İbn Battuta’nın seyahatnamesinden İstanbul
İbn Battuta, henüz 22 yaşındayken Hac görevini ifa etmek için yola koyulmuş ve 28 yıl boyunca dünyanın çeşitli coğrafyalarına seyahat etmişti. Seyahatleri sırasında yolu Anadolu'ya da düşmüş; burada Orhan Gazi ile görüşmüştü. Daha sonra İstanbul'a doğru yola çıkan İbn Battuta, şehrin bundan 7 asır önceki yaşantısına dair ilginç bilgiler vermişti. Orta Çağ'ın en büyük seyyahı İbn Battuta'nın seyahatnamesinden 14'üncü asrın İstanbul'unu sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 20.04.2019
09:43
Güncelleme Tarihi: 20.04.2021
12:57
İBN BATTUTA ORHAN GAZİ’YLE GÖRÜŞMÜŞTÜ
🔹 İkinci bölümde Kızıldeniz kıyılarını, Aden'i Doğu Afrika'daki Müslüman ticaret kolonilerini gezer. Sonra Basra Körfezi yoluyla tekrar Mısır'a, oradan Alanya'ya gelir, Orhan Gazi'yle görüşür.
🔹 Nilüfer Hatun'u İznik'te görür, onun kocasının yerine şehre hükümdarlık yaptığını kaydeder.
VIDEO
GEZİLERİNİ DETAYLI BİR ŞEKİLDE KALEME ALMIŞTI
🔹 Sinop yoluyla Kırım'a gider. Altınordu Hükümdarı Özbek Han'ın karısı olan Bizans prensesiyle İstanbul'a gelir. Harizm bozkırlarını geçerek Buhara'yı, Horasan'ı gezer.
🔹 Hindikuş Dağları'nı aşarak İndus Vadisi ve dolayısıyla Hindistan'a ulaşmasıyla gezinin ikinci bölümünü tamamlar. Üçüncü bölümde Hindistan'ı ayrıntılı olarak anlatır.
İbn Battuta'nın seyahatlerinden 15 alıntı
İBN BATTUTA İSTANBUL’U NASIL ANLATTI?
🔹 Seyahatleri sırasında İstanbul'u da gezen İbn Battuta, İstanbul'u şu sözlerle anlatmıştı:
"Manastırlar, Müslümanların tekke ve zaviyelerine benzer. Sayıları pek çok. Bunlardan birini Kustant Hiniye hükümdarlarının babası Circis yapmıştır. Burası İstanbul dışında Galata karşısındadır; ileride bahsedeceğiz.
Manastırlardan ikisi büyük kilesenin alanı dışındadır; büyük kiliseye girerken sağ tarafa düşüyorlar. Bu manastırlar ortalarından su arkı geçen bir bahçede kuruludur; biri erkeklere, diğeri kadınlara aittir."
İSTANBUL’DAKİ İBADETHANELERE DETAYLARIYLA DEĞİNMİŞTİ
🔹 "Her manastırın içinde bir kilise var; çevresinde dindar kadın ve erkeklerin odaları sıralanmış. Buralarda yaşayan ibadet heveslilerinin yiyecek ve giyecek masraflarını karşılamak üzere vakıf gelirleri ayarlanmış.
Bahsettiğimiz iki manastırı da aynı hükümdar yapmıştır. Büyük kilisenin sol tarafında ötekilere benzeyen iki manastır daha var. İç kısımlarındaki kiliselerin çevresini hücreler çevirmiş.
Bu manastırlardan biri, gözleri göremeyenlere, öteki iş yapamayacak denli yaşlanmış ihtiyarlara aittir. Onların yaşları altmış civarındadır; bütün giyim kuşam ve harcırahları vakıflardan karşılanmaktadır."
İbn Battuta'nın Anadolu'daki güzergahı
‘HER MANASTIRDA İMPARATORA AİT İBADETGAH BULUNUR’
🔹 "Her manastırda orayı yaptıran imparatora ayrılmış bir ibadetgâh bulunuyor. Bizans hükümdarlarından çoğu, 60 ya da 70 yaşını bulunca bir manastır yaptırır, kıldan dokunmuş "mish" denilen hırkayı (rahip abasını) giyerek tahtı oğluna bırakır.
Ölünceye kadar köşesinde keşiş gibi vaktini ibadetle geçirir. Rumlar manastır inşasına başlarken toplanıp merasim yaparlar. Şehirde bol bulunan mozaik ve mermer, manastır mimarisinin temel malzemesini teşkil eder.
Bir manastıra imparatorun verdiği Rum asıllı rehberle birlikte girdim. Ortasından su geçiyordu. İçerdeki kilisede rahibe kıyafetine bürünmüş yüz kadar kadın vardı…"