Arama

Girit Kuşatması'nın 24 yıl sürmesinin sebepleri

Girit Adası, Akdeniz ve Ege'nin stratejik bir kavşağıdır ve tarih boyunca ticaret yollarının kesiştiği bir merkez olmuştur. Bu stratejik konum, adanın hakimiyeti için birçok mücadeleye neden olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nun 24 yıl süren kuşatmasının uzun sürmesinin nedenleri de adanın stratejik önemiyle ilişkilidir. Girit, büyük denizlerdeki önemli stratejik bir noktada bulunmasıyla, Osmanlı fethinden sonra Türk-İslam medeniyetinin etkisi altında büyük bir değişim geçirmiştir. Bu tarihi adanın, birçok devletin istilasına ve saldırısına maruz kaldığı geçmişine birlikte göz atalım.

🔷 Osmanlılar seferin nereye yapılacağını son ana kadar saklamış ve Sümbül Ağa'ya saldıran korsanların Maltalı olması nedeniyle sanki Malta üzerine bir sefer yapacakmış gibi hareket etmiştir. Böylece, Venediklilerin herhangi bir hazırlık yapmasının önlemeye çalışmıştır.

🔷 Evliya Çelebi, "Seyahatname" adlı eserinde Girit Adası'nın sefer hazırlığı için memleketin her yerinden marangozlar toplanmış ve Tersane-i Amire'de hummalı bir kadırga yapımı başlatıldığını yazmıştır.

🔷 Girit seferinin ilk kuşatması Hanya Kalesi'ne yapıldı. 54 gün süren kuşatmanın ardından Girit Adası'nın batısındaki Hanya Kalesi ele geçirildi. Ancak Girit Adası büyük bir adaydı ve ele geçirilmesi gereken başka kaleler de vardı. Donanma komutanlarının değişmesi ve aralarındaki rekabet nedeniyle bazen isyanlar çıkmış ve bu da sefer sırasında kuşatmaların uzamasına neden olmuştu.

🔷 Osmanlılar, Girit'in merkezi olan Kandiyye Kalesi hariç adım adım Girit'teki tüm kaleleri fethetmişti. Bu sırada Venedikliler Bozcaada ve Limni'yi işgal ederek İstanbul Boğazı'ndan Osmanlıya yardım gönderilmesinin engelliyordu. Bu durum, yıllar içerisinde İstanbul'dan Girit'e doğru yolan çıkan 14 yardım seferinin yalnızca 4'ünün ulaşmasına neden oldu. Buna karşın Fransa ve Papa orduları gizli gizli adaya Venedikliler'e takviye gönderiyordu.

🔷 Girit kuşatması o kadar uzamıştı ki padişah I. İbrahim vefat etmiş yerine 7 yaşındaki oğlu 4. Mehmet geçmişti. Osmanlı'da sadrazamlığa getirilen Köprülü Fazıl Ahmet Paşa, Avusturya ile ilgili meseleleri hallettikten sonra tüm dikkatini Girit'e vererek sefere çıktı. Bu nedenle 1666'da Girit'e geçen Köprülü Fazıl Ahmet Paşa, padişaha Girit'i almadan dönmeyeceğine dair söz verdiği bazı kaynaklarda aktarılmıştır.

🔷 Sadrazamın kuşatmanın başına geçmesi, askerler üzerinde de olumlu bir moral olmuştu. İlk kuşatmanın yapıldığı 21 önceden beri askerler adada adeta mahkum kalmış, galip gelme inançlarını kaybetmek üzereydi. Köprülü'nün gelmesiyle çeşitli stratejiler geliştirilerek Kandiyye Kalesi'nin düşürmek için gerekli hazırlıklar yapılmıştı.

  • 9
  • 10
24 yıl süren kuşatma
24 yıl süren kuşatma

🔷 Kaleyi düşürmek için tüneller kazan askerlere moral olması için tünelin için askerlerle 3 ay kalan Köprülü Fazıl Ahmet Paşa, padişaha verdiği sözü yerine getirmek için tüm gücüyle kuşatmayı sürdürüyordu. Bu sırada, İstanbul'dan daha fazla yardım gelmeyeceği sadrazama bildirilmiş ama bu durum bile askerlerin ve Köprülünün mücadelesini sürdürmesine engel değildi.

🔷 Nihayet 1669 Sadrazam Köprülü Fazıl Ahmet Paşa, Kandiyye Kalesi başta olmak üzere tüm Girit'in hakimiyetini kapsayan bir anlaşma imzalamıştır. Buna göre adanın hakimiyeti Osmanlı'ya geçmiş ve Venedikliler vergiye bağlanmıştı. 26 yaşında sadrazam olan Köprülü Fazıl Ahmet, 15 yıl boyunca padişahın yanında görev yapmaya devam etti.

🔷 24 yıl süren kuşatmanın sonucunda bazı kaynaklara göre 137.000 bazı kaynaklara göre 240.000 askerin şehit olduğu yazmaktadır. Girit'in fethiyle Akdeniz'de deniz ticaretinin güvenliği sağlanmış oldu. 1800 yılların sonlarına kadar adanın yarısı Türklerden oluşurken diğer yarısı Rumlardan oluşuyordu. Zaman içerisinde yaşanan çeşitli şiddet olaylarıyla adadaki Türk nüfusu sürekli düşmüş ve sonraki yıllarda nüfus mübadelesi ile adadaki Türkler İstanbul'a gelmek zorunda kalmıştır. Fethinde 100 binden fazla şehit verilerek alınan ada 1919 Balkan Savaşları sırasında Yunanistan tarafından işgal edilmiştir.

  • 10
  • 10

Günümüzde Girit

🔷 Yunanistan'da, Türk-İslam mimarisine ait on binin üzerinde eser ve kalıntı bulunmaktadır. Bugün Yunanistan'ın her yerinde olduğu gibi Girit'te de Türk izleri kasıtlı olarak yok edilmeye çalışılmaktadır. Osmanlı'dan kalma eserlerin çoğu, amacı dışında kullanılmaktadır.

🔷 Bazı camiler kiliseye dönüştürülürken,uygunsuz amaçlar için kullanılan camiler dahi mevcut. Ülkede Osmanlı döneminden kalma çok sayıda eski yapı da adalet sarayı, vilayet konağı gibi hizmet binalarına bilinçli bir politaka olarak dönüştürüldü.

Girit'te vakıf eserleri

🔷 Girit'te bulunan camiler;

Vâlide Sultan Camii

İbrâhim Han Camii

Fâzıl Ahmed Paşa (Vezir Camii)

Mahmud Kethüdâ Camii

Yeniçeri Ağası Abdurrahman Paşa (Ağa Camii)

Defterdar Ahmed Paşa (Defterdar Camii)

Kethüdâ İbrâhim Paşa Camii

Ahmed Paşa Camii

Melek İbrâhim Paşa Camii

Kaptan Kaplan Mustafa Paşa Camii

🔷 Evliya Çelebi'nin Seyahatname'de verdiği bilgiye göre adada on sekiz cami, yetmiş bir mahalle mescidi, pek çok köy ve kale mevcut idi.

🔺 Adada bulunan camilerin bir kısmı kiliseye çevrilirken bir kısmı Yunanistan'ın baskıları nedeniyle bugün kullanılmaz haldedir.

Karahanlıların simgesi: Özgön kulesi

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN