Cennet meyveleri mezar taşı motiflerine nasıl yansıdı?
Yüzyıllar öncesinden günümüze gelişerek gelen Türk sanatında bezemelerin, süslemelerin ve onları oluşturan motiflerin ayrı bir ehemmiyeti vardır. Sizler için evrensel bir dile sahip olan, bunun yanında her toplumun kültüründe ayrı bir anlam kazanabilen motiflerin mezar taşlarına nasıl yansıdığını araştırdık.
Giriş Tarihi: 07.08.2019
09:22
Güncelleme Tarihi: 07.08.2019
10:11
Dini kitaplarda açıkça adı geçtiği için kendisine kutsallık atfedilen nar, sanatın dine hizmet eden unsurlarında kullanılan tasavvufi bir meyve de olmuştur. Nar aynı zamanda cennet bahçesinin de meyvesidir. Her müminin hedefi olan cennete ulaşma arzusunda, mezar taşlarında sıkça kullanılan bir motif olmuştur. Nar da servi ve üzüm gibi mezar taşlarının tasavvufi açıdan kullanılan sembol motifidir. Nar motifi hem cennet meyvesi olması, hem bereket sembolü olması, hem de mezarda yatan kişinin narın içindeki taneler gibi yüzlerce iyilik yapmış olmasını simgelemesi açısından önemlidir.
Ahiret inancına bir gönderme olarak mezar taşlarında kullanılmış olmasının yanı sıra, Osmanlı coğrafyasına son yüzyılda hakim olan Batı tasvir sanatında da sıkça kullanılmıştır. Batı sanatında odaların kullanım özelliklerine göre tavan süslemelerinde işlenen motiflerden olan nar, genelde saray ve kasırlarda ve sivil mimaride yemek odalarının süsleme unsuru olmuştur. Örneğin müzik odalarının tavanlarında kullanılan keman, lir, orkestra aletleri gibi…
Rüstem Paşa Camii, Takkeci İbrahim Ağa Camii ve Topkapı Sarayı'nda yer alan nar motifi, birçok çini süsleme üzerinde işlenmiş, bazen haşhaş çiçeği ile karıştırılmıştır. Topkapı Sarayı Harem Dairesi içinde yer alan ve geç dönem süsleme unsurları taşıyan barok, rokoko, ampir gibi uygulamalarda, Hünkar Salonu, Haseki Dairesi gibi mekanlarda kalem işi bezemeleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir değişik uygulama da Boğazın inci yapılarından olan Bebek Hıdiva Sarayı dediğimiz Mısır konsolosluğu binasında yer alan kartonpiyer tekniğinde yapılmış nar bezemeli uygulamalarıdır.
İncir de nar gibi kutsal olarak nitelendirilmiş cennet meyvelerindendir.Dışından tek bir unsur gibi görünse de, içinden çıkan yüzlerce çekirdeği ile bereket timsali bir meyvedir. Her derde deva olan incir hemen hemen bütün kültürlerde kutsal meyve olarak edilmiştir. İncir ilk çağlardan bugüne kadar kutsallık, varlık, aydınlık, bilgelik, doğurganlık, güç, verimlilik, bereket ve bolluk sembolü olmuştur. İncir ağacı çiçek açmadan önce meyve verdiği için Hz. Meryem'in sembollerinden biridir.
Sanatımızda da yer bulan incir motifi, bilhassa geç dönemde kullanılmıştır. Rokoko tarzında yapılan tavan ve duvar süslemelerinde çiçek buketleri, manzara resimleri ve meyve kompozisyonları yapılmış ve kompozisyonlar içinde incir motifi kutsal sayılması sebebiyle vazgeçilmez motiflerden birisi olmuştur. Topkapı Sarayı Harem Dairesi III. Murad Has Odası'nda yer alan iki sedirin tavanlarında resmedilen meyveler içinde incir de vardır. Bununla birlikte mezar taşlarında, çeşme mermer yüzeylerinde yapılmış uygulamalar da mevcuttur.
Hurma dilimize Farsça'dan geçmiştir ve Arapça'da nakhle olarak bilinir. Nimetullah Cezairi'nin Envaru'n-Nu'maniye" adlı kitabında hurmayla ilgili şu tespitler yer almaktadır: "Allah Hz. Adem'i yaratacağı zaman meleklere Hz. Adem'in toprağını bir eleğe koymalarını emretti. Elendikten sonra saf ve ince olanından Hz. Adem yaratıldı. Elekte geriye kalan kısımdan da hurma yaratıldı." Nakhle "elekte kalan" anlamına gelmektedir.