Arama

Batı’nın karanlık sureti

Görkemli şehirleri, tıkanmayan demokrasileri, güllük gülistanlık yaşantıları ile öne çıkar Batı... Sanırsınız ki dünyanın tüm mutluluk rezervleri onların elindedir; oturmuş bir sistemleri, anlayışlı bir yönetimleri vardır. Peki, gerçek nedir? Size Batı'nın köklerinin; barbarlık, vahşet ve hainliğe dayandığını söylesek ne kadar şaşırırsınız?

Sesli dinlemek için tıklayınız.
  • 5
  • 12
İnsanlık dışı uygulamalar
İnsanlık dışı uygulamalar

🔴 Bugün hakim algı mucibince dünyanın gelmiş ve geçmiş en medeni kavimleri olarak zikredilen Batılıların mazileri vahşet, korku ve barbarlık görüntüleri ile doludur. Tarih boyunca yamyamlığı ve barbarlığı mubah gören bu anlayış, insanlık tarihine akıl almayacak kötülükler ile geçer. Bunlardan bazılarını beraber okuyalım.

➡ Yüzyıllar boyunca Avrupalılar, idam edilen suçluların kanını ilaç olarak kullanmıştır.

➡ Cesedin kanına batırılan mendili "kan ekmeği" adı altında satan barbarlar, bunun verem hastalarına bir ilaç olduğunu düşünmüşlerdir.

➡ Bugün medeniyet beşiği olarak lanse edilen İngiltere'de, 16. yüzyılda eczanelerde ufalanmış mumya parçaları, insan yağı ve kafatasından elde edilen ilaçlar satılırdı.

➡ Papa VIII. İnnocentius, ölümden kurtulmak için üç gencin kanını türlü vaatlerle alarak içmiştir.

➡ Batılı doktorlar yüzyıllarca, gençlerin kanını ilaç olarak kullanmıştır.

Haçlılar Anadolu'da, Müslüman askerlerin ve halkın naaşlarını yiyerek köylere korku salmışlardır.

➡ Orta Çağ'da Avrupalı doktorlar ve halk, ölülerden elde edilen ilaçları, ilahi kaynaklardan gelen şifalar olarak kabul etmiştir.

Saydığımız bilgiler; Batılıların kaçtıkları, tarihe gömmeye çalıştıkları gerçek yüzlerini bize gösteriyor. Bugün Avrupa'da yaşayıp da "benim soyumdan kimse bir başka kimseye zulmetmedi" diyebilecek belki de kimse yok. Haçlı Seferleri ile kendi kıtasından taşan bu hastalıklı zihniyet, daha önce görülmemiş vahşetlere imza atarak tarihin karanlık sayfalarını oluşturdu. Bugüne kadar Asya, Afrika ve Avrupa'da yapılmış olan hemen tüm katliamlar bu hastalıklı düşünce yapısının eseridir. Diğer insanlardan inançsal, fikirsel ve tarihsel olarak kendini üstün gören Batı, onları sıkılınca kenara atacağı bir oyuncak sayar.

(x)Kaynaklar:
(x)➖ "Alexiad" Anna Kommena
(x) "Les Croisades" Funck Brentano
(x)➖ "The History of The Crusades"Charles Mills


(X) 🔍 Bilgi Notu: İtalyan düşünür Marsilio Ficino, kanın gençleştirici özelliği olduğuna inanırdı. Ona göre doktorlar da gençlerin kanını bir tedavi olarak kullanırdı.

(x)Marsilio Ficino kimdir?
(x)"Yeni Platonculuk" akımını benimsemiş İtalyan düşünür. Floransa'daki "Platon Akademisi"nin öne çıkan karakteridir.

(X) 📍 İlginç Bilgi: Jan Baptist van Helmont, ölü insan beyninden elde edilen kafatası yosununu, " semavi bir kaynaktan gelen şifa" olarak tarif eder.

(x)Jan Baptist van Helmont kimdir?
(x)Felemenk kimyager ve doktor. Dünyanın temelinin hava ve su olduğunu iddia eder. Karbondioksit ve sülfürik asiti keşfetti.

(x)Kazıklı Voyvoda'nın Tokat'ta hapis günleri nasıl geçti?

  • 7
  • 12
Maziyi temizleme çabası: Amerika
Maziyi temizleme çabası: Amerika

🔴 ABD 1776'da, insan haklarını temel alarak tarih sahnesine çıkar. Tüm kovulmuş, ötekileştirilmiş, farklı kavimlere mensup insanların sömürgeci İngilizlere karşı kazandığı savaş neticesinde kurulan bu devlet, masum bir yapıya, temiz bir zihin dünyasına sahip değildi. Amerika'nın kurucu kadroları hastalıklı düşüncelere sahip, askerleri ve orta sınıfı ise Avrupa'da barınamamış, katil, hırsız gibi insanlardan oluşuyordu. Kimsenin onları tanımadığı ve hemen her şeyin serbest olduğu bir diyarda yaşam sürmek, zamanında bu insanların işine gelmişti. Zamanla herkese kapısını açarak bir düşünce ve kültür harmanı haline gelen bu ülke, nihayetinde Batı'nın yüzyıllarca özlemini çektiği o büyük İmparatorluk olarak tebarüz etti.

Türkiye'de, Amerika denince yaptığı araştırmalar ve yayınlardan mütevellit ilk akla gelen isimlerden olan Alev Alatlı, Turkuvaz Kitap tarafından neşredilen "Hafazanallah" adlı eserinde,

"Amaç, Amerika'da "Siyasal erkin bütününün tek elde toplandığı Erdemli bir otokratik oligarşi" kurmak, böylece insanlığın Hazreti Âdem'in cennetten kovulmasıyla birlikte yitirdiği "doğanın üstündeki hakimiyeti"ni tekrar kazanmasını sağlamaktır bu çerçevede bilimler yeni baştan düzenlenecek, gayriresmi bir din hürriyetine kavuşturulacaklar, böylece Anglo-Amerikan insanın "evreni fethetme seferberliği" nin önündeki engelleri kaldıracaktır. 1620-2020 dört yüz yıllık tasavvura mim koyun yavrum." satırları ile ortaya çıkan "otokratik oligarşi" yi gündeme taşır.

Amerika, Batılıların tabiriyle bir demokrasi diyarıdır. Hâlbuki Batılıların, Amerika kıtasında ortaya koydukları anlayış "Otokratik bir Oligarşi"dir. Yönetimin belli bir zümrenin elinde, sarsılmaz bir iktidarla bulunduğu bu anlayış, göstermelik bir demokrasi deneyimi ile uzun yıllar boyunca herkesi kandırır. Demokrasi, artık Batılıların zihinlerinden silinen din olgusunun yerine ikame edilen bir kavram halini alır. Amerika tarafından demokrasinin götürüldüğü toplumlar, maddi ve manevi olarak bir çöküntü içine girer. Nihayetinde demokrasiye maruz kalan ülkelerde, en çok zayıflayan olgu hep "din"dir.

(X) 🔍 Bilgi Notu: ABD'nin kurucu başkanı George Washington, Amerikan yerlilerini "imha edilmesi gereken vahşi hayvanlar" olarak tasvir eder.

(X) 📍 İlginç Bilgi: Kuzey Amerika'nın gerçek sahipleri olan Kızılderililer, 1539-1911 arası çok kez katliama uğrar. Bu tarih aralığında tespit edilen 132 katliam vardır.


(x)Alev Alatlı'nın Hafazanallah adlı eserini D&R üzerinden satın almak için tıklayın
(x)Alev Alatlı'nın Batı medeniyeti hakkındaki düşüncelerini öğrenmek için tıklayın

  • 9
  • 12
Aynanın bize bakan yüzü
Aynanın bize bakan yüzü

🔴 Türk – İslam Medeniyetinin yüz akı olan Osmanlılar, asırlar boyunca idaresi altındaki kavimleri adil ve merhametli şekilde yönetir. Osmanlı hâkimiyeti altındaki gayrimüslimler hayatlarından emin bir şekilde yaşarken Avrupa'nın geri kalanındaki Hristiyan ve Yahudiler, her an ölme korkusu ile yaşamış, düşüncelerinden dolayı işkencelere maruz kalmıştır. Oysa milletimiz toplumu kaosa sürüklemeyecek denli fikirler dışında herkese müsamahakâr davranmıştır. Bugün dahi Balkan devletlerinin aradığı Osmanlı hoşgörüsü, bu merhamet ve adaletten vuku bulur. Tarihçi-yazar Prof. Dr. Erhan Afyoncu, bu konuyu şöyle açıklar:

"Halil İnalcık, Sırp İmparatorluğu'nun zayıflamasından sonra Osmanlılar'ın, Balkanlar'da hamilik rolünün başladığını söyler. İki büyük devlet, kuzeyde Macaristan, batıda ve güneyde ise Venedik, siyasi parçalanmadan istifade ederek Balkanlar'da yayılma politikası güdüyorlardı. Bu iki devlet, siyasi ve askeri hâkimiyetle beraber Katolikliği de temsil ediyordu. Bundan dolayı hâkimiyetleri Balkanlar'da halk kitleleri tarafından benimsenmedi. Fakat bu iki devletin yaptığı tazyik neticesinde Balkanlar, Katolik olmaya mahkûm gibiydi. Osmanlılar'ın bu devletlere karşı mücadele etmeleri, böyle bir tehlikeye set çekerek Balkanlar'da, Ortodoksluğun yaşamasını sağladı. Balkanlar'ın sosyal şartları da Osmanlı yayılışına yardım etti. Bizans'ın siyasi otoritesinin zayıflamasıyla birlikte vilayetlerde bulunan senyörler, mali ve hukuki imtiyazlarla merkeze karşı gittikçe daha bağımsız hâle geldiler. Bu durum, onların köylü üzerindeki angarya ve vergileri artırmalarıyla neticelendi. Osmanlı fethiyle mahalli senyörlükler yerine merkezi ve mutlak bir devlet otoritesi bölgeye yerleşti ve bu tür feodal angaryalar kaldırıldı."

(x)Prof. Dr. Erhan Afyoncu'nun yazısının tamamını okumak için tıklayın

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN