Geçmişten günümüze saat çeşitleri
Günlük hayatımızda hepimizin merak ettiği ve birçok kez muhatap olduğumuz o soru: "Saat kaç?" Zaman kavramı tarih boyunca da önemli olmuş ve kadim dönemlerden bu yana insanlar zamanı tanımlamak için girişimlerde bulunmuştur. Zaman bu kadar önemli iken zamanın göstergeleri saatlerin tarihçesinden bahsetmemek de olmaz… Hayatımızın büyük bir parçası olan saatler, ilk Mısırlılar tarafından keşfedilmiş ve günümüze kadar intikal etmiştir. Peki Mısırlılardan bu yana medeniyetlerin kullandığı saatler nelerdir? İşte geçmişten günümüze kullanılan saat çeşitleri…
Giriş Tarihi: 12.06.2020
09:36
Güncelleme Tarihi: 26.10.2021
16:20
İslâmî güneş saatleri şekillerine göre yatay, dikey ve silindirik olmak üzere üç gruba ayrılır. İkindi ve akşam vakitlerini gösterebilmesi için binaların batı duvarına yerleştirilen dikey güneş saatlerinin daire, dörtgen, üçgen veya en az ikisinin bir araya getirilmesiyle oluşan birleşik çeşitleri bulunmaktadır.
IX. yüzyıldan itibaren İslâm Orta çağı boyunca binlerce yapılmış olması gereken güneş saatlerinden günümüze çok az örnek gelebilmiştir. Bunların en eskisi, Kurtuba'da yaşayan İbnü's-Saffâr'a aittir.
Anadolu'da bilinen en eski güneş saati (1409) Konya Hacı Hasan Mescidi'nde bulunmakta ve onu Topkapı Sarayı'ndaki Fâtih Sultan Mehmed devrine ait yatay bir güneş saati takip etmektedir. Fetihten XVIII. yüzyılın sonlarına kadar İstanbul'da çeşitli binalara, özellikle camilere oldukça ayrıntılı ve kullanışlı güneş saatleri yerleştirilmiş, mekanik saatlerin yaygınlaşmasıyla revaçtan düşmelerine rağmen Osmanlı Devleti'nin son zamanlarına kadar da bu saatleri çizen kişiler eksik olmamıştır; bu ustaların son temsilcisi ressam ve muvakkit Ahmed Ziya Akbulut'tur.
Kum saatleri içinde kum olan, altı üstü geniş, beli ince, bir sıvının ya da çok ince taneli bir katının bir delikten geçerken daima aynı zamana ihtiyaç göstereceği ilkesine dayanarak çalışan zaman ölçme aracıdır.
Akış hızının sabit olmayıp, işlemin toplam süresinin sabit oluşu bu saatlerin dezavantajıdır. Saatlerde kumun yanında, zaman zaman pudra haline getirilmiş yumurta kabuğu, cıva ya da ince toz siyah mermer de kullanılmıştır. Kum saati, Avrupa'da ilk kez 8. yüzyılda bir papazın buluşuyla kullanılmaya başlanmıştır. Camcılık becerisi geliştikçe, kumun doldurulduğu ağız da eritilerek kapatılmış ve nemlenerek akışın zorlaşmaması sağlanmıştır.
Soğuk iklimlerde su saatine göre daha yaygın kullanımı olduğu halde, kum saati gün boyunca zaman ölçümü için çok uygun bir gereç değildi. Bunun için, ya çok büyük yapılması ya da başında her an birinin beklemesi gerekiyordu. Bazı kum saatlerinde bulunan kadrandaki gösterge, saatin her baş aşağı edilişinde bir saat ileri alınıyordu. Yine de, kum saati uzun bir dönem boyunca küçük zaman aralıklarının ölçülmesinde başarıyla kullanılmıştır.
16. yüzyıldan günümüze bu saatler sürekli zamanı ölçme değil belirli bir sürenin başlangıcını ve bitişini göstermek işlevindedir. Kiliselerde dua süresi, gemilerde tayfaların nöbet süresi ya da gemilerin hızlarının belirlenmesi amacıyla da kullanılmıştır. Ve günümüzde oyunlarda kullanım alanını sürdürmektedir.
Ayların isimleri nereden geliyor?
Ateş saati, (ya da mum saati), petrol lambasının alevi ile çalışan saat mekanizmasında, tüketilen yağın bölmeli bir saydam kapta izlenmesi ya da kısalan mumun gölgesinin, arkadaki bir cetvel üzerindeki boyuna göre zaman belirlenen saattir.
İlk olarak nerede kullanıldığı bilinmemektedir. Ancak bu çeşit saatler 520 yılına ait Çinli şair You Jiangu'nun bir şiirinde geçmektedir. Bu şiirde mum üzerindeki derecenin zamanın geçmesini belirlediği anlatılmaktadır. Aynı tip mumlar 10. yüzyılın ilk dönemlerinde Japonya'da da kullanılmıştır. Uzak doğudaki bu ülkelerde tapınaklar başta olmak üzere çeşitli bitkiler dövülerek toz haline getirilip, sıkıştırılarak bir tüp içinde yerleştirilmesi ile ateşin ulaştığı yere göre zaman hesaplaması yapılmaktaydı.
En bilinen mum saati ise İngiltere'de Kral Alfred tarafından kullanılmıştır. Büyük Alfred'in icadı saat, tamamı 72 penny ağırlığında, her biri 12 inç uzunluğunda, aynı kalınlıkta ve 12 eşit parça şeklinde işaretlenmiş 6 mumdan oluşmaktadır. Her mum tamamen 4 saatte ve her işaret 20 dakikada yanmaktadır. Mumlar ağaçtan yapılmış ve önü mumlar görünecek şekilde şeffaf koruma kutusu içinde durmaktadır.
En gelişmiş modellerinden biri ise Orta doğulu bilim adamı El Cezeri'nin 1206 yılında yaptığı saat kabul edilir.
VIDEO
Su saati, suyun düzenli biçimde su miktarının ölçüldüğü bir kabın içine veya kaptan dışarıya akmasına dayanan bir saat türüdür.
Su saatleri güneş saatleri ile birlikte en eski zaman ölçüm yöntemlerinden biridir. Ne zaman icat edildiği bilinmemektedir. Antik Mısır ve Babil'de MÖ 16. yüzyılda kullanıldıkları bilinmektedir. Hindistan ve Çin gibi dünyanın bazı diğer bölgelerinde de su saati kullanımının antik döneme dayandığı bilinmekte olup bu bölgelerde ilk ortaya çıkış tarihi bilinmemektedir. Bazı yazarlar Çin'de MÖ 4000 civarında ortaya çıktığını öne sürmektedir.
Avrupa'daki meslektaşlarına ilham verecek olan el-Cezeri, mekanik bilimi ve su saatleri üzerinde yoğun çalışmalar yapmıştı.12. yüzyılda Şırnak'ın Cizre ilçesinde doğan ve bu yüzden de Cezeri mahlasını alan bilgin, su saatleri ve diğer çalışmalarıyla sibernetik alanının da ilk adımlarını atıyordu.
Filli su saatleri nasıl çalışırdı?
El-Cezeri'nin su saatleri arasında belki de en ilgi çekici olanı filli saattir. Birbirinden farklı figürlerin doğru kompoziyon içine yerleştirilmesiyle oluşan renkli görsel ve birçok düzeneğin tek bir sistemde sergilediği uyumlu çalışmayla filli saat, türünün en uç örneklerinden biridir. 2 buçuk metrelik saat, günü 24 eşit parçaya ayırır ve işaretini her yarım saatte bir verir. Bu kompleks yapı şamandıra sistemiyle işler. Filin sırtında bulunan katip her yarım saati elindeki kalemi çizelge üzerinde kaydırarak belirtir. Yarım ve tam saatleri birbirinden ayırmak içinse filin üzerindeki bir figür tam saatlerde sağ, yarım saatlerde sol elini kaldırır. Bu yarım saatlik ara tamamlanınca bir ip yardımıyla kuleden bir küre bırakılır. Küre, saate yerleştirilen figürlerin hepsini hareket ettirmeye başlar. Bir kuş döner, kulenin üstündeki adam ellerini kaldırır, iki yılan aşağı doğru hareket eder. Son olarak filin boynundaki katibin sağ eliyle file sol eliyle trompete vurmasıyla da düzenek diğer yarım saatlik bölüm için ilk haline çevrilmiş olur.
Astronomik saatler Güneş, zodyak, Ay ve takımyıldızı ve bazen büyük gezegenlerin konumları gibi astronomik bilgileri görüntülemek amacıyla kullanılmıştır. Tarih boyunca yapılan güneş saatlerinden en ünlü olanı Prag Astronomik Saat'idir. Bu saat Çek Cumhuriyeti'nin başkenti olan Prag'da bulunur. İlk kez 1410 yılında kurulmuştur ve dünyanın en eski astronomik saatleri arasında 3. sırada yer alır.