Çanakkale Zaferi'nin destan yazan 3 kahramanı
Çanakkale'de Mehmetçiklerimiz, Anadolu'nun kahraman kadınları, yaşlısı, çocuğu tarihi bir destan yazdı. Onlar sayesinde kazandığımız bu zaferin kayıtlarına çok az isim geçti. Çanakkale Zaferi'nin 104'üncü yılında topraklarımızdan, dinimizden, dilimizden ayrı kalmadan yaşamamızı sağlayan tüm isimsiz kahramanlarımıza Allah'tan rahmet diliyoruz. Sizler için Çanakkale'de kahramanca savaşan 3 Mehmetçiğin dillere destan olan zaferini derledik.
Giriş Tarihi: 18.03.2019
09:48
Güncelleme Tarihi: 18.03.2019
10:11
SÜNGÜ HÜCUMUYLA DÜŞMAN PÜSKÜRTÜLMÜŞTÜR
Takımıyla birlikte kahramanca savaşan Bigalı Mehmet Çavuş, tüfeğinin mekanizmasının bozulması üzerine eline aldığı istihkâm küreğiyle düşmana saldırarak emrindeki askerleri de süngü hücumuna kaldırır. Osmanlı İstihbarat Şubesi'nin günlük olarak yayınladığı raporlarda bu olay şu şekilde aktarılmıştır:
"4 Mart 1915'te Saros Körfezi'nde dolaşan zırhlılar saat 4.15'te Semadirek istikametine geri dönmüşlerdir. Düşman saat 14.45'te beş zırhlı, yedi torpido ile Seddülbahir'i şiddetle bombardıman ederek sahile yaklaşan bir zırhlının çanaklığındaki mitralyözler ateşi himayesinde askerle dolu üç büyük sandalı Seddülbahir iskelesine yanaştırarak sahile 60 kadar asker çıkarmıştır. Buradaki obüs bataryasının ateşi ve bilhassa 27. Alay 10. Bölük çavuşlarından Mustafa oğlu Mehmet'in komutasında ve Seddülbahir Kalesi içinde yarım takım askerimizin süngü hücumuyla düşman püskürtülmüştür. Mehmet Çavuş mekanizması bozulan tüfeğinin işe yaramadığını görünce kaya parçaları atarak düşmana saldırmış bütün erlere örnek olmuştur. Dört şehid on dört yaralımız vardır."
ABDÜLHAMİD HAN'IN DA DİKKATİ ÇEKER
Bu olay, Beylerbeyi Sarayı'nda sürgün hayatı yaşayan Abdülhamid Han'ın da dikkatini çeker. 5 Mart 1915 tarihinde Mehmet Çavuş'un kahramanlığı hakkında;
" ...Külliyetli asker çıkarmadan bence geçemezler. Bakınız biraz asker çıkarmak istemişler. Mehmet Çavuş isminde bir çavuş yararlılık göstermiş. Bizde öyle kahramanlar çoktur..." ifadelerini kullanır.
Bu kahramanlık öyküsü İkdam gazetesinin 7 Mart 1915 tarihli sayısının birinci sayfasında "Kahramanlarımızın parlak bir menkıbe-i celadeti" başlığıyla yayınlanır. 4 Mart 1915 tarihinde yaşananları bir de Mehmet Çavuş'dan dinleyelim:
"Ben mangamla nöbette idim. Düşman gemileri sahili şiddetle bombardıman ettikten sonra çıkarma yapmaya başladılar. Bu arada gizlendiğimiz yerden çıkarak yere yattık ve düşmana ateşe başladık. Düşman da yere yatarak bize ateş ediyordu. Birbirimize çok yakındık. Bir ara benim tüfeğimin mekanizması işlemez oldu. Hırsımdan tüfeği attım. Bunu gören bir düşman neferi ayağa kalkarak bana ateş etmeye başladı. Hemen istihkâm küreğini çekerek üzerine atıldım. Kaç kişiye vurduğumu hatırlamıyorum. Gözümü açtığım zaman kendimi sıhhiye çadırında buldum."
4 Mart 1915 günü gerçekleşen harekatı gün boyu Harapkale'den izleyen Maydos Bölgesi Komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal, saat 20.30'da Müstahkem Mevkii Komutanlığı'na gönderdiği raporunda, Mehmet Çavuş'un kahramanlığını anlattıktan sonra kendisinin madalya ya da başka bir şekilde ödüllendirilmesini ister. Daha sonra kendisi Mehmet Çavuş'a gümüş bir saat ve tabaka hediye eder. Mehmet Çavuş, tedavisinin ardından bir müddet tebdil-i hava için köyüne gelir. İzin süresi dolmadan, "Arkadaşlarım orda kelle koltukta savaşırken ben burada oturamam" diyerek tekrar cepheye döner. Bu kez birliği Arıburnu bölgesinde çarpışmaktadır. Düşman birliklerinin tahliyesinin yapıldığı tarihe kadar bu bölgede savaşmaya devam eder.