Hilali dünyaya armağan eden kurumun öncüleri
İnsanlar arasında ayrım yapmaksızın ihtiyaç halinde herkese yardımda bulunan Kızılay, ilk olarak 1868'de kuruldu. 1877 yılında II. Abdülhamit'in himayesiyle Hilal-i Ahmer adını aldı. Cemiyeti kuran bir grup idealist doktor sayesinde 150 yıllık bu iyilik hareketi insanlara umut olmaya devam ediyor.
Giriş Tarihi: 31.10.2018
10:35
Güncelleme Tarihi: 31.10.2018
11:23
SULTAN ABDÜLAZİZ TARAFINDAN DESTEK GÖRDÜ
Böylece 150 yıllık bu iyilik hareketinin temelleri bir grup idealist doktor tarafından atıldı. 11 Haziran 1868'de 22, daha sonra 25 kurucu üye ile örgütlenen Cemiyet, Sultan Abdulaziz' den de destek gördü. Cemiyet'e 43'ü hekim olan 66 kişi kurucu üye kaydoldu.
Bu kurucu üyelerin arasında, Dr. Abdullah Bey, Marko Paşa, Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye-i Şahane Müdürü Kırımlı Aziz bey ve Serdar-ı Ekrem Ömer Paşanın yanı sıra Ömer Rüstü paşa, Veli Paşa, Serdar-ı Ekrem Ethem Paşa, Mr. Ch. Curtis, Baron Prokeschosten, Dr. Servicyan Efendi, Dr. Peştemalcıyan Paşa, Avusturya Sefiri gibi önemli isimler yer alır.
MİRLİVALIĞA YÜKSELTİLEN İLK HEKİM
Marko Paşa kimdir?
1824 yılında Siros adasında doğan Marko Apostolidis, Rum asıllı bir Osmanlı hekimiydi. İkinci Mahmut tarafından açılan Mekteb-i Tıbbiye-i Şahaneyi Tabip Miralay rütbesiyle bitirdi. 1851'de cerrahi kliniği şefliğine atandı. İyi bir hekim olmasından ötürü Mirlivalığa (Tuğgeneral) yükseltilen ilk hekim olma hakkını kazandı. 1861'de Sultan Abdülaziz'in hekimbaşılığına getirildi. 1871 yılında Tıbbiye-i Şahane Nazırlığı'na atandığında Ferik (Korgeneral) rütbesindeydi. 1878'de sonra II. Abdülhamit kendisini Meclis-i Ayan üyeliğine getirdi.
Marko Paşa'nın en büyük hizmeti Hilal-i Ahmer'in kuruluşunda gösterdiği samimi gayretlerdir. Dr. Abdullah Bey, Kırımlı Aziz Bey ve Ömer Paşa gibi çalışma arkadaşları ile beraber Cenevre Sözleşmesi'ne Osmanlı Devletinin imza atmasını ve Kızılhaç'a benzeyen bir kurumun Osmanlı toplumunda da oluşmasına yardımcı oldu.
KIZILAY FİKRİNİN İLK FİTİLİNİ ATAN KİŞİ
Dr. Abdullah Bey kimdir?
Abdullah Bey, 1799 yılında Viyana'da doğdu. Öğrenimini Viyana Akademisi'nde tamamladı. Mineroloji, Jeoloji ve fosil bilim dalında uzman olan Karl Edward, Viyana'da Ziraat Dergisi çıkardı. Daha sonra tıp ve doğa bilimleri ile ilgilendi ve 1837 yılında tıp doktoru oldu. Doğa bilimlerinden, entomoloji (böcek bilim) alanında büyük ün kazanan Dr. Abdullah Bey, dönemin önemli bilimsel dergilerinden biri olan "Gazete Agronomique"te yazarlık yaptı.
1848'de Macaristan'da, Macar Ulusçu eylemlerine katılması nedeniyle 30 arkadaşı ile Osmanlı Devleti'ne sığındı. Osmanlı Devleti tarafından Dr. Abdullah, önce kaymakam sonra da albay rütbesine terfi ettirildi. 1850'de Mekteb-i Tibbiyeyi Şahane'de Jeoloji ve Zooloji dersleri verdi. Abdullah Bey, topladığı binlerce fosil ile İstanbul'da Mektebi Tıbbiyeye bağlı doğal tarih müzesi kurdu. Bu müze büyük Vefa yangını sonrasında tamamen yok olmuştur. Avusturya hükümetinin baskısı ile Şam Askeri Hastanesi'ne atandı. Şam'da İslam dinini kabul ederek Müslüman oldu ve Abdullah Bey ismini aldı.
Kızılay tarihinde Abdullah Beyin unutulmaz bir yeri vardır. Macar asıllı bir Osmanlı albayı olan Dr. Abdullah Bey Türkiye'de Kızılaycılık fikrinin yeşermesinde ilk fiili adımı atan kişi oldu. Avrupa'da Kızılhaç teşkilatı kurularak Cenevre Sözleşmesi imzalanmıştı. Abdullah Bey, Osmanlı Devletinde de böyle bir kurumun oluşmasına ve Osmanlıların da Cenevre Sözleşmesine imza atmasını istiyordu. Bu konuda Mektebi Tıbbiye Nazırı Marko Paşa, Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa, Kırımlı Öğretmen Dr. Aziz Bey yardım ettiler. Böylece Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti adı ile uluslararası ilkeleri benimseyen İnsani Yardım Kuruluşu doğmuş oldu.