Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • Tarih
  • Ecdadın engellilere verdiği değerin tezahürü: Yıldız Sağırlar Okulu

Ecdadın engellilere verdiği değerin tezahürü: Yıldız Sağırlar Okulu

Ecdadımız, engellilerin eğitimine önem vermiş, onlarla yakından ilgilenmiş ve topluma kazandırılması için daima çaba göstermişti. Bu minvalde, yaşadığımız coğrafyada işitme engelliler için açılan ilk resmi okul, Abdülhamid dönemindeki Yıldız Sağırlar Okulu'ydu. Bugün işitme engellilerin kendi aralarında iletişim kurabilmek için kullandıkları işaret dilinin temeli, daha o dönemlerde atılmıştı. Abdülhamid, okulun kuruluşuyla yakından ilgilenmiş; "Osmanlı İşaret Dili" diğer işaret dillerinden bağımsız ve özgün olarak geliştirilmişti. Bugünün Dünya Engelliler Günü olması vesilesiyle Osmanlı'dan günümüze işaret dilinin tarihini derledik…

  • 5
  • 11
YILDIZ SAĞIRLAR OKULU İLE DİLİN TEMELLERİ ATILDI
YILDIZ SAĞIRLAR OKULU İLE DİLİN TEMELLERİ ATILDI

Osmanlı Devleti'nde işitme engelliler için okul girişimi, II. Abdülhamid tarafından 1889'da kurulan Yıldız Sağırlar Okulu ile gerçekleşti.

Bu okulda, günümüz Türk İşaret Dili'nin alt yapısını oluşturan Osmanlı İşaret Dili, öğretmenler tarafından sözel dille birlikte kullanılıyordu. Tıpkı yazılı dilde olduğu gibi, bu okulda kullanılan işaret alfabesi de, şu anda kullanılan alfabeden farklıydı.

  • 6
  • 11
BATIDAN BAĞIMSIZ ÖZGÜN BİR İŞARET DİLİ
BATIDAN BAĞIMSIZ ÖZGÜN BİR İŞARET DİLİ

Yıldız Sağırlar Okulu, Türkiye'de sağırlar için eğitim veren ilk resmi okuldur. Geçmişi, 1889 yılında açılan Dilsizler Mektebi'ne dayanan okul, günümüzde Fatih Özel Eğitim Meslek Lisesi adıyla eğitimi sürdürüyor.

İşaretleri bilinen ilk "el elifba"nın, bu dönemde oluşturulduğu biliniyor. Yıldız Sağırlar Okulu'nda, Batıda kullanılan işaret dillerinin kullanıldığına dair bir kanıt ise bulunmuyor.

  • 7
  • 11
YILDIZ SAĞIRLAR OKULU'NUN TARİHÇESİ
YILDIZ SAĞIRLAR OKULU’NUN TARİHÇESİ

Abdülhamid'in saltanatı ve Yusuf Kamil Paşa'nın sadrazamlığı sırasında Maarif Nazırı Münif Paşa tarafından Sultanahmet'te açılan okulun ilk binası, bugün Marmara Üniversitesi rektörlüğü olarak kullanılan yapıdır.

Okulda, "Osmanlı İşaret Dili", öğretmenler tarafından sözel dille beraber kullanılıyordu. Eğitim süresi dört yıl olan okulun programında Türkçe, isteyenler için Fransızca, okuma-yazma, İlmihal, Hüsn-i Hat, İlm-i Hesap, Genel Coğrafya, İlm-i Ahlak ve Jimnastik dersleri veriliyordu.

Okulu bitiren öğrencilerin birçoğu matbaalarda mürettip oluyor, bir kısmı da resmi dairelerde konuşulanları işitip anlamadıkları için, odacı olarak görevlendiriliyorlardı.

  • 8
  • 11
ABDÜLHAMİD BİRÇOK YENİLİĞİN TEMELİNİ ATTI
ABDÜLHAMİD BİRÇOK YENİLİĞİN TEMELİNİ ATTI

Eğitime oldukça önem veren ve Osmanlı Devletinde birçok okulun temellerinin atılmasını sağlayan Sultan Abdülhamid, Yıldız Sağırlar Okulu'nun kuruluşu konusunda da önemli girişimlere imza atmıştı.

Dilsiz Mektebi binası için bir kampanya başlatılmış, memur maaşlarından yüzde 1'lik kesinti yapılarak buraya aktarılmıştı. Sultan II. Abdülhamid, bizzat bin lira bağışlayarak bu kampanyaya katılmıştı.

Abdülhamid, öğrencilerin vapur ve tramvay seferlerinden ücretsiz yararlanmaları için talimat vermişti.

  • 9
  • 11
"KÖRLER VE SAĞIRLAR BİRBİRİNİ AĞIRLAR"
KÖRLER VE SAĞIRLAR BİRBİRİNİ AĞIRLAR

Tarihler 17 Mart 1891'i gösterdiğinde, görme engelliler için Dilsizler Mektebi'ne bağlı bir de "Âmâlar Okulu" açıldı. Bu okulda, müzik eğitiminin ön planda olduğu bir müfredat oluşturuldu ve öğrenciler "çalgıcı" veya "hafız" olarak yetiştirildiler.

Sağır, Dilsiz ve Âmâ Mektebi öğrencilerinden sağır veya âmâ olanlar, duyamadıkları ve göremediklerinden dolayı, yoldan geçen at ve arabaları fark etmeleri mümkün olmayabiliyordu.

Bu amaçla at ve araba sürücülerinin sağır ve âmâ öğrencileri fark edilebilmeleri için çözüm yolu arandı ve bu öğrencilerin diğer öğrencilerden farklı olduklarını gösterir bir kıyafet giymeleri gerektiğine karar verildi.

Kıyafetin, daha rahat bir şekilde fark edilebilen kırmızı renkte bir elbise olması gerektiği kararlaştırıldı. Ancak sonraki zamanlarda, gerek öğrencilerin, gerekse okul idaresinin bu hususa riayet etmedikleri ve kazaların meydana geldiği görülmüş; bu sebeple okul uyarılmıştır.

Ayrıca öğrenciler, okula biri sağır, biri âmâ olmak üzere ikili gruplar halinde gidip geliyor; birbirlerine yardımcı oluyorlardı. Türkçede "Körler ve sağırlar birbirini ağırlar" sözünün, bu uygulamadan geldiği tahmin edilir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN