Arama

Boğazların incisi 'yalılar' hakkında az bilinen gerçekler

Osmanlı döneminde evlere hane denirdi. Boyutları büyükse "malikane", küçükse "fakirhane" olarak adlandırılırdı. Yalı ise suyu yalayan hanelere denirdi. Eğer yalı, su kenarında fakat suyla irtibatı kesilmişse "sahilhane", saray büyüklüğünde azametli ise "sahilsaray" ismini alırdı. Osmanlı İmparatorluğu'nun küçük birer minyatürü gibi olan yalılar, içerisindeki Çerkez dadısı, zenci bacısı, Rum hizmetçisi, Bolulu aşçısıyla Müslüman-Hristiyan bütün unsurları bir çatı altında toplanarak imparatorluk içindeki durumu burada devam ettirirdi. Peki, yalıların belirli renk kuralları olduğunu ve bu kurallara uymayanların sürgüne gönderildiğini biliyor muydunuz? İşte sizler için Boğaziçi'ndeki yalılar ve buradaki yalılar hakkında az bilinen gerçekleri derledik.

  • 13
  • 13

Yılanlı Yalı'nın kuzey kısmını Şemseddin Efendi ilave etmişti. Şemseddin Efendi, yalının Rumelihisarı'ndaki Zağanos Paşa Kulesi'ne kadar uzanan bahçesinden bir kısmını Tevfik Fikret'e vermişti. Şimdiki Aşiyan Köşkü bu arazidedir.

Sultan III. Selim zamanında inşa edilen yalının ilk sahibi "Tavukçu Reis" lakaplı Reisülküttab Mustafa Efendi'dir. Yılanlı Yalı, Reisülküttab Mustafa Efendi'nin ardından Kepçe Nazırı Mustafa Efendi'nin, Raşid Efendi'nin ve nihayet Yahya Efendi Dergâhı Postnişini Mehmed Nuri Şemseddin Efendi'nin mülkiyetine geçti. Ondan da bölümler halinde vârislerine kaldı.1989'da Bursalı bir sanayici tarafından satın alındı.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN