Arama

Düşünce dünyamızda derin izler bırakan ilim adamı Kemal Karpat

İlim ve fikir dünyamızın önemli şahsiyetlerinden biri olan Kemal Karpat, 20 Şubat 2019'da hayata veda etti. Onun Romanya'da başlayarak Türkiye ve ABD'de devam eden yolculuğu, sıra dışı öykülerle doluydu. Beş yüz yıl Osmanlı toprağı olan Dobruca'da çocukluğunu geçiren daha sonra da anayurduna gelen Kemal Karpat, Türkiye tarihinin ilk yarısına da tanıklık etmişti. Kemal Karpat'ı ölüm yıl dönümünde rahmetle anıyoruz.

  • 6
  • 10
KEMAL KARPAT'A GÖRE ABDÜLHAMİD DÖNEMİNİN ASIL GERÇEKLERİ
KEMAL KARPAT’A GÖRE ABDÜLHAMİD DÖNEMİNİN ASIL GERÇEKLERİ

📌 Kemal Karpat, İslam'ın Siyasallaşması kitabında ise Abdülhamid dönemini tüm detaylarıyla anlatır. II. Abdülhamid'in çok zor bir dönemde iktidara geldiği söyleyen Karpat, Abdülhamid ile ilgili gerçekleri şöyle kaleme alır:

"Abdülhamid iktidara geldiği zamanlarda dış şartlar daha vahim. Çünkü 1877-78 Savaşı'nda Balkanlar elden çıkmıştır. Osmanlı ordusu perişan halde ve Osmanlı Devleti ağır bir para tazminatını Rusya'ya ödemek zorunda. Hadiseler "Savaşı, Balkanları kaybetti" diye Abdülhamid'e yükleniyor.

Oysa gerçek şudur: Abdülhamid 1876'nın sonbaharında sultan oldu, Aralık ayında İstanbul Konferansı toplandı. Batı devletleri ve Rusya, Osmanlı İmparatorluğu'nu adeta bölüşmek gibi bir teşebbüste bulundular. O zamanki yöneticiler 76 Anayasası'nı ilan edip "Yeni bir düzen kuruyoruz, eşitlik getiriyoruz, vs." diyerek Batılıları Osmanlı Devleti'ni paylaşmaktan vazgeçireceklerini sanıyorlardı. Hiç öyle olmadı. Bu savaşın çıkmasında Abdülhamid'in rolü yoktu. Ama savaş oldu, Sırbistan, Romanya, Karadağ müstakil devlet olarak tanındı. Bulgaristan otonomi kazandı. Oysa kabahat aramak yersiz, çünkü arada bürokrasi, aydınlar, yeni uyanmakta olan milliyetçilik var. Mühim olan şu, Abdülhamid gerçek manada iktidarı ele aldığı zaman, Osmanlı Devleti çökmek üzereydi."

  • 7
  • 10
"MODERN TÜRKİYE'NİN TEMELLERİ ABDÜLHAMİD DÖNEMİNDE ATILDI"
MODERN TÜRKİYE’NİN TEMELLERİ ABDÜLHAMİD DÖNEMİNDE ATILDI

"Modern Türkiye'nin ortaya çıkması için gereken temeller, Abdülhamid zamanında atıldı. Okulundan ordusuna kadar... Unutmayınız ki Osmanlı Devleti Fatih zamanından beri müesseselere dayanan bir devlettir, bir aşiret devleti değildir. Abdülhamid, dünyayı anlıyordu, tanıyordu ve devleti ayakta tutabilmek için, toplumu güçlendirmek için elinden geleni yaptı ve geniş çapta başarılı oldu. Fakat bunları yine müesseseler yani kurumlar yoluyla yaptı, bunların büyük bir kısmı Cumhuriyet'e geçti, Cumhuriyet bunları güçlendirdi ve Türkiye'nin bugünkü hale gelmesini sağladı. Neticede Abdülhamid önemli bir hükümdardır, miras bırakan bir sultandır."

  • 8
  • 10
“BUGÜNKÜ MESLEKLER ABDÜLHAMİD DEVRİNDE GELDİ”
BUGÜNKÜ MESLEKLER ABDÜLHAMİD DEVRİNDE GELDİ

"Sultan Abdülhamid ekonomiyi geliştirmek için özel mülkiyete, şahsi mülkiyete önem verdi. Her ne kadar devletin elinde araziler kalmışsa da, arazilerin büyük kısmı özelleştirildi. Yeni teşebbüsler gelişti, yeni iştigaller, meslekler ortaya çıktı. Bugün doktorluktan avukatlığa gayet olağan saydığımız modern mesleklerin büyük kısmı Abdülhamid devrinde geldi. Bu yeni mesleklere Müslümanlar da girdi. Bankalar kuruldu. Büyük demiryolları bu devirde yapıldı. Meslek okulları açıldı.

20-30 tane meslek okulunun yanı sıra Mülkiye'den Tıbbiye'ye kadar, hepsi o dönemde kuruldu veya genişletildi. Orduda daha üst kurumlar bu devirde kuruldu. Birçok din okulu modern ilkokullara Abdülhamid döneminde dönüştürüldü

  • 9
  • 10
BU DÖNEMDE İLMİ ÇALIŞMALAR DA ARTTI
BU DÖNEMDE İLMİ ÇALIŞMALAR DA ARTTI

"Modern basın Abdülhamid döneminde doğdu. Daha eskiden bir iki gazete vardı ama basının yaygınlaşması, görüşleri oluşturması, Tercüman-ı Hakikat, İkdam gibi Türkiye'nin kültür hayatında büyük rol oynamış gazeteler bu dönemde çıktı. 40 - 50 tane. Kitaplarda, gazetelerde herhangi bir konuyu tartışabiliyordunuz. Tanzimat döneminde basılan kitap sayısı 1500 iki bin kadar. Abdülhamid devrinde bu rakam, 20 bin küsur. Ağırlık da ilmi saydığımız kitaplarda."

  • 10
  • 10
"TOPLUMU İÇERDEN KUVVETLENDİRMEYE ÇALIŞTI"
TOPLUMU İÇERDEN KUVVETLENDİRMEYE ÇALIŞTI

"Ana siyaseti, 1880'den sonra devleti değil, toplumu içerden kuvvetlendirmek ve nüfusu birbirine daha sıkı bağlarla bağlamak, iç dayanışmayı arttırmak. Böylece bir dini cemaat olan Müslüman toplum, siyasi bir millet haline dönüştü. Bu, hiç ele alınmayan bir meseledir. Gayri-Müslimlerin statüsü de yeni bir şekil aldı."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN