Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • Tarih
  • Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde övgüyle söz ettiği Darüşşifa

Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde övgüyle söz ettiği Darüşşifa

Osmanlı'nın akıl hastalarının su ve müzik sesi, koku ve uğraş ile tedavi edildiği Sultan II. Beyazid Darüşşifası, şimdilerde müze olarak dönemin şefkat ve merhametini günümüze taşıyor. Peki, 50 yıl boyunca coğrafyaları aşan seyyah Evliya Çelebi, Seyahatnamesi'nde külliye hakkında ne yazdı? Sizler için, çağının ilerisinde olan II. Bayezid Darüşşifası'nı derledik.

  • 6
  • 11
DÂRÜŞŞİFA SAĞLIK GÖREVLİLERİ
DÂRÜŞŞİFA SAĞLIK GÖREVLİLERİ

Darüşşifa, az personelle çok hizmet vermeyi amaçlayan merkezi bir hastane olması ve bu alandaki ihtiyaçlarının ayrıntılı bir şekilde düşünülerek planlanmış olması açısından dünyada ilktir, benzerleri batıda ancak 200 yıl sonra yapılmaya başlamıştır.

Külliyede çeşitli kademelerde görevli 147 kişi maaş almakta, ayrıca medresede barınan on sekiz öğrencinin de günde iki akçe tahsisatları bulunmaktadır. Burada tefsir, hadis, fıkıh, kelâm, usul, belâgat, mantık ve tıp konularındaki kitaplardan meydana gelen kırk iki ciltlik küçük bir de kütüphane yer alır.

  • 7
  • 11
AKIL HASTALARI MUSİKİ İLE TEDAVİ GÖRÜRDÜ
AKIL HASTALARI MUSİKİ İLE TEDAVİ GÖRÜRDÜ

Osmanlı devri hayır binaları arasında apayrı bir yeri olan dârüşşifâ mimarisi bakımından da ilgi çekicidir. Eldeki vakfiyede böyle bir hizmetin sözü edilmemekle birlikte Evliya Çelebi, burada akıl hastalarının mûsiki ile tedavi gördüklerini ve bu yüzden haftada üç gün çeşitli çalgılar çalan bir mûsiki heyetinin hastalara konser verdiğini yazar.

  • 8
  • 11
HASTALAR MUSİKİ İLE NASIL TEDAVİ EDİLİRDİ?
HASTALAR MUSİKİ İLE NASIL TEDAVİ EDİLİRDİ?

Bu hastanede, musikinin ve su sesinin huzur verici tınıları taş duvarlarda yankılanarak şifaya dönüşür. İbni Sina'dan Farabi'ye; Selçuklulardan Osmanlılara uzanan köklü bir müzik terapi anlayışı, fiziksel ve ruhsal hastalıkların tedavisinde başarı ile uygulanır.

Örneğin, havale ve felç rahatsızlıklarında Rast, sinirli kişilere Irak, baş ağrısı için Rehavi, kalp hastalıkları için Zengule, zihni açıp zekâyı arttırmak için ise İsfahan makamı çalınırdı.

Külliyenin medresesi, döneminin en önemli tıp okullarından biriydi ve hastaneye hekim yetiştirirdi. Önem rütbesi açısından Osmanlı'nın üst derecesi sayılan altmışlık medreseler arasında yer alırdı. Müderris adı verilen hocası ve yardımcısının yanında kütüphane görevlisi ve 18 öğrencisi vardı.

  • 9
  • 11
DÖNEMİNİN EN ÖNEMLİ SAĞLIK MERKEZİ
DÖNEMİNİN EN ÖNEMLİ SAĞLIK MERKEZİ

Darrüşifa kısmı ise dönemin en önemli sağlık merkezlerinden biridir. Kuruluşunda her türlü hastalara hizmet vermiştir, öyleki kuruluş vakfiyesinde hastanenin personeli sayılırken 2 cerrah ve 2 göz doktorundan da söz edilir. Demekki 1500 lü yıllarda bu mekanlarda göz hastalıklarına dahi bakılmaktaydı.

Daha sonraki yıllarda şifahane, ruh hastalarına yönelik hizmet vermeye başlar. Hastalar dönemin tıb bilgi ve ilaçlarının yanı sıra, su sesi, musiki, güzel kokular ve çeşitli meyşguliyetlerle tedavi edilirler.

Evliya Çelebi, medrese için; "Külliyenin içinde Medresetü'l Etıbba ve odalarında talebeler vardır ki, her biri daima Eflatun, Sokrat, Filbos, Aristotales, Galen, Pisagor gibi alimlerden söz eden olgun tabiplerdir, her biri bir fenne yönelip, hekimlik ilminde kıymetli kitaplara değer vererek, âdemoğullarının derdine deva bulmaya çalışırlar." diye yazar.

  • 10
  • 11
DÜNYA HASTANE MİMARİSİNİN DEĞERLİ ÖRNEĞİ
DÜNYA HASTANE MİMARİSİNİN DEĞERLİ ÖRNEĞİ

Cami, dikdörtgen planlı olup taşların çevrelediği bir dış avlunun içindedir. Bu dış avlunun içinde 2 tane şadırvan ve bir muvakkithane binası yer alır. 19. yüzyıl'da şadırvanın saçağının altına manzara resimleri eklenmiştir. Bu resimlerde İstanbul tasvir edildi.

Ortadaki büyük kubbenin tepesindeki fener, hem iç mekânı aydınlatıp ferahlık vermek hem de havayı ve pis kokuları dışarı atmak amacıyla yapılmıştır. Bu bölümün akustiği de çok iyi ayarlanmıştır. Sultan II. Bayezid Dârüşşifası bu özellikleriyle dünya hastane mimarisi tarihinde özel bir yere sahiptir.

Dârüşşifânın dikdörtgen biçimindeki ilk avlusunun bir tarafında sütunlu bir revakın gerisinde ocaklı ve kubbelerle örtülü altı hücre sıralanır. En başta helâlar vardır. Revak galerisinin üstü tonozla örtülüdür. Avlunun karşı köşesinde ise biri tonozlu, üçü fenerli kubbeli dört mekândan meydana gelen bir bölüm yer alır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN