Ansiklopedik risaleleriyle tanınan felsefe topluluğu: İhvan-ı Safa
İhvân-ı Safâ, 10. yüzyılda Abbasi Devleti'nin son dönemlerinde ortaya çıkmış, dini, felsefi ve siyasi çekişmelerin yaşandığı bir devirde çalışmalarını büyük bir gizlilik içinde sürdürmüştü. Buna karşın görüşleri ve kaleme aldıkları risaleler, daha o yüzyılda geniş bir coğrafyaya yayılmıştı. Kendilerini dini ve ahlaki kaygılarla ortaya çıkan bir topluluk olarak tanımlayan İhvân-ı Safâ topluluğu, bağnazlık, fikir ve mezhep çekişmelerini gidermeyi hedeflemişti.
Giriş Tarihi: 11.04.2021
17:57
Güncelleme Tarihi: 11.04.2022
16:03
Sesli dinlemek için tıklayınız.
ANSİKLOPEDİK RİSALE: RESÂʾİLÜ İHVÂNİ’S-SAFÂ
Klasik kaynaklarda İhvân-ı Safâ'nın kurucularına ve Resâʾilü İhvâni's-Safâ' nın yazarlarına dair beş kişinin isimleri zikredilir.
🔸 Bu kişiler, Zeyd bin Rifâa, Ebû Süleyman Muhammed bin Ma'şer el-Büstî el-Makdisî (el-Mukaddesî), Ebü'l-Hasan Ali bin Hârûn ez-Zencânî, Ebû Ahmed el-Mihricânî ve Avfî'dir.
🔸 Zikredilen bu kişilerin geniş kültürlü âlimler olduğu ifade edilir; zira risalelerin farklı alanlara dair uzmanlıkla kaleme alınmış oluşu da bunun kanıtı niteliğindedir.
🔸 Resâʾilü İhvâni's-Safâ adlı risalelerde din, kozmoloji, metafizik, psikoloji, astronomi ve matematik gibi pek çok konu yer almış ve ansiklopedik bir mahiyette yazılmıştır.
🔸 Risaleleri konunun uzmanları kaleme almış; ancak bu içeriklere son şeklini el Makdisî vermiştir. Nitekim metinlerdeki üslup bütünlüğü de bunun göstergesidir.
İhvân-ı Safâ topluluğu, Basra şehrinde faaliyetlerine başlamış ve uzun bir süre de İslam dünyasının önemli bir kültür merkezi olan bu şehirde faaliyetlerini sürdürmüştür.
🔸 Öte yandan bazı kaynaklar İhvân-ı Safâ'nın Bağdat'ta da bir şubesi olduğunu belirtmiştir.
(x)🔍 Fikriyat'ın podcast uygulaması için tıklayın.
FAALİYETLERİNİ GİZLİ SÜRDÜRDÜLER
Topluluğun farklı şubeler oluşturup kurumlaşmaya çalıştığı kesin olmasa da ülkenin her yanında üyelerinin bulduğu bilinir.
🔸 İhvân-ı Safâ, dönemin yönetiminde hoşnutsuzluğun doğabileceği ve takip edilebilecekleri endişesiyle çalışmalarını gizlilik içinde sürdürmüştür.
🔸 Risalelerinde Ehl-i Beyt'in üstünlüğüne yaptıkları vurgu, kendi gruplarına dair "şîa, ehlü şîatinâ" gibi ifadeler kullanmaları, onların Şiî olduklarına dair kanaatleri destekler nitelikte görülmüştür.
🔸 Öte yandan risalelerde Şiîlik zaman zaman eleştirilmiş ve Şiîlerden bir kısım insanın bunun ne anlama geldiğini bilmeden mensup olduğu belirtilmiştir.
🔸 Bu minvalde Şiîliği bir geçim aracı olarak kullandıklarına, ilim ve Kur'an öğrenmeyi terk ettilklerine, kabir ziyaretine gereğinden fazla önem verdiklerine dikkat çekilmiştir.
🔸 Bu sebeple İhvân-ı Safâ'nın koyu bir Şiî grup olmalarını söylemek mümkün görülmediği gibi Şiîlikten etkilenmediklerini söylemek de imkân dâhilinde değildir.
VIDEO
İSLAM FELSEFESİNİN İLK ANSİKLOPEDİSİ
Düşünce, din ve felsefe alanında fikirlerini kaleme alan İhvân-ı Safâ, geride Resâʾilü İhvâni's-Safâ adlı 52 risaleden oluşan bir eser bırakmıştır.
🔸 Bu risaleler, İslam düşün dünyasının 10. yüzyıldaki ahvalini yansıtması bakımından asırlar boyu büyük önem görmüştür.
🔸 İlmî ve felsefi düzeyi ansiklopedik bir yaklaşımla kaleme alındığı için İhvân-ı Safâ topluluğu modern araştırmacılar tarafından "İslam ansiklopedistleri" olarak anılmışlardır.
🔸 Topluluk, bu risalelerdeki düşüncelerini müstakil bir eserde özetlemiş; er-Risâletü'l-câmiʿa adlı bir risale daha kaleme alma ihtiyacı duymuştur.
(x)🔍 İslam felsefesinde en sık kullanılan 20 terim
İHVÂN-I SAFÂ TOPLULUĞU NEYİ HEDEFLEMİŞTİ?
Dini ve ahlaki kaygılarla ortaya çıkan bir topluluk olan İhvân-ı Safâ, bağnazlık, fikir ve mezhep çekişmelerini gidermeyi hedeflemiştir.
🔸 İhvân-ı Safâ, kardeşlik ve yardımlaşma duygusunu yerleştirmeyi, kendilerine göre yanlış bilgiler ve bâtıl düşüncelerle kirletilmiş olan dini, felsefe ile yeniden temizlemeyi amaçlamıştır.
🔸 Önyargılardan uzak bir yaklaşımla din, felsefe ve ilim ile ilgili erişebildikleri her tür bilgiyi bu minvalde kullanmıştır.
🔸 Düşüncelerine temel oluşturmada Kur'an-ı Kerim kadar Tevrat ve İncil'e de yer vermişlerdir.
🔸 Peygamber Efendimiz ve Hz. Ali'nin sözlerine; felsefi anlamda Sokrates, Platon ve Aristo'nun görüşlerine; geometride Pisagor ve Öklid'in tespitlerine ve coğrafyada Batlamyus'un çalışmalarına değinmişlerdir.
(x)🔍 Ekrem Demirli'nin İslam felsefesine dair yazılarını okumak için tıklayın.
HANGİ KAYNAKLARDAN YARARLANMIŞLARDI?
Müslüman bir toplumda yaşamaları ve kendilerinin de İslam dinine mensup olmaları nedeniyle Kur'an-ı Kerim ve hadislere daha çok önem verdikleri görülür.
🔸 Mezhepçilik yapmaktan uzak durmaya çalışan İhvân-ı Safâ, doğru buldukları her düşünceyi kaynağı ne olursa olsun alma yolunu seçmiştir . Bu minvaldeki görüşlerini şöyle ifade etmişlerdir:
"Kardeşlerimizin ilimlerden hiçbirine düşman olmamaları, hiçbir kitabı hor görmemeleri, mezheplerden hiçbirine önyargı ile bakıp taassuba düşmemeleri gerekir. Çünkü bizim görüş ve mezhebimiz bütün mezheplerin görüşlerini kapsar ve bütün ilimleri kuşatır."
Bulundukları devre dair her türlü bilgiyi derleyip değerlendiren İhvân-ı Safâ, bu bilgilere ilişkin kaynaklarını şöyle sıralamışlardır:
🔸 Bilge ve filozoflar tarafından yazılmış matematik ve fiziğe dair kitaplar.
🔸 Tevrat, İncil ve Kur'an gibi kutsal kitaplar ve peygamberlere melekler aracılığıyla indirilen sahifeler.
🔸 Yıldızların hareketleri, burçların kısımları ve mevcut varlıkların şekilleriyle maden, bitki ve hayvanlardan bahseden astronomi, jeoloji ve botaniğe dair eserler.
🔸 Temiz ve saf insanlara Allah'ın ilham yoluyla bildirdiği ilâhî kitaplar.