Bağdatın bağrında açan gül
Fetihler yoluyla hızla yayılan İslam'da en önemli kavramlardan biri de eğitimdi. İlk ayetin "oku" olmasının yanında Resulullah (SAV) de ashabına ilmin faziletini daima övmüş ve onları bu hususta teşvik etmişti. Bu güzel düşüncenin en güzel yansımalarından birisi de Abbasi Halifesi Müstansır Billah'ın Bağdat'ta inşa ettiği ve dört mezhep fıkhını da merkeze alan Müstansıriyye Medresesi idi.
Giriş Tarihi: 04.05.2024
17:55
◾ Medresenin her katında otuz küçük oda bulunurdu. Ayrıca yüksek tavanlı on iki oda vardı. Her katta otuz dokuz küçük oda, ayrıca orta büyüklükte birkaç oda ile çeşitli ölçülerde çapraz tonozlu çatısında ışık ve hava için penceresi olan yüksek tavanlı on iki büyük oda bulunmaktaydı.
◾ Medresede özel bir bina fıkhın yanında tıp, farmakoloji ve doğa bilimleri eğitimine ayrıldı. Bu yapıya bir hastane, merkezi bir yemekhane, hamamlar ve mahzenler eklendi.
◾ Müstansıriyye Medresesi'nde tıp eğitimi verilir, hastalar tedavi edilir ve çeşitli ilaçlar yapılırdı. Darültıp denilen akademik alanda on tıp talebesi bulunurdu. Bu tarz akademiler, Avrupa'da Doğulu ve Batılı bilim adamlarının seyahatleri neticesinde tanındı ve örnek alındı. Bu tesire Mustansıriye'den otuz yıl sonra açılan Paris Üniversitesi örnek verilebilir.
◾ Burada öğrenciler milliyetlerine göre; natio gallicorum, natio picardorum, natio normanorum, natio anglicorum diye dörde ayrılmıştı.
◾ Hocaları ve diğer çalışanlarla beraber 400 kişilik kadrosu bulunan medresenin ihtiyaçları, halife tarafından kurulan vakıf ile karşılanıyordu. Medresenin müderrislerine verilen maaşın yanında talebelerine ayda bir dinar verilirdi.
◾ Dört mezhebe ait bölümlerin her birinde bir müderris, dört muîd ve altmış iki fıkıh öğrencisi (fakih) mevcuttu. Müderrislere 12, talebelere ise 1 dinar verilirdi.
Osmanlı'da eğitim terimleri
◾ Eğitimi müderris olmayınca yardımcısı, naibler verirdi. Her hocanın 4 naib isimli yardımcısı bulunur ve aylık 3 dinar alırlardı. İbn Batuta Seyahatnamesi nde muidlerin ahşaptan küçük bir kubbe altında üzerinde yaygılar bulunan kürsüde ders veren müderrisin iki yanında oturduğunu ve hocanın dersi anlatmasından sonra dersleri talebelerle tartıştığını anlatırdı. İbn Fadlan, Muhyüddin Abdullah Vâsıti Âkûli medresenin müderrisleri arasındaydı.
Osmanlı'nın ilk müderrisi
◾ Vakfiyeye göre Dârülkur'ân da otuz yetim çocuğa Kur'an dersi veren bir şeyhülkırâat dârülhadiste on öğrenciye cumartesi, pazartesi ve Perşembe hadis dersi veren şeyhü'l-hadîs bulunurdu.
◾ Müstansıriyye Külliyesi'nde dârülhadis, dârülkur'ân, dârüttıb ve kütüphane bulunuyordu. Dârülkur'ânda küçük yaştaki öğrenciler ders görür, sesli kıraat yapardı.
◾ Medresenin en önemli alanlarından biri kütüphanesiydi. Moğolların istilasından önce çok büyük ve değerliydi. Prof. Dr. Fuat Sezgin'in belirttiğine göre halife medreseyi her gün ziyaret eder, özel bir alandan dersleri ve âlimlerin tartışmalarını dinlerdi.
◾ Abbasi halifesi bazı dönemler burada devlet konukları için resmi törenler düzenliyordu. 1258 yılında Moğol istilasıyla büyük çapta hasar görse de ayakta kalmayı başardı. Medrese, on yıl sonra tekrar kullanıldı.