Avrupalılar, Osmanlı topraklarında nasıl sanayi casusluğu yaptı?
Osmanlı, askeri alanda olduğu kadar imalat ve üretim sektöründe de söz sahibiydi. İmparatorlukta üretilen ürünler Çin'den İsveç'e kadar dünyanın her tarafında talep edilirdi. Bu sebepten dolayı tarihin en büyük fikir ve emek hırsızı olan İngilizler, Osmanlı topraklarına sanayi casusları gönderdi. İşte Osmanlı'da ticaret hakkında bilinmesi gerekenler...
Giriş Tarihi: 29.07.2019
17:19
Güncelleme Tarihi: 18.07.2024
13:32
Avrupalılar, Osmanlı topraklarında nasıl sanayi casusluğu yaptı?
◽ Osmanlı kumaş boyaları ile Fransızlar da ilgilenmiş, hatta XVIII. yüzyıl ortalarında Osmanlı İmparatorluğundan işçi götürerek ülkelerinde bir fabrika kurmuşlardı.
◽ Ancak başarılı olamayınca Osmanlı boyacılığında kullanılan temel maddeyi, hükumet olarak bizzat müracaat ederek sormuşlardı.
◽ Fransızların XVIII. yüzyıl ortalarında ilgilendikleri bir diğer üretim alanı da Osmanlı kumaşları ydı. Fransız yönetimine sunulan bir raporda Osmanlı kumaşları ve üretildikleri yerler hakkında uzun uzun bilgi verilip, altın ve gümüş işlemeli kumaşların nasıl dokunduğu ve tellerin nasıl çekildiği anlatılmaktadır.
OSMANLI’DA AVRUPALI TÜCCARLARIN STATÜSÜ NASILDI?
◽ İmparatorluğa gelen yabancı tüccarların can ve mal emniyeti sağlanı r; mal alıp, satabilmeleri için seyahat serbestisi verilirdi. Osmanlı topraklına gelen tüccara, 18. Yüzyıldan itibaren "müstemi" denilmiştir.
◽ Osmanlı topraklarında veya kara sularında eşkıya ve korsanların saldırısı sonucu malını kaybeden tüccarlar ın zararı devlet tarafından karşılanırdı.
◽ Bu durum mütekabiliyet esası gereği yabancı ülkelerde saldırıya uğrayan Osmanlı tüccarları için de geçerliydi.
◽ Osmanlı ülkesinde ölen bir yabancı bir tüccarın yanında bulunan mallarının mirasçılarına intikal etmesi için gerekenler devlet eli yle yapılırdı. Yabancı tüccarlar ile Osmanlı tebaası arasındaki davalar, Osmanlı mahkemeleri nde görülürdü. Ancak dava sırasında tüccarın mensup olduğu milletin tercümanının da bulunması gerekliydi.
◽ Savaş zamanlarında harbe girilen devlet tüccarlarının malları, bulundukları yerin kadısı tarafından envanteri yapılarak muhafaza altına alınırdı. Savaş bitince, tüccarlara malları iade edilir, ziyan olan veya satılan olmuşsa bu da devlet tarafından karşılanırdı.
OSMANLI'NIN TİCARET MERKEZLERİ
◽ En önemli ticaret mahalli şehirlerdeki bedesten olarak anılan yapılardı. Şehirdeki ticaret bölgelerinin merkezini teşkil eden bedestenlerde birçok dükkân bulunur, ayrıca sanayi ve ticaret grupları bu binaların çevresindeki sokaklara kümelenirdi.
◽ Tüccarların ikameti için de bedestene yakın yerlerde hanlar bulunurdu. Osmanlı İmparatorluğu'na dışarıda mal getiren tüccar, mallarını bedestene satmak zorundaydı.
◽ Bedesten her şehirde bulunmaz, daha ziyade milletlerarası ticaretin yapıldığı yerlerde olurdu. Bedestenlerde kıymetli madenler, mücevherler ve kumaşlar alınıp satılırdı.
◽ İmparatorluktaki en önemli bedesten Fatih Sultan Mehmed tarafından İstanbul'da yaptırılan Kapalıçarşı idi.
İMPARATORLUKTA İHRACI YASAK OLAN ÜRÜNLER
◽ Osmanlı İmparatorluğunda silah, barut, kurşun, zift, kükürt, at, öküz, keçi ve koyun derisi, meşin, balmumu, don yağı, pamuk, pamuk ipliği, kereste, yelken bezi ve hububatın serbestçe yurtdışına satılması yasaktı.
◽ Bu maddelerin ihraç edilebilmesi için Divan-ı Hümayun 'dan müsaade alınması gerekliydi. Bu ihracat yasağı hem Avrupalılar hem de İran için geçerliydi. İran'a özellikle silah, at, gümüş, kalay ve bakırın satılması yasaktı.