Çelikten Mezar Dumlupınar Denizaltısı
70 yıl önce Çanakkale Boğazı'nda serin, sessiz ve karanlık bir gecede gerçekleşen bir olay, tüm ülkenin dikkatini Çanakkale'ye çekmişti. Naboland isimli bir İsveç yük gemisiyle çarpışan TCG Dumlupınar hızla dibe batmıştı. Kurtarma çalışmaları ile geçen üç günün ardından gerçekleşen kaçınılmaz facia, ülkemizi yasa boğmuş ve çaresiz bırakmıştı. Denizcilik tarihimizin en acı hikayelerinden olan Dumlupınar Faciası'nın bilinmeyenlerini araştırdık.
Giriş Tarihi: 21.08.2023
12:19
Güncelleme Tarihi: 22.08.2023
11:11
Sesli dinlemek için tıklayınız.
◾ 1950'li yıllarda II. Dünya Savaşı'ndan sonra da durmayan silah sesleri birçok çatışma ve savaşla devam etti. Sovyet Rusya ve Amerika arasındaki Soğuk Savaş, Kore 'de sıcak harbe dönüştü. Bunun yanında Vietnam, Hindiçin ve sömürge topraklarında da başta Afrika ve Arap ülkeleri olmak üzere bağımsızlık savaşları başladı.
◾ Bu dönemde Kore Savaşı'na asker gönderen Türkiye, savaşın bitmesinin ardından NATO'ya üye oldu. Boğazlara hâkim olması, Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlaması ve jeopolitik-jeostratejik konumuyla önemli bir devlet olan ülkemiz, NATO üyeliği ile sadece karada değil denizde de görev almaya başladı. Bu görevlerden biri de Dumlupınar Denizaltısı'nın acı hikayesini yazacağı sefer olacaktı.
(X) Denizcilik alanında bilinmesi gereken terimler
◾ Takvimler 1 Nisan 1953' ü gösterdiğinde Dumlupınar Denizaltısı beraberinde I. İnönü Denizaltısı ile Gölcük Deniz Ana Üst Komutanlığı'ndan NATO tatbikatı için Ege Denizi'ne, sefere çıktı. NATO Blue Sea tatbikatını başarıyla tamamladıktan sonra Gölcük Deniz Ana Üst Komutanlığı'na dönmek için 3 Nisan'da hareket etti.
◾ I. İnönü Denizaltısı, ufak bir arıza sebebiyle Dumlupınar'ın ardından geliyordu. Çanakkale Boğazı'na giren Dumlupınar su yüzeyinde ilerliyordu. Nara Burnu açığına vardığında yönünü Marmara Denizi'ne çevirecekti.
◾ O gece Çanakkale Boğazı çok hırçındı; ters akıntılar şiddetli, hava puslu ve dalgalar çok yüksekti. Seksen altı mürettebata sahip olan Dumlupınar'ın güvertesine gözcü erler, komutan Kd. Yzb. Sabri Çelebioğlu ve subay arkadaşları Üsteğmen Kemal Ünver , Astsubay Şaban Mutlu , Kd. Astsubay Başçavuş Hüseyin Akış, Astsubay Hüseyin İnkaya , Üsteğmen Hasan Yumuk çıkmıştı.
◾ 4 Nisan gecesi Çanakkale Boğazı'nda seyir halinde olan sadece Dumlupına r değildi. Aynı gece saat 02.00'ı gösterdiğinde İsveç bandıralı yük gemisi Naboland istikamet almış ve zaman kazanmak için deniz trafiğindeki talvek hattını ihlal etmişti. Zifiri karanlığın örttüğü bu uğursuz gecede şiddetli bir çarpma gerçekleşti ve güvertedeki askerler denize savruldu.
(X) Talvek hattı nedir?
Yoğun deniz trafiğini, kontrol ve güven altına almak amacıyla boğazlarda ortadan geçtiği varsayılan hattın adı.
(X) Osmanlı'nın ünlü denizcileri
◾ Şiddetli çarpışmada Dumlupınar Denizaltısı manevra yapma imkanı bulamadan yük gemisi Naboland ona çarpmış ve denizaltı hızla su almaya başlamıştı. Burun kısmı parçalanan Dumlupınar, kulak yırtıcı bir sesle Boğaz'da dikey durmaya ve bir kaç dakika içinde batmaya başlamıştı. Güverteden savrulan sekiz mürettebattan ikisi denizaltının pervanesine takılarak şehit olurken Astsubay Şaban Mutlu da şiddetli çarpmanın etkisi ile bilincini kaybederek boğazın sularında kaybolmuştu.
◾ Hayatta kalan beş mürettebat ise deniz içinde çırpınıyor, azgın dalgalar la boğuşuyordu. Naboland gemisinden denize can simidi atılıyor ve indirilen filikalarla Türk denizciler gemiye çıkartılıyordu.
◾ Bu acı olaya tanık olan Dumlupınar gazisi Kd. Astsubay Başçavuş Hüseyin Akış olayı şöyle anlatır:
" Nöbeti devralmak üzere güverteye çıkıyordum. Kapağı açmamla beraber şiddetli bir savrulma oldu, birden tüm deniz suyu içeriye dolmaya başladı. Suyun tazyik gücü o kadar kuvvetliydi ki kolum kopacak sandım. Etrafıma bakınırken Veysel Saygılı'nın tutunmak için pervaneye yüzdüğünü gördüm ardından da Enver Uçar vardı. Veysel pervaneyi tuttuğunda (yutkunarak) pervane hızla döndü ve Veysel parçalandı. Enver ise gördüğü bu dehşet karşısında kaçarken pervane bu sefer sola dönmeye ve Veysel ile aynı kaderi paylaşmasına sebep oldu. Gözyaşları içinde ağlayarak yüzmeye çalıştım. Botlarım ağırlık yaptığı için çıkarttım ama köpekbalığının ayağımı ısıracağından da çok korktum. Son gücümle çırpınırken yüzüme bir ışık çarptı. Biri ensemden çekip beni bir tekneye çıkarttı. Gemiye çıkıp şaşkınlıkla etrafa baktığımda Dumlu gözümün önünde denizin dibini boyladı."