Asırlık tarihin şahidi: Beyazıt Yangın Kulesi
İstanbul, asırlar boyunca birçok yangına maruz kaldı. Bundan dolayı da tarihin en çok yangın geçiren şehirlerinden biri olarak anıldı. Kadim kentin korkulu rüyası haline gelen bu yangınlara çözüm olması için Beyazıt Kulesi inşa edildi. Burada görülen yangınlar, kendine özgü yöntemler ile tulumbacılara ve halka bildirilirdi. Peki, kuleden neden sepet sarkıtılırdı? Beyazıt Yangın Kulesi'nin ışıkları ne anlama gelir?
Giriş Tarihi: 21.11.2020
18:29
Güncelleme Tarihi: 26.12.2022
11:45
📌 Önceleri ahşap çatıya sahip olan Beyazıt Kulesi'ne, 1849 yılında değiştirilerek yerine dört yuvarlak pencereli birer odadan meydana gelen üç kâgir kat yerleştirildi.
📌Kule, alttan itibaren nöbet, işaret, sepet ve sancak katı olarak adlandırılan kısımlardan meydana gelirdi. Bu ilavelerle beraber kulenin yüksekliği 118 metreye ulaştı.
📌 Nöbet katından köşklü denilen görevliler, sancak katında bayrak bulunurdu. Sepet katından yangın bölgesine doğru sepet sarkıtılırdı. İşaret katından ise diğer kuleler yangından haberdar edilirdi.
Gözetleme katından, İstanbul'un nefes kesen manzarası 360 derecelik bakış açısıyl a görülmektedir. Bu katta aynı zamanda duvar ile tavanın birleştiği dairesel kuşakta kesintisiz olarak bir manzara resmi yer alır. Bu manzarada kulenin kendisi de resmedilmiştir.
📌 Kuleye yerleştirilen acemi oğlanlar, gece gündüz şehri gözetlerdi. Yangın kulesine 'yangın köşkü'; görevlilere "köşklü" denirdi.
📌 Beyazıt Yangın Kulesi'nde toplam 20 köşklü bulunurdu. Kuledeki odalarda ikamet eden köşklüler, görevlerine 1923 yılına kadar devam ettiler.
📌 Kulede yangınlar, kendine özgü yöntemler ile tulumbacılara ve halka bildirilirdi. Buradaki görevliler, yangın alarmı verebilmek için kulenin iki yanındaki gemi mahmuzunu andıran direklere, gece-gündüz ayrı işaretler çeker ve asardı.
📌 Gündüz bir yangın görülmüşse bir kırmızı ya da sarı bayrak asılır veyahut iki taraftan sepet sarkıtılırdı. Gece ise kırmızı, yeşil ve beyaz büyük fener veya maytap yakılırdı.
📌 Yangın birden fazla bölgede çıkmışsa sepetlerin sayısı, rengi ve yönü de ona göre değişirdi. Yangının başlamasından söndürülünceye kadar geçen sürede sepetler ve fenerler asılı kalırdı. Böylece Beyazıt Kulesi, Galata Kulesi ve Üsküdar yakasındaki İcadiye Kulesi koordineli olarak çalışırdı.
Kulenin geleneklerine göre, yangını gören nöbetteki köşklü, "Ağa! Bir çocuğun oldu" derdi. Ağa "Kız mı, oğlan mı?" diye sorardı. Anadolu Yakası, Beyoğlu ve Boğaz'ın Rumeli yakasındaki yangınlar "kız", tarihi İstanbul yarımadası içinde çıkan yangınlar ise "oğlan" olarak anılırdı. Haberi alan ağa hemen kalkar, dolaptan bir çanak maytap çıkarıp yakarak İcadiye Kulesi'ne haber verir ve İcadiye'den yedi pare top atılarak yangın tüm ahaliye ilan edilirdi.
📌 Beyazıt Kulesi'nde 1934 yılına kadar yangınlarda sepet ve fenerler sarkıtılmaya devam etti. Cumhuriyet döneminde, kulenin yeni bir görevi daha vardı. Hava durumunu hakkında bilgi vermek. Mavi ışık havanın açık, yeşil ışık yağmurlu, sarı ışık sisli ve kırmızı ışık ise karlı olduğunu gösterirdi.
📌Bu uygulamaya 1995 yılında son verilse de 2010 yılında tekrar başlandı. Kule, 2013'te müzeye dönüştürüldü.