Büyük hesaplaşma Haçlılarla başladı
Her fırsatta Türk düşmanlığı yapan Avrupa, en son Barış Pınarı Harekatı'nda teröristlere kol kanat gerdi. Aynı Avrupa, 924 yıl önce Papa öncülüğünde Haçlı ordusuyla Türklerin karşısına çıktı. Ancak bugün olduğu gibi Türkleri her seferinde dimdik karşısında gördü.
Tarihçi-yazar Erhan Afyoncu'nun köşesinde kaleme aldığı, "Türk milletinin Anadolu'da 1000 yıldır her felaketi büyük fedakârlıklarla savuşturup, insanlığın umudu olmaya devam ettiği" yazı dizisini alıntıladık.
Giriş Tarihi: 29.10.2019
11:44
Güncelleme Tarihi: 29.10.2019
12:26
Osmanlılar'ın Kuzey Afrika hakimiyeti kıtanın içlerinde bulunan ancak sahille ilişkileri sebebiyle İspanyol ve Portekiz nüfuzu altına giren bugünkü Nijerya, Nijer, Çad, Mali devletlerinin topraklarında hüküm sürmekte olan Bornu, Songay, Timbuktu Sultanlıkları gibi Müslüman devletlerini de kurtardı.
Bu sultanlıklar Osmanlı padişahını halife olarak tanıyıp, tâbi oldular.
Osmanlılar'ın, Habsburglar'ın İspanyol kanadını Kuzey Afrika'dan uzaklaştırarak, burada hakimiyet kurmaları, bu bölgelerin Hristiyanlaşmasını ve sömürgeleşmesini önledi. Eğer Osmanlılar'ın müdahalesi olmayıp, İspanyol ve Portekiz hakimiyeti sürseydi bugün Kuzey Afrika'da durum çok farklı olurdu.
Akdeniz'de ve Kuzey Afrika'da hakimiyet kuramayan Habsburglar bütün dikkat ve güçlerini Atlantik ötesindeki yeni sömürgelerine kaydırdılar.
Doğu Afrika'daki 700 yıllık İslam medeniyeti yok olmaktan kurtuldu
DOĞU AFRİKA'DAKİ 700 YILLIK İSLAM MEDENİYETİ YOK OLMAKTAN KURTULDU
Portekizliler, 1500'lü yılların başından itibaren Hint Okyanusu'nda ve Doğu Afrika'da sömürgeciliğe başlamışlardı.
Afrika'nın doğu ve batı sahillerindeki Müslüman sultanlıklara saldırarak birçok yeri harap etmiş, bir kısmında da hakimiyet kurmuşlardı.
Portekiz, bölgedeki 700 yıllık İslam medeniyetini yok etmek üzereydi. Bölgenin en büyük Müslüman Devleti olan Memlük Devleti bütün çabalarına ve Osmanlı'dan aldığı donanma ve denizci yardımına rağmen Portekizliler'le baş edemiyordu. Tam bu sırada 1517'de Yavuz Sultan Selim'in Memlük Devleti'ni ortadan kaldırıp Mısır'ı ve Arabistan Yarımadası'nın önemli bir kısmını Osmanlı topraklarına dahil etmesi üzerine Afrika'daki Müslüman hükümdarlar Yavuz'a haberci göndererek yardım istediler. Osmanlılar'ın müdahalesiyle birlikte bölgenin kötü gidişatı değişti.
Osmanlılar, Portekizliler'le mücadele ederek önce Arabistan Yarımadası'nda, daha sonra da Doğu ve Kuzey Afrika'da hakimiyet kurmaya çalıştılar. Kızıldeniz'de hakimiyet kurarak, Afrika'nın doğusunda Mozambik'e kadar olan bölgeyi Portekizliler'in işgalinden kurtardılar.
Bu dönemde adını bilmediğimiz birçok Türk denizcisi canları pahasına Portekizliler'le savaştı. Selman Reis, Sefer Reis ve Emir Ali Bey bunlardan birkaçıdır. Emir Ali Bey, Doğu Afrikalı Müslümanlar'ı kurtarmak için Portekizliler'le savaşırken şehid düştü.
Osmanlılar, Portekiz tehlikesinin artması üzerine 1550'lerden itibaren yeniden Hindistan ve Doğu Afrika ile ilgilendiler. Yemen'den başlayarak Doğu Afrika'da duruma müdahale ettiler. Hristiyanlar karşısında gerileyen Müslümanlar, Osmanlı yardımıyla tekrar kuvvetlendiler.
Eritre ile Sudan tamamıyla Müslümanlar'ın eline geçti ve bölgedeki Hristiyan hakimiyeti sona erdirildi.
1555'te kurulan Habeş Beylerbeyliği, zamanla Doğu Afrika'daki Mombasa'ya kadar uzanan ve bugünkü Sudan'ın bir kısmı ile Cibuti, Eritre, Etiyopya ve Somali'yi içine alan bir beylerbeylik haline geldi. Osmanlılar, Habeş beylerbeyliğini kurduktan sonra Doğu Afrika'da hakimiyet kurmuşlardı.
Ancak bölgenin tamamını bu beylerbeyliğe bağlamadılar. Adel, Funcistan ve Yukarı Nubiya, Habeş eyaletine dâhil edilmeyip, Osmanlı'ya tabi Müslüman sultanlıklar olarak kaldı. Bu sultanlıklar ise bölgede İslamiyet'i yaydılar.
Habeşistan'a hakim olan Osmanlılar'ın nüfuzu Kenya'da Mombasa'ya kadar yayıldı. Osmanlı imdada yetişmeseydi Doğu Afrika'da Müslüman kalmayacaktı. Bu bölgelerin Avrupalılar tarafından sömürgeleştirilmesi de bu sayede uzun süre önlendi.
4- TÜRK DÜŞMANI KİM VARSA FRANSA HEP ONUN YANINDAYDI
Barış Pınarı Harekâtı sırasında PKK-PYD'ye sahip çıkan, hatta terör örgütünün sözcülüğüne soyunan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron adeta ülkesinin geçmişten bugüne gelen devlet geleneğine uyuyor. Kanuni döneminde Osmanlı'nın yardımlarıyla ayakta kalan Fransa, 17'nci yüzyılda Türkler'e karşı savaşan Avusturya ve Venedik'e yardım ederek işgal planları hazırladı
Osmanlı İmparatorluğu ile Fransa arasındaki yakın temaslar Kanunî'nin saltanatının ilk yıllarında başladı. Şarlken'e esir düşen Fransa Kralı Fransuva, kendisini esaretten kurtarmaları için Türkler'den yardım istedi. Osmanlılar'ın Avrupa'daki mücadeleye karışmalarıyla siyasi denge yeniden kuruldu. Osmanlılar, Habsburglar'a karşı Fransa'yı hem askeri hem de ticari olarak desteklediler. Fransa'ya donanma bile gönderdiler. Fransızlar'a verilen kapitülasyonlar, bu ülkenin Doğu ticaretinden faydalanmasını ve zenginleşmesini sağladı. Osmanlılar'ın Orta Avrupa'daki askeri faaliyetleri Fransa'yı yok olmaktan kurtardı. Nitekim Fransuva, 1532'de Venedik elçisine Şarlken karşısında hem kendi ülkesinin hem de diğer bütün Avrupa devletlerinin varlığını garanti eden yegâne gücün Osmanlı İmparatorluğu olduğunu itiraf ediyordu.
İllüstrasyon: İbrahim SARI
'TÜRKLER'İ AVRUPA'DAN ATALIM' PLANI
Fransızlar'ın Kilidülbahir çizimi.
16. yüzyılın sonlarında Fransa'da büyük bir taht mücadelesi yaşandı. IV. Henri, 1589'da tahta çıkmasına rağmen ülkede otoritesini tam olarak kuramayıp, uzun bir mücadeleye girdi. Zaman zaman Osmanlı yönetiminden siyasi destek ve para istedi. Osmanlı Devleti, Fransa'ya her türlü desteği verdi. Ancak Fransa birçok defa tutarsızlık gösterdi. Fransa'nın tutarsızlığı yüzünden 16. yüzyıl sonlarında Fransa Elçisi Germiny'nin kendilerine verilen kapitülasyonların, İngiltere, Venedik ve Lehistan'a tanınan ayrıcalıklardan daha geniş bir şekilde yenilenmesi isteği geri çevrildi. III. Murad, elçinin dilekçesinin kenarına yazdığı, "Şimdiye kadar size ettiğimiz iyiliklere karşılık sizin de insaniyet ve iyilik göstermeniz gerekir" sözleriyle tepkisini belli etmişti.