Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • Tarih
  • Halil İnalcık'ın dilinden Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler

Halil İnalcık'ın dilinden Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler

Ömrünü tarih ilmine adayan, çalışmaları ile bir devre ışık tutan ve "Tarihçilerin Kutbu" olarak anılan merhum Prof. Dr. Halil İnalcık, kaleme aldığı kitaplarla uluslararası çapta bir otorite olarak kabul edilmişti. Ömrünün son demlerine dek çalışmayı bırakmayan Halil İnalcık, kaleme aldığı Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler isimli eseriyle Osmanlı tarihinde karanlık kalan noktaları aydınlattı. Sizler için Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler kitabından alıntıları bir araya getirdik.

  • 19
  • 30

🔳

Sultan Abdülhamid 1886'da Söğüt ve Domaniç bölgelerine bir heyet gönderir. Heyet, Ertuğrul'un annesinin mezarını bulacaktır. Domaniç'te, Çamlıca köyünde Ömer Ağa adında bir ihtiyar, heyete deri üzerine yazılmış bir belge getirir. Belgede, Hayme Ananın mezarının Çarşamba köyünde olduğu yazılıdır. Heyet oradaki mezarları ziyaret eder, Kur an okuyarak gezerken bir mezardan "işaretler gelir, mezar kendini belli eder". Mezar kazıldığında bir sanduka bulunur.

Halil İnalcık

  • 20
  • 30

🔳

Zaviyeler erken dönemde yerleşmede ve yollarda güvenlik konularında birinci derecede hizmet görmektedir. Zaviye etrafında güvenle oturan ve hizmet görenler zamanla çoğalıp köy durumuna gelir. Fethedilen bölgelerde Osmanlı yerleşmesi, kolonizasyon süreci böyle işler.

Halil İnalcık

  • 21
  • 30

🔳

Avrupa kıtasında Osmanlı ilerlemeleri geliştikçe, İslâm-Hıristiyanlık tartışmaları kızışacak ve 1461'de Papa II. Pius, İstanbul fâtihi Sultan Mehmed'e hitaben yazdığı Epistola ad Machmetam adlı ünlü risalesinde, Hıristiyanlığın üstünlüğünü ispat etmeye çalışacak; sultanı Hıristiyan olmaya çağırarak, "böylece Hıristiyanlar üzerinde egemenliğini meşrulaştıracaksın" diyecektir.

Halil İnalcık

  • 22
  • 30

🔳

Kanuni'den beri, özellikle müfti Ebussuûd etkisiyle, devlet işlerinde ve atamalarda şeriatın, dolayısıyla şeyhülislâmların rolü kesinleşmiş bulunuyor; isyancı yeniçeriler ve devlet adamları hareketlerine meşrûluk kazandırmak için daima şeyhülislâmın fetvasına ve desteğine bağımlı oluyordu.

Halil İnalcık

  • 23
  • 30

🔳

20. yüzyılda "İstiklâl-i Osmânî" yılı ve gününün tespiti çabalan Osmanlı Batılılaşma akımının bir sonucudur. Nasıl tüm Avrupa hanedanları, bu arada Osmanlılardan ayrılan Balkan devletleri "bağımsızlık günü" tespit etmiş ve o günü bir bayram olarak kutlamaktaysa, Osmanlı Devletinin de neden bir "istiklâl" günü olmasın? Özetle, H. 699 yılının Osmanlı Devletinin kuruluş tarihi savı bir mitolojidir.

Halil İnalcık

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN