Arama

Ayşe Osmanoğlu'nun kaleminden Abdülhamid’in özel yaşamı

Sultan Abdülhamid, dünyanın en buhranlı olduğu bir dönemde 33 yıl boyunca Osmanlı Devleti'nde hükümdarlık yaptı. Yönetimi, gerçekleştirdiği yenilikler, inşa ettirdiği yapılar, döneminde yaşanan siyasi olaylar ile II. Abdülhamid, tarihte belki de en çok tartışılan padişahlardan biri oldu. Peki, Sultan Abdülhamid özel yaşamında nasıldı? Abdülhamid'in bir günü nasıl geçerdi? Uyumadan önce neden kitap okuturdu? Memlekette bir hastalık olduğu zaman hangi eserin okunmasını isterdi? Abdülhamid'in çocuklarıyla ve saray ahalisiyle ilişkisi nasıldı? Kızı Ayşe Osmanoğlu'nun kaleminden Abdülhamid'in özel yaşamına dair bilinmeyenleri derledik.

  • 8
  • 15
ABDÜLHAMİD’İN ALIŞKANLIKLARI NELERDİ?
ABDÜLHAMİD’İN ALIŞKANLIKLARI NELERDİ?

"Mutadı erken yatıp erken kalkmaktı. Sabahları güneşten evvel kalkıp hamama gider, banyosunu alırdı. Hamamın dış katında oturmak için bir sedir yaptırmıştı. Orada oturup giyinir, sabah namazını oracıkta kılar, sonra kahvaltısını ederdi. Sabah kahvaltısını çok hafif yapardı. Yarım bardak sütü maden suyu ile karıştırıp içerdi.

Bu maden sulu sütten biraz sonra kahve ve sigarasını içer, sonra doğruca Harem dairesine geçer, oradan Selamlığa çıkar, masasının başına oturup Başkâtip Paşa'yı isterdi. Burada tahminen saat 11'e kadar resmi işlerle uğraşırdı. Yemek hazır olunca Harem'e geçer, annemle beraber yemeğe otururdu. Yemekten sonra yatak odasındaki şezlonga uzanıp 15-20 dakika dinlenir, yine kalkıp sabahtan kalan işlerini görmek üzere Selamlık dairesine geçer, çalışmaya başlardı. Bu çalışma akşamlara kadar devam ederdi."

SULTAN ABDÜLHAMİD'İN "HAMİDİYE" ADINI TAŞIYAN HİZMETLERİ

  • 9
  • 15
ABDÜLHAMİD ZAMAN KONUSUNDA TİTİZDİ
ABDÜLHAMİD ZAMAN KONUSUNDA TİTİZDİ

"Babam saate, vakte pek bağlı idi. Diyebilirim ki her işini bir saate bağlamış, düzgün ve yeknesak bir ömür geçirmiştir. Babam istirahate geçince sarayda bir sükûnet başlardı. Sarayın bahçesindeki kahkaha sesleri işitilmez, piyanolar ve gramofonlar çalınmaz, gürültü patırtı yapılmazdı. Babamın dairesine gürültü aksetmesin diye herkes ses çıkarmaktan çekinirdi.

Harem kapısının önündeki İkinci Hazinedar ile onun maiyetinde iki hazinedar yatardı. Selamlık kapısında da bir musahip nöbetçi ile Seccadecibaşı İzzet Efendi ve Söğütlü Alayı Kumandanı Mehmed Efendi yatarlardı."

  • 10
  • 15
UYUYANA KADAR KİTAP OKUTURDU
UYUYANA KADAR KİTAP OKUTURDU

"Gece yatak odasında kitap okuturdu. Ayakucuna bir paravan konur, Esvapçıbaşı İsmet Bey kitap okurdu. Sonraları Hacı Mahmud Efendi ve Şifre Kâtibi Asım Bey de okumuşlardır. Babam uykuya dalıncaya kadar okurlar, uyuduğunu hissedince yavaşça kalkıp çıkarlardı. İkinci Hazinedar kapıyı kilitlerdi.

Babam "Başlıca eğlencem musiki dinlemekten ve marangozhanemde çalışmaktan ibarettir. Ancak bunlarla uğraşırken yorgunluğumu hissetmiyorum. Gençliğimde faal bir hayat geçirdiğim halde şimdi muattal yaşıyorum. Uykuyu bile rahat uyuyamadığımdan kitap okutmak bana ninni gibi geliyor. Yarısını dinliyor, yarısını dinlemeden uyuyakalıyorum. Aklım takılıp da uykumu kaçırmasın diye ciddi eserler okutmuyorum" derdi."

  • 11
  • 15
MEMLEKETTE HASTALIK OLDUĞU ZAMAN ‘BUHARİ’ OKUTURDU
MEMLEKETTE HASTALIK OLDUĞU ZAMAN ‘BUHARİ’ OKUTURDU

"Memlekette bir hastalık olduğu zaman tekkede Buhari-i Şerif, Hizbü'l Bahr okunurdu. Babam Buhari-i Şerif'i hususi surette bastırtmış, bütün Müslüman memleketlerine camilere hediye etmiştir. Bana hediye ve yadigâr ettiği bir nüshasını hala saklarım. Ailesinin diğer fertlerine de bu basımdan birer tane hediye etmiştir.

Babam herkesin namaz kılmasını, camilere devam etmesini çok isterdi. Sarayın hususî bahçesinde beş vakit Ezân-ı Muhammedî okunurdu. Babamın bir sözü vardı "Din ve fen" derdi. Bu ikisine de itikat etmek caiz olduğunu söylerdi."

SULTAN ABDÜLHAMİD'İN İLK KEZ SERGİLENEN ŞAHSİ EŞYALARI

  • 12
  • 15
ABDÜLHAMİD’İN ÇOCUKLARIYLA İLİŞKİSİ NASILDI?
ABDÜLHAMİD’İN ÇOCUKLARIYLA İLİŞKİSİ NASILDI?

"Kimseye "sen" diye hitap etmediği gibi cariyelerine bile "getiriniz" veya "götürünüz" gibi nazikâne şekilde emir verirdi. Bizlere ya "kızım" ya da "sultan" diye hitap ederdi. Kadınlarına da pek saygılı muamelede bulunurdu. "Başkadın" yahut "Başikbal" şeklinde haber gönderir ve çağırırdı.

Oğulları efendilerle Selamlık dairesinde görüşür, hangisini isterse "gelsin" diye emrederdi. Büyük oğullarına karşı daha resmi idi. Onlar da huzurda daima istanbulin giyerlerdi. Adi ceketle asla gelmezlerdi. En çok sevdiği Burhaneddin Efendi ile küçük olan oğulları, büyük olan diğer şehzadelerden daha sık huzura gelirlerdi. Cuma selamlıklarında oğullarının bulunmasını mutlak isterdi."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN