Enver Paşa'nın Türkiye'nin kaderindeki rolü
Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında etkin olan, 3. Ordu ve Kafkas İslam Ordusu komutanı Enver Paşa, 1922'nin 4 Ağustos sabahı bir Rus mitralyözü tarafından şehid edildi. Enver Paşa'yı vefat yıl dönümü vesilesiyle anarken, Türkiye'nin kaderindeki rolüne de kısaca değiniyoruz.
Giriş Tarihi: 04.08.2019
09:16
Güncelleme Tarihi: 04.08.2022
09:09
◾ 4 Ağustos sabahı bir Rus mitralyözü tarafından şehid edilen Enver Paşa'nın ömrünün son macerası, günler sonra ölüm tutanağı haline getirildi. Sararmış bir kâğıda;
"Şehîd-i muhterem Enver Paşa Hazretleri pek mukaddes ve yüksek bir maksad peşinde Buhara'da Belcivan Vilâyeti'nin Çegan isimli mahallinde Kurban Bayramı'nın ikinci günü olan 4 Ağustos 1922'de, öğle vaktine yakın bir zamanda, temiz kanını toprağa akıta akıta, kahraman ve mert bir şekilde şehâdet rütbesine nâil olmuştur." diye yazılıp mühürlendi.
◾ Enver Paşa'nın tam adı İsmâil Enver'dir . İstanbul'da Divanyolu'nda doğdu. Küçük yaşta gösterdiği aşırı istek sebebiyle henüz üç yaşında iken ibtidâî mektebi ne kaydedildi. Ardından Fâtih Mekteb-i İbtidâîsi 'ne girdi.
◾ Bu okulun ikinci sınıfında iken babasının Manastır vilâyeti Nâfia fen memurluğu na tayini üzerine öğrenimine bu şehirde devam ettikten sonra yine aynı yerde askerî rüşdiye ve askerî idâdî tahsili ni tamamlayarak Mekteb-i Harbiyye-i Şâhâne 'ye girdi.
◾ Sınıf ikincisi olarak okuldan mezun olduktan sonra 1903 yılı Ocak ayında Erkânı Harb yüzbaşı sı rütbesiyle Manastır'daki 13. Seyyar Topçu Alayı 'na tayin edildi.
◾ Bu esnada Bulgar çetelerinin takip ve tenkili için yapılan harekâta katıldı. 1903 yılı Eylülünde Koçana'da bulunan 20. Piyade Alayı'nın birinci bölüğüne, bir ay sonra da 19. Piyade Alayı'nın birinci taburunun birinci bölüğüne nakledildi.
◾ Nisan 1904 tarihinde Üsküp'teki 16. Süvari Alay ı'nda görevlendirildi. Aynı yılın ekim ayında İştip'teki alaya giden Enver Bey iki ay sonra "sunûf-ı muhtelife" hizmetini tamamlayarak Manastır'daki karargâha geri döndü.
İHTİLALDE ÖNCÜ ROL OYNADI
◾ Burada Erkânı Harp Dairesi'nin birinci ve ikinci şubelerinde yirmi sekiz gün çalıştı, ardından Manastır Mıntıka-i Askeriyyesi Ohri ve Kırçova mıntıkalar ı müfettişliğine tayin edildi.
◾ 7 Mart 1905 'te kolağası oldu. Bu görevi sırasında Bulgar, Rum ve Arnavut çeteleri ne karşı girişilen askerî harekâtta üstün başarılar gösterdiğinden dördüncü ve üçüncü Mecîdî, dördüncü Osmânî nişanları ve altın liyakat madalyası ile ödüllendirildi.
◾ 13 Eylül 1906 tarihinde fevkalâde olarak binbaşılığa yükseltildi. Bulgar çetelerine karşı yürüttüğü faaliyet onun üzerinde milliyetçilik fikirlerinin etkili olmasında rol oynadı.
◾ Bu ay içinde Selanik'te kurulan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti 'ne on ikinci üye olarak katıldı. Manastır'a dönüşünde cemiyetin buradaki teşkilâtını kurma faaliyetinde bulundu.
◾ Bu faaliyetleri, Osmanlı Hürriyet Cemiyeti ile merkezi Paris'te olan Osmanlı Terakkî ve İttihat Cemiyeti 'nin birleşmesi ve ilk örgütün Osmanlı Terakkî ve İttihat Cemiyeti Dahilî Merkez-i Umûmisi adını almasından sonra daha yoğun olarak sürdürdü.
◾ Terakkî ve İttihat Cemiyeti tarafından başlatılan ihtilâl ve suikast girişimlerine katıldı. Faaliyetinin ihbar edilmesi üzerine İstanbul'a davet edildi. Ancak 24 Haziran 1908 akşamı dağa çıkarak ihtilâl de öncü rolü oynadı.
◾ Enver Bey ile İttihat ve Terakkî Cemiyeti 'nin ileri gelenleri 23 Ocak 1913 tarihinde Bâbıâli Baskını'nı gerçekleştirdiler. Enver Bey öncü rol oynadığı bu hükümet darbesinde Kâmil Paşa'ya istifanâmesini imzalattı.
◾ Ardından padişahı ziyaret ederek Mahmud Şevket Paşa 'nın sadârete getirilmesini sağladı. Ancak Edirne'yi kurtarmak amacıyla yapılan bu eylem sonrasında, planlanmasında Enver Bey'in de görev aldığı askerî harekâtın başarısızlığı ve Edirne'nin Bulgarlar'a terki İttihat ve Terakkî'yi çok zor duruma düşürdü.
◾ 12 Haziran 1913' te Mahmud Şevket Paşa'nın öldürülmesinden sonra ülke yönetimine fiilen el koyan İttihat ve Terakkî içindeki askerî kadronun da lideri haline gelen Enver Bey hayatî kararların alınmasında etkili oldu.
◾ II. Balkan Savaşı sırasında 22 Temmuz 1913 'te Edirne'ye girişi toplum nezdindeki prestijini daha da arttırdı. 15 Aralık 1913'te miralay , 3 Ocak 1914'te mirlivâ , aynı tarihte Ahmed İzzet Paşa'nın yerine Harbiye nâzırı oldu.