Arama

Anadolu birliğinin kilidi Çaldıran Zaferi

Yavuz Sultan Selim tahta geçtiğinde Osmanlıları tehdit eden en büyük unsur, doğu sınırındaki komşuları olan Safevilerdi. Şahkulu başta olmak üzere Anadolu'da pek çok isyanı tetikleyen Şah İsmail, fetihlerin yönünü Avrupa'ya çeviren Osmanlılar için geride büyük bir tehditti ve bu nedenle Sultan Selim bu tehlikeyi ortadan kaldırmak için gerekli savaş hazırlıkları yaptırmıştı. Tam 510 sene önce 23 Ağustos 1514'de Azerbaycan'ın Çaldıran ovasında gerçekleşen meydan savaşını Yavuz Sultan Selim önderliğindeki Osmanlı ordusu kazandı. Böylece Anadolu'daki birlik tam manasıyla sağlanmış oldu.

◾ Divanı toplayan Yavuz Sultan Selim savaş kararı aldı ve Şah İsmail'e kararını bildiren bir mektup yazdı. Bu belge tarihteki en güçlü savaş mektuplarından biri olarak kabul edildi.

İşte o mektup:

"Bilesin ve agâh olasın ki, ilahî hükümlerden yüz çevirenlerin, dini ve şeriatı yıkmaya çalışanların bu hareketlerine, bütün Müslümanların ve bu arada adalet sever hükümdarların, kudretleri nispetinde mani olmaları farzdır. Bunu söylemekten maksadımız sudur: tekke kösesinden hâkimiyete yükselen sen, bu yolda yürüdün, Müslümanların memleketlerine saldırdın, şefkat ve utanmayı bir tarafa atarak zulüm kapılarını açtın, günahsız Müslümanları incittin, fitne ve fesadı kendin için temel prensip olarak kabul ettin, "umur-i padişahî ve ahkâm-i sehinsâhiyi muktezay-i heva-yi nefs ve ragbet-i tabiiyeye uydurup kuyud-i seriati hak ettin. ibâhe-i muharreme ve irakat-i dima-i mükerreme ve mescitleri yıkma, türbe ve mezarları yakma, ulema ile peygamber neslinden gelmiş olan seyyidlere ihanet "ve ilka-i mesâhif-i kerime der kazurat ve sebb-i seyheyn-i kerimeyn" gibi isler, senin kötü hallerinden bir kaçıdır. Dillerde dolaşmakta olan bunlar ve bunlara benzer hareketlerinden dolayı ulema kesin delillere dayanarak senin küfür ve irtidadina, senin ve sana tabi olanların öldürülmelerinin vacip olduğuna; mal ve rızıklarınızın yağma, kadın ve çocuklarınızın esir edilmesinin mubah olduğuna ittifakla karar vermişlerdir. Bu durum karşısında ben, Allah'ın emirlerini yerine getirmek, zulüm görenlere yârdim etmek ve "merasim-i nâmus-i pâdisâhî için " ipekli elbiselerimi çıkardım, zırh giydim, kılıç kusandım, ata bindim ve safer ayinin başında Anadolu yakasına geçtim. Maksadım, Allah'ın inayetiyle senin padişahlığını yok etmek ve böylece acizler üzerinden zulmünü ve fesâdini kaldırmaktır. Ancak, kılıçtan önce sana, sünnet-i seniyye icâbi islâmiyeti teklif ederim. Eğer yaptıklarına pişman olup can ve gönülden istiğfar eder ve aldığın kaleleri geri verirsen, tarafımızdan dostluktan başka bir şey görmezsin. Fakat kötü hallerine devam ettiğin takdirde "zulmet-i zulümden" simsiyah yaptığın yerleri nura kavuşturmak ve senin elinden almak üzere inşallah yakında geleceğim. Takdir ne ise öyle olacaktır. Selâm, hidayete tabi olanlaradır."

Anadolu topraklarında Şah İsmail ve ordusuna rastlayamayan Yavuz Sultan Selim bir mektup daha yazarak Şah İsmail'e bir kez daha meydan okur:

"Ey İsmail, ülkemin sınırında görünmekle bana meydan okudun. iste ben geldim, haftalarca yürüdüğüm halde ne senden ne de askerinden bir eser görmedim. Ölü müsün yoksa sağ mısın bilemiyorum, hile ve aldatmaktan başka bir şey bilmez misin? Şayet korkuyorsan bir tabip getir ki seni tedavi etsin. Seni daha fazla korkutmamak için güzide askerlerimden kırk bin kişiyi kayseri yakınlarında bıraktım. Düşman hakkında ancak bu kadar lütuf gösterilebilir"

KUTSAL TOPRAKLARI YEŞERTEN DEVLET

I. Selim olası bir Şii isyanına tedbir olarak Sivas-Kayseri arasında 40 bin kişilik kuvvet bırakarak Şah İsmail'i aramaya devam etti. 23 Ağustos'ta iki ordu Azerbaycan'ın Çaldıran ovasında karşı karşıya geldi.

Süvari kökenli Safevi ordusu üstün manevra kabiliyetine sahip olsa da Osmanlı ordusu son teknoloji toplarla donatılmıştı. Osmanlı ordusunun bir kanadı çökse de Safevi ordusu büyük bir mağlubiyet aldı.

◾ Ayrıca Safevi Hükümdarı Şah İsmail bir kurşun ile yaralanmış ve atından düşmüştü. Bu durum üzerine Safevi ordusu geri çekilmeye başlamış ve savaş meydanından kaçmıştı.

◾ Şah önce Tebriz'e sonra da Dergezin'e kaçmıştı. Savaşın kaderini belirleyen en önemli etken ise yer değiştirebilen seyyar Osmanlı toplarıydı.

◾ Savaşın nihayete ermesiyle beraber Osmanlılara karşı kurulan Safevi - Memluk hattı kesilmiş oldu. Yavuz bu zaferin ardından gözünü güneye çevirecekti.

Yavuz Sultan Selim özellikle Tebriz'de bulunan alim, sanatkar ve bilim insanlarını İstanbul'a naklederek İstanbul'un ilim mekrezi olma hüviyetini korudu.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN