Bitlis'in 7 bin yıllık tarihi araştırılıyor
Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Bitlis Yöresi Tarih Kültür Uygulama ve Araştırma Merkezi, 7 bin yıllık geçmişe sahip kentin tarihini ve değerlerini gün ışığına çıkarmak ve bunları gelecek nesillere aktarmak amacıyla araştırmalarını sürdürüyor.
Giriş Tarihi: 23.03.2018
12:37
Güncelleme Tarihi: 23.03.2018
14:30
Şehrin bugünkü ismi Makedonya Kralı II. Filibe'nin oğlu Büyük İskender'in Bedlis ismindeki komutanından gelmektedir. Bitlis Kalesini M.Ö. 331 yılında İskender'in emriyle yapan bu komutan, kente kendi ismini vermiştir. O günden sonra şehrin ismi küçük bir değişikliğe uğrayarak günümüze kadar gelmiş ve bugünkü ismini almıştır.
Gerçekte Bitlis tarihi Neolotik Çağ dediğimiz Yenitaş dönemine kadar uzanmaktadır. Neolitik Çağ veya Cilalı Taş Devri denilen bu dönem Ortataş Devri ile Tunç Devri arasındaki arkeolojik dönemdir.
Bu dönem M.Ö. 3 bin yıllarıyla 9 bin yılları arasını kapsamaktadır. Bitlis ve yöresinin yazılı tarih öncesi oldukça karanlıktır. En önemli nedenleri yüzeydeki buluntuların az olması ve bugüne kadar gerçekçi bir arkeolojik çalışma yapılmamasıdır.
Bitlis ilinin Van ve Diyarbakır arasında yerleşmiş olması Van'dan Diyarbakır'a yapılacak ticaretin o dönemlerde ancak Bitlis üzerinden yapılacağı dikkate alındığında Bitlis'in Neolitik dönemden beri yerleşme yeri olduğu bir gerçektir.
Neolitik Çağ M.Ö. 3 bin yıllarında sona ermiştir. Bu tarihi baz alındığında Bitlis'in 5 bin yıllık bir tarihe ve geçmişe sahip olduğunu anlayabiliriz.
1071 tarihinde yapılan Malazgirt Meydan Savaşı Selçuklular'ın mutlak zaferiyle sona ermiştir. Bu zafer aynı zamanda şimdiki vatan topraklarının ebedi Türk yurdu olmasını sağlamıştır.
Bitlis ise, 1084 tarihinde, Dilmaç Oğlu Mehmet Bey'in idaresiyle tamamen Selçuklu İmparatorluğu'na katılmıştır.
1514 yılında ise,Osmanlı devletine bağlanmıştır.
1915 yılında, Ruslar'ın Bitlis'i işgal etmek için Başhan Mevkiine geldiği haberi alındı ve haberi alan Bitlis halkı, çocuklarının ellerinden tutarak göç için yollara düştü. Ancak Bitlis'teki Türk Askerinin ve Milis Kuvvetler'in dirayetli savunması sonucunda, Ruslar Bitlis'e giremeyerek geri çekildi. Ancak bu sevinç fazla sürmedi ve, Şubat 1916 sonlarında Rus askeri ve Ermeni İntikam Tugayları tekrar Bitlis kapılarına dayandı ve Bitlis geçitleri Rusların eline geçti.
1 Ağustos 1916 tarihinde Mustafa Kemal tarafından taarruz emri verildi ve 8 Ağustos 1916 tarihinde Bitlis tekrar istiklaline kavuştu.
Bitlis, Birinci Dünya Savaşı'yla beraber Anadolu'da işgal edilen vilayetler içinde istiklaline kavuşan ilk şehir olma özelliğini taşımakta.
5 ay 5 gün düşman işgalinde kalan Bitlis, savaş sonrası harabeye döndü ve savaşın ağır faturası halen günümüzde de davam etmekte.