Eski Türklerde engellilere yönelik uygulamalar
Tüm ülkelerce 3 Aralık, Dünya Engelliler Günü olarak kabul ediliyor. Bu özel gün müsebbibiyle bizler, engelli bireylerin yaşamlarında karşılaştıkları sıkıntılara yakından şahit oluyoruz. Günümüzde bu özel bireyleri kapsayan ve içine alan pek çok korumacı kanun bulunuyor. Peki, bu eskiden de böyle miydi? İlk Türk devletlerinde engelleri nasıl karşılanıyordu? En önemlisi de onlar için özel yasalar var mıydı? İşte, Eski Türklerde engelli bireylerin dıurumları...
Giriş Tarihi: 03.12.2023
15:19
Güncelleme Tarihi: 03.12.2023
16:02
CODEX CUMANİCUS'TA NASIL İŞLENMİŞ?
🔸 13. yüzyılın sonu ile 14. yüzyılın başına tekabül eden zaman diliminde, Karadeniz'in kuzeyinde yaşayan Kıpçak Türkleri tarafından kaleme alınan iki bölümlük bir eserdir.
🔸 "Kumanlara ait bilgiler metni" manasına gelen yapıt, Kıpçak Türkçesine ait dil ve folklor özellikleri bünyesinde barındırması bakımından önem arz teşkil eder. Bu eserde de engelli bireyler için bazı isimlendirmeler yapılmıştır.
🔸 İşitme engelli bireylere "kulaksız" , görme engelli kimselere "kör, közsiz veya tövlük", konuşma engellilere "tilsiz", zihinsel engelli bireylere "teli", bedensel engeli bulunanlara ise "aksah" adları verilmiştir.
*Codex Cumanicus'un yazarı anonim
ENGELLİLERE ÖZEL KANUNLAR
🔸 Bilindiği üzere Türklere dair bilinen malumatlar genelde Çin kaynaklarıdır. Yine Türk toplumunda, engelliler hakkındaki bilgiler, Çin kaynaklarında yer alır.
🔸 Kaynaklarda, Pei Shih'in "Kuzey Tarihi" adlı yapıtında 99. bölümünde , Köktürkler döneminde bir kimsenin kolunu veyahut bacağını kırarak bedensel engelli kalmasına neden olan kimse, ceza olarak engelli bıraktığı kişiye atlarını vermek durumundaydı. Bundan kasıt, engelli kalan kişinin geri kalan yaşımını idame ettirirken karşılaşabileceği güçlükleri bir nebze de olsun hafifletebilmektir.
Yüzyıllardır devam eden Çin zulmü
WANG YEN-TE'NİN UYGUR SEYAHATNAMESİ
🔸 Bir bireyin gözünü yaralayarak kör olmasına neden olmanın ağır şartları bulunmaktaydı. Bu suçu işleyen kişi âma bıraktığı kişiyle kızını veya bir yakınını evlendirirdi. Maksat tamamiyle o kişinin geriye kalan hayatını bir rehber eşliğinde daha rahat idame ettirebilmesini sağlamaktı.
🔸 Köktürklerden sonra Türkistan coğrafyasında hakimiyet Uygur Kağanlığı'na geçer. Bu dönemde Çin elçisi olan Wang Yen- Te Uygur Hanlığı'na gönderilir. Wang Yen - Te, "Uygur Hakanlığı'nın engellilere bilhassa yardım yaptığını" aktarır.
Wang Yen- Te kimdir?
10. yüzyılda yaşamış olan Wang Yen-Te bir Çin elçisidir. Yaşadığı yüzyılda Kao- ch'ang Uygurlarına yapmış olduğu seyahat Türk tarihinin gizli kalmış meselerini gün yüzüne çıkarmıştır. Çin elçisinin deneyimleri ve aktarımları günümüzde "Çin Elçisi Wang Yen-Te'nin Uygur Seyahatnamesi" isimli kitapta toplanmıştır.
ÇİN ELÇİSİ WANG YEN-TE'NİN UYGUR SEYAHATNAMESİ'Nİ SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ
İBN FADLAN'IN BOLGAR ŞEHRİNE SEYAHATİ
🔸 Abbasi Halifesi Muktedir döneminde İtil Bulgarları İslam'ı kabul eder. Bunun üzerine Abbasi himayesinde bulunan İbn Fadlân elçilik heyetiyle birlikte Bulgarların yaşadığı Karadeniz'in kuzeyindeki " Bolgar" şehrine gider. Engelliler hususunda şahit olduklarını şu cümleleriyle aktarır:
"Oğuz subaşısı Etrak Tarhan yani adında bir kumandanı vardı. Tarhan, kumandanlar arasında en akıllı olan ve en ileri gelen kişiydi. Bu kişi, hem kör, hem topal, hem de çolak biriydi." Fadlân'ın verdiği bilgilere göre Eski Türklerde, engelli olmak iyi yerlere gelmeye ve başarılara imza atmaya bir "engel " teşkil etmiyordu.
İbn Fadlân kimdir?
10. yüzyılda Abbasi döneminde yaşayan İbni Fadlan, katip, seyyah ve bilgin bir kismedir.
Muktedir kimdir?
Muktedir veya Câʿfer el-Muktedir Billah, on sekizinci Abbasî halifesidir. 908-929 ile 929-932 seneleri arasında iki kez halifelik makamında bulunmuştur.
Oğuzların göç ve fetihlerine ışık tutan seyyah: İbn Fadlan