret eden Ahmet Nazif Efendi, daha sonra trenle Adana'ya geçti. Adana'da valiyi ziyaretinden sonra Sis'e geçen Ahmet Nazif Efendi, gerekli hububatı develere yükleterek Kayseri'ye gönderdi ve posta ile kendisi adına gönderilen paralarla hububat satın alınan kişilere ücretlerini ödedi.
24 Aralık 1914 tarihinde hayatını kaybeden Osmanlının bu kıymetli zatı, Kayseri'de bulunan Seyyid Burhaneddin Türbesi'nin yanına defnedildi.