Arama

Avrupalı seyyahları şaşırtan Osmanlı’daki hayvan sevgisi

Osmanlı topraklarına çeşitli amaçlarla gelen Avrupalı seyyahların dikkatini çeken ve garipsedikleri bir mevzu vardı: Osmanlı insanının hayvan sevgisi... Avrupa'da kediler bir tören eşliğinde eğlence malzemesi gibi yakılıyorken imparatorluk topraklarında hayvanlar için kanunlar çıkarılıp, vakıflar kuruluyordu. Hayvanlara her türlü merhametsizliği yapan Avrupalılar, Osmanlı'nın onlara karşı olan hassasiyetini "sıra dışı" bir olay gibi eserlerine taşıdılar.

  • 6
  • 12
Hayvan haklarına dair ilk düzenlemeler
Hayvan haklarına dair ilk düzenlemeler

Osmanlı'da hayvan haklarını korumak adına birtakım kanunlar çıkarılmıştır. Hayvan haklarına yönelik hukuki düzenlemelerin temeli Sultan II. Beyazıt zamanına dayanır. Mevlana Yaraluca Muhyiddin tarafından 1502-1507 tarihleri arasında hazırlanan Kanunname-i İhtisab-i İstanbul el-Mahruse'de hayvanların korunmasına ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Kanunnamenin 58. maddesi şu şekildedir: "Ayağı yaramaz beygiri işletmeyeler. At, eşek ve katır ayağını gözeteler ve semerin göreler. Ağır yük vurmayalar. Çünkü dilsiz canlıdırlar. Hamallar ağır yük vurmayalar, makul olalar."

Kanunî döneminde Türkiye'ye gelen Hans Dernschwam, İstanbul ve Anadolu'ya Seyahat Günlüğü isimli seyahatnamesinde yük hayvanlarına gösterilen hassasiyet ile ilgili ilginç bir hikâye anlatır: "Kaymakam Koca Mehmed Paşa halka karşı tuhaf davranışlarda bulunurmuş ve onları sık sık işledikleri suçlar için cezalandırırmış. Günün birinde paşa bir aşçı dükkânının önünde odun yüklü güzel bir at görür. Atın sahibi ortalarda yok; içerde dükkânda karnını doyurmakta. Paşa köylüyü buldurup odunları atın sırtından indirtir ve adamın sırtına yükletir. Ata bir akçelik kuru ot aldırtır. At bu otu yiyinceye kadar adam sırtında ağır odun yükü ile ayakta bekler. Paşa adama, önce odununu sat, karnını ondan sonra doyur anladın mı der."

  • 8
  • 12
Seyyahların hayvan koruyucu vakıfları hakkındaki görüşleri
Seyyahların hayvan koruyucu vakıfları hakkındaki görüşleri

Osmanlı'da köpeklere, kedilere ve diğer sokak hayvanlarına bakmak için pek çok vakıf kurulmuş ve "mancacı" ismi verilen insanlar görevlendirmişti. Birçok Osmanlı şehrinde kar yağdığında ve soğuklar bastırdığında şehirlere ve kasabalara inen aç kurtların ve kuşların beslenmesi için belirli yerlere düzenli şekilde et, ciğer, sakatat, darı, buğday ve ot koyan vakıflar tesis edilmişti. Bu durum elbette yabancıların gözünden kaçmamıştı.

Osmanlı'da hayvan sevgisinin bir mesleğe tezahürü: Mancacılık

  • 9
  • 12
Hayvanlar için kurulan vakıflar
Hayvanlar için kurulan vakıflar

İngiltere'nin İstanbul sefaretinde katiplik yapan Rycaut, The Present State of the Ottoman Empire isimli eserinde Osmanlıların hükümet şekli, yöneticileri, toplumsal yapısı ve âdetleri hakkında bilgi verir. Bu eserinde Osmanlı insanının hayvan haklarına ne kadar saygılı olduğunu ve onların beslenme-korunmalarına ne kadar önem verildiğini, hayvanlar için kurulan özel vakıflar üzerinden anlatır:

  • 10
  • 12
"Batılılar için gülünç gelebilir"
Batılılar için gülünç gelebilir

"Fakir insanlar için kurulan aş evlerinde, insanlardan başka kedi ve köpek gibi hayvanlar için de özel vakıflar kurmak adetti. Bunlar Batılılar için gülünç gelebilir ama Osmanlı'nın bazı şehirlerinde kediler için yapılmış binalar vardır. Gıdaları için vakıflar kurulmuş, kedilerin hizmeti için vekil, haçlar ve uşaklar tahsis edilmiştir."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN