Arama
Beyrut'un tarihi hakkında bilgiler... Beyrut'taki Osmanlı izleri
Uzun bir süre Osmanlı idaresinde kalan Beyrut, cami gibi önemli mimari üsluplarda ecdadın izlerini taşır. Çok kültürlülüğü ile dikkat çeken Beyrut, birçok kez savaş ve yıkımla karşılaşmasına rağmen her seferinde adeta yeniden doğmuştur. Beyrut'a geçmiş olsun diyerek, elim olayda vefat edenlere Allah'tan rahmet, geride kalanlara sabır ve yaralananlara acil şifalar diliyoruz. Sizler için Beyrut tarihi hakkında kısa bilgiler derledik.
📌Beyrut Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi sırasında bölge ile birlikte Osmanlı hâkimiyetine girdi (1516). Osmanlılar zamanında şehir İstanbul'dan tayin edilen Maan hânedanına mensup emîrler tarafından yönetildi.
📌Evliya Çelebi, manastırdan camiye dönüştürülen Ulucami'nin kırk elli yerinde ders halkası kurulduğu ve güzel bir cami olan Âsaf Paşa Camii'nden başka Mîr Münzir ve Amrî Camii'nin şehirdeki başlıca camiler olduğu yolunda bilgiler vermektedir.
📌Evliya Çelebi'nin varlıklarını bildirdiği on yedi medrese, sekiz sıbyan mektebi, dört hamam, yedi çeşme, 300 dükkân, kırk kahvehane ve sekiz ticaret hanı Beyrut'un bu asırda sosyal bakımdan gelişmiş bir şehir olduğunu gösterir.
📌20. yüzyılın başlarında Beyrut'u ziyaret eden Babanzâde İsmâil Hakkı Bey, şehirde yirmi beşe yakın günlük ve haftalık gazete ile mecmuanın yayımlandığını bildirir.
📌Nüfusun değişik din ve milletlere mensup olması sebebiyle şehirde çok çeşitli dini yapılar bulunmaktadır. Evzâî'nin türbesinin yanı sıra çok sayıda cami vardır. Bunların içinde en ünlüsü Ömer Camii olup bazısı kiliseden camiye dönüştürülmüştür.
📌Beyrut'ta, adını ikinci İslam halifesi Hazreti Ömer'den alan Büyük Ömer Camisi ülkedeki iç savaşa kadar Osmanlı padişahları tarafından Müslüman halka hediye edilen "kutsal emanete" ev sahipliği yaptı.
📌Cami, Memlükler döneminde Haçlıların bölgeden çıkarılması nedeniyle "İslam Fetihleri Camisi" olarak, Osmanlı döneminde ise Hazreti Yahya peygambere ait olduğu iddia edilen makam ve kutsal emanetten dolayı "Yahya Camisi" olarak adlandırılır.
📌Haçlılar döneminde kiliseye dönüştürülen ibadethane, Selahaddin Eyyubi tarafından 1188'de cami haline getirildi; ancak Haçlılar kısa süre sonra kenti alarak camiyi 1199'da yeniden katedrale çevirdi. Yapı, Memlük Sultanı El-Eşref Halil'in görevlendirdiği Emir Sucai tarafından 1291'de yeniden cami haline getirildi ve o günden bu yana da cami olarak kullanıldı. Camiye minare de eklendi.
📌Caminin dış avlusu ünlü Osmanlı veziri Cezzar Ahmet Paşa döneminde (1770) inşa edildi, 2. Abdülhamid ise 1888'de Hazreti Yahya türbesine demir kafes yaptırdı.
📌Osmanlının son dönemlerinde padişahlar tarafından iki kez Beyrut'taki Müslümanlara hediye edilen Hazreti Muhammed'in saç telleri, 1975'teki iç savaşa dek bir sandık içinde camide muhafaza edildi. Söz konusu sandık iç savaşta kayboldu.
📌Başkent Beyrut'un güneybatısındaki Lübnan Dağı'nın Şuf bölgesinde yer alan Biaklin'de 1897 yılında dönemin Lübnan Emiri Mustafa Arslan adına Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit'in emriyle inşa edilen iki katlı saray...
📌Bina, II. Dünya Savaşı'ndan sonra okul, mahkeme ve hapishane gibi çeşitli amaçlar için kullanıldı. 1996 yılında Lübnan Kültür Bakanlığı tarafından milli kütüphane olarak kabul edildi.
📌Lübnan'ın Biaklin beldesindeki eski Osmanlı sarayı, içerisindeki 140 bin kitap ve 300 bin gazete ve dergi benzeri eserle ülkenin en büyük kütüphanesi olarak hizmet veriyor.
📌Başkent Beyrut'un güneybatısındaki Lübnan Dağı'nın Şuf bölgesinde yer alan Biaklin'de 1897 yılında dönemin Lübnan Emiri Mustafa Arslan adına Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid'in emriyle inşa edilen iki katlı saray, ziyaretçilerini girişindeki Osmanlı armasıyla karşılıyor.
📌Hamidiye Sebili 1900 yılında II. Abdülhamid Han'ın tahta çıkışının 25. yılı anısına Lübnan'da yaptırılmış olup 115 yıllık geçmişe sahip olan gösterili bir anıt olma özelliğini taşıyor. Çeşme 1950'li yıllarda taşınırken ve 2009'daki İsrail saldırısında büyük zarar gördü.
📌Çeşme mermerden yapılmış olup 8 metre yüksekliğe sahiptir. Çeşmenin ilk yapım yeri şehir merkezinde Osmanlı döneminde Valilik Konağı olan binanın önündeki meydan olarak biliniyor.
📌Söz konusu bina şu an Başbakanlık binası olarak kullanılıyor. Ancak, Sebil 1957 yılında meydandan alınmış ve Sanayah Parkı olarak bilinen ve yine II. Abdülhamid Han tarafından yaptırılmış olan parka nakledilmiştir.
📌Bu tarihten sonra çeşme Sanayeh Sebili/Çeşmesi olarak da anılmaya başlandı. Sebil, şehir merkezinden parka nakledilmesi esnasında bir miktar zara görmüş, Lübnan iç savaşında isabet eden kurşunlar ve geçen yılların da etkisiyle daha da yıpranmıştı.
📌Beyrutta ayakta kalan bir kaç Osmanlı eserinden biri olan Hamidiye sebilinin korunması ve gelecek nesillere ulaşmasını temin etmek için restorasyonu yapıldı.