Ayasofya’da ilk Cuma namazı nasıl kılınmıştı?
Fatih Sultan Mehmed tarafından fethin sembolü olarak camiye çevrilen Ayasofya'da, ilk Cuma namazının 1 Haziran 1453 tarihinde kılındığını biliyor muydunuz? Ya da hutbenin Akşemseddin tarafından Fatih Sultan Mehmed adına okunduğunu? Sizler için Fatih'in şehrin baş camisi haline getirdiği Ayasofya'da, ilk Cuma namazı nasıl kılınmıştı, derledik.
Giriş Tarihi: 10.05.2019
13:17
Güncelleme Tarihi: 29.05.2020
14:22
O kutlu dakikaları nakleden Askerî Müze'nin kurucusu Ferik Ahmed Muhtar Paşa'nın Feth-i Celil-i Kostantiniye adlı eserinden ilk Cuma namazıyla ilgili bilgileri şöyle aktarıyor:
"Fethi müteakib en mühim hadise Ayasofya'da ilk Cuma namazının kılınmasıdır. Mimarlar ve işçiler geceyi gündüze katıp çalışarak Salı günü fetholunan şehrin en büyük kilisesinde Cuma'ya kadar lüzumlu tadilatı yaptıktan sonra padişah, emirleri, mücahitleri, gazileri ve büyük bir alay ve erkânla gelip içeri adımını atar atmaz, mabedin içinde ilahi bir gulgule yükseldi, hafızlar okumaya, müezzinler salalara, ezanlara başladılar.
Cemaat bir ağızdan tekbir alıyor ve kubbe aksisedalarla uğulduyordu. Nice dem bu lahutî avaz sürüp gittikten sonra müezzinler, "İnnallahe ve melaiketihi…" ayetini yanık seslerle okumaya başlayınca Akşemseddin Hazretleri, Sultan Mehmed Han-ı Sani Hazretleri'nin koltuğuna girip tazim ile müşarünileyh hazretlerini minbere çıkardı. Etrafa nur-i hidayet saçan seyf-i Muhammedî elinde parıl parıl parlıyordu.
Hazret-i Fatih minberde yüksek ve mehib bir sesle "Elhamdülillah, Elhamdülillah…" diye hutbe okumaya başlayıp Cenab-ı Mün'im ve Muhsin-i hakikiye teveccüh ile şükür ve mahmedet eylediği zamanda idi ki, camide mevcut bütün gaziler, mücahid-i din-i Mübin, bir acib inbisat, sürur ve zevk ile gaşyolmak derecelerine gelip feryad-ı şadümani ile gözlerinden sel gibi yaşlar dökmeğe başladılar.
Hazret-i Fatih, kaide-i üslub-ı hatib üzre hutbeyi okuyup eda ettikten sonra minberden inerek Akşemseddin Hazretleri'ni imamete geçirip Cuma namazını ol vaktin icabatına göre mücahidin-i din-i Mübin safları önünde ifa eyledi."
Terceme-i Cifrü'l-câmi' adlı eserde Ayasofya ile yakınındaki heykel ve anıtları gösteren minyatür (İÜ Ktp., TY, nr. 6624, vr. 92b)(sağda)
Osmanlı tarihinde, fethedilen ülkelerdeki kiliselerin camiye çevrilmesi eski bir gelenekti. Futuhat yıllarında bu geleneğe daima uyulmuş ve "hilal"in "haç"a galibiyetinin timsali mahiyetindeki bu geleneğe göre: Fetholunan kalenin burçlarına bayrak dikilip, surların üstünden ezan sesleri yükselirken; şehrin en büyük kilisesi de camiye çevrilmiş ve padişahlar ilk Cuma namazını bu camilerde kılmışlardır. Şair Baki , meşhur Kanuni mersiyesinde:
"Aldun hezar bütkedeyi mescid eyledun Nakuus yerlerinde okuttun ezanları"
Mısralarıyla bu eski zafer geleneğini, en güzel şekliyle edebiyat tarihimize mal etmiştir.