Bulgaristan'da Osmanlı izleri
Balkan coğrafyasına uzun yıllar hakim olan Osmanlı Devleti, bu topraklarda huzur ve barış ortamını tesis eder ve bozulmaması için büyük mücadeleler verir. Fakat belli bir müddet sonra bu topraklar elimizden çıkar. Güzel günlerden geriye ise unutulmaz eserler miras kalır. Peki, bir Balkan devleti olan Bulgaristan'da ecdadımızın mirası nasıl korunuyor?
Giriş Tarihi: 08.11.2022
09:50
Güncelleme Tarihi: 08.11.2022
10:38
◾ Araştırmacı - yazar Basri Zilabid Çalışkan:
"Bizim çok üzüldüğümüz, Bulgarların dahi üzüldüğü Filibe'de bir Kurşunlu Han'ı var. 1930'lu yıllara kadar ulaşıyor fakat 1929 yılında bir deprem oluyor büyük hasar görüyor. Bu olaydan sonra restore etmeyi, Bulgar yönetimi para harcamayı istemiyor ve yıkıyorlar. Bulgarlar bile buna hayıflanıyor."
◾ Bulgar yönetiminin uyguladığı bir başka "Deosmanizasyon" örneği ise bütün şehirlerde göstermelik olarak birer cami bırakmasıdır. Osmanlı ve Müslümanlara karşı ciddi bir ötekileştirmenin olduğu, Bulgaristan'da başta camiler olmak üzere birçok ata mirası yapı kasten yıkılır.
Balkanlardaki Osmanlı mirası
◾ Balkan topraklarındaki İslam eserlerini saymakla bitiremeyiz. Özellikle Edirne'den çıkıldığı zaman ilk durak olarak kabul edilen Svilengrad'daki Mustafa Paşa Köprüsü, 1980'li yıllara kadar Avrupa'ya giden yol olarak kullanılır.
◾ Ancak günümüzde dahi bu yollardan geçerek yapıları araştırmak kolay değildir, bunun için büyük bir çaba gerekmektedir. Yönetimin tutumu nedeniyle araştırmacılar bölgeyi rahatlıkla inceleyemezler.
◾ Bulgaristan'da araştırma yapmak esasında çok da kolay bir iş değildir. Balkan coğrafyasının geneli için bu durum geçerlidir. Bilhassa Türk araştırmacıların zorlandığı, camilere girişlerin engellendiği ve baskıcı bir anlayışın hakim olduğu söylenir.
Türk kültürüyle harmanlanan Balkan edebiyatı
◾ Bulgar yönetiminin Türklere olan baskıcı tavrına örnek olarak Doç. Dr. Gülberk Bilecik konu ile alakalı bir anısını,
"Bir tur ile gitmiştik yerli halk bizim turist olduğumuzu görünce bizimle fotoğraf çekinmek falan istiyorlardır. Sonra Müslüman olduğumuzu ve Türkiye'den geldiğimizi öğrendikleri zaman yüzler değişiyordu. Mesela bizi bir camiye sokmak istemediler. Eski Zağra'da müze olmuş Hamza Bey Camii vardır. Oraya sokmadılar bizi. Müzeye girmek istedik biletlerimizi alıp müzenin ziyaret günü olduğu halde. Mahmud Paşa Camii diğer ismiyle Sofya Büyük Camii bugün arkeoloji müzesidir. Resmen oradan kovulduk. Müzenin kapısı suratımıza kapandı. Böyle enteresan şeyler de yaşadık." cümleleri ile aktarır.
VIDEO
◾ Balkan coğrafyasında ecdadın izleri her yerdedir. Bazı araştırmalarda daha önce keşfedilmeyen mimari eserler bulunur. Doç. Dr. Gülberk Bilecik bu minvalde heyecanlandığı bir keşif hikayesini nakleder:
"Lom şehrinde geziyoruz. Bizim kaynakları araştırdık fakat orada bir esere ulaşamadık. Ama gelmişken buradan da geçelim. "Dolaşalım muhakkak bir şeyler vardır" dedik. Ondan sonra bir benzinlikte durduk. Bari dedik buradan benzinimizi alalım. Bu arada bir şeyler yiyelim tabi. Meşhur Bulgaristan'a gidip olmuyor. Defterlerimizi çıkardık, işte yapı yokmuş burada vs diye konuşurken arkamızı bir döndük bir çeşme. Tam benzinliğin yanında "Kuyulu Çeşme" olarak da geçen bir yapıyı tespit ettik. İlk defa biz tespit etmiş olduk."
Balkanlarda Osmanlı şehirleri
◾ Osmanlı Devleti balkanlarda şehir kurarken, öncelik gösterdikleri mimari yapılar her zaman camiler olur. Şehrin boş alanlarına itina ile camiler inşa edilir.
◾ Sonradan fethedilen şehirlerdeki yıkık kiliseler camiye çevrilir . Bilhassa metruk ve harap haldeki kiliseler bu uygulamaya tabi olur.
◾ Balkan topraklarında kurulan bu şehirlere daha sonra medreseler, sıbyan mektepleri, tekkeler, hamamlar, çeşmeler inşa edilir. Bu şekilde merkezi cami olan şehirler oluşmaya başlar.
◾ Ticareti canlandırmak adına ise şehir içi hanlar yapılır. Hanlara Bursa'dan değerli taşlar ve kumaşlar getirilir ve burada satılır.
◾ Balkanlarda sivil mimariye örnek olan evler; cami medrese gibi diğer mimari yapılara göre günümüze daha çok ulaşır.
Osmanlı'nın Rumeli'ye geçişi ve ilerleyişi