İbn Haldun düşüncesinde coğrafya ve şehir
Başta sosyoloji olmak üzere pek çok sosyal bilim dalının temellerini atan İbn Haldun, İslam medeniyetinin en parlak döneminin sonlarında yaşamış bir alimdi. Onun coğrafyaya dair fikirleri, yüzyıllar sonra dahi kabul görmüş; İbn Haldun'un görüşleri, modern bilimin kabul ettiği pek çok anlayışın temelini oluşturmuştu. Onun insan ve topluma dair tespitlerinde etkili olan en önemli unsur ise şüphesiz hayatı boyunca farklı coğrafyalarda yaşamasıydı. Zira ömrünün 20 yılını Tunus'ta, 26 yılını Cezayir, Fas ve Endülüs'te, 4 yılını tekrar Tunus'ta ve son 24 yılını ise Kahire'de geçirmişti. İbn Haldun düşüncesinde coğrafya ve şehir anlayışını derledik.
Giriş Tarihi: 14.03.2021
17:28
Güncelleme Tarihi: 25.11.2022
13:42
Sesli dinlemek için tıklayınız.
İBN HALDUN’A GÖRE COĞRAFYA
İbn Haldun'un hayatını farklı beldelerde geçirmesi, coğrafyaya dair fikirler ve bilimsel teoriler ortaya koymasının da temelini oluşturdu.
💠
🔸 İslam medeniyetinin en parlak döneminin sonlarında yaşayan bir âlim olan İbn Haldun, ömrünün ilk 20 yılını doğduğu ülke olan Tunus'ta, 26 yılını Cezayir, Fas ve Endülüs'te, 4 yılını tekrar Tunus'ta ve son 24 yılını ise Kahire'de geçirdi.
🔸 Bu coğrafyaların istilalardan ne şekilde etkilendiğini inceledi, devletlerin bekası konusuna değindi ve görüşlerini Mukaddime'de kaleme aldı.
🔸 Onun coğrafyaya dair görüşleri, asırlar boyunca dikkate değer görüldü. İskân, siyaset ve ekonomiye dair fikirleri coğrafyaya dair tespitleri yakından ilgilendirdi.
🔸 Zira İbn Haldun, modern coğrafyanın prensipleri ile yaşadığı dönemin beşeri coğrafyasına ışık tutmuş ve analizler yapmıştı.
🔸 Ona göre insan, varlığını devam ettirebilmek için toplu halde yaşamak mecburiyetindeydi.
İBN HALDUN’UN YAŞADIĞI DÖNEMDE COĞRAFYA
İbn Haldun'un yaşadığı 14. yüzyılda İslam uygarlığı, Endülüs'ten Çin ve Hindistan'a kadar uzanan bir coğrafyada hüküm sürüyordu.
💠
🔸 Bu geniş coğrafyada hem bilimsel çalışmalara yönelik faaliyetler hem de ekonomi ve ticaret oldukça gelişmişti.
🔸 Zira tüccarlar bu geniş alanda rahatlıkla ticari faaliyetler gerçekleştirebiliyor ; geniş topraklara sahip İslam coğrafyasında farklı bölgelerde yetişen pek çok ürünün ticareti yapılabiliyordu.
🔸 İslam medeniyetinde Arapçanın Müslümanlar arasında yaygınlaşmaya başlaması da ticari faaliyetleri kolaylaştıran bir başka faktördü.
🔸 Mukaddime'ye göre, bu süreçte bazı şehirler ekonomik açıdan büyük bir gelişme kaydetmiş, bazı şehirler ise eski ticari önemini koruyamamıştı.
🔸 Mağrip, Endülüs gibi İslam uygarlığının batı bölgeleri ekonomik açıdan zayıflamaya başlamış; Mısır, Irak ve Suriye gibi doğu bölgeleri ise ekonomik gelişimini sürdürmüşlerdi.
🔍 İbn Haldun düşüncesinde ihtiyaçlar ve boş zaman
FARKLI COĞRAFYALARI GÖZLEMLEME ŞANSI BULDU
İbn Haldun, yaşamının büyük kısmını Mağrip bölgesinde geçirmesi ve farklı coğrafyalara gitme imkânı bulması ile buradaki faaliyetleri gözlemleme şansına sahip olmuştu.
💠
🔸 İnsan doğasına uygun olarak gördüğü çiftçilik, sanat ve ticaret meslekleri üzerinde durmuş ve bunları coğrafi açıdan ele almıştı.
🔸 Ekonomik faaliyetlerin ılıman iklim kuşağında bulunan coğrafyalarda yoğunlaştığını söyleyen İbn Haldun, aşırı sıcak ya da soğuk iklimlerde yaşayan toplumların iktisadi açıdan zayıf olduklarını söylemişti.
🔸 Bedevilik ve yerleşik hayata dair tespitlerinde İbn Haldun, toplumların geçimini sağlamak için uğraştığı iktisadi faaliyetlerin, yerleşme türünü belirlediğine de dikkat çekmişti.
İBN HALDUN’A GÖRE İNSAN VE TOPLU YAŞAMA İHTİYACI
İbn Haldun, insanın varlığını devam ettirebilmesi için toplu halde yaşamak zorunda olduğunu, en basit ve ilkel düzeyde de olsa ihtiyaçlarını tek başına karşılayamayacağını belirtmişti.
💠
🔸 Ona göre insanlar, başkalarının ürettiği mal ve hizmetleri satın almak, başkalarının ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetleri üretmek ve bu sayede hayatını sürdürmek mecburiyetindeydi.
🔸 İbn Haldun, bu nedenle geçimi sağlamaya yarayan kazanç yolları ile ilgili konulara öncelik vermiş ve bunun nedenini de zorunlu ihtiyaçlar ile açıklamıştı.
🔸 İktisadi faaliyetlere öncü bir rol vermesi ve insan yaşamında ekonominin başat rol olması konusuna İbn Haldun, İslami açıdan da açıklamalar getirmişti.
İKTİSADIN ROLÜNÜ İSLAM İLE AÇIKLIYORDU
Ona göre iktisadi faaliyetler Allah'ın bir emriydi ve o, bu görüşünü Cuma suresi 10. ayet ve Ankebût suresi 17. ayette yer alan "Rızkınızı arayınız" mealindeki ilahi emirlerle desteklemekteydi.
💠
🔸 İbn Haldun, Allah'ın nimetlerden faydalanabilmeleri için gerekli güç, kuvvet ve akıl gibi imkânları insanlara bahşettiğine dikkat çekmişti.
🔸 Zira Allah, çiftçilik ve diğer temel zanaatlarla ilgili ana bilgi ve hünerleri de peygamberleri vasıtasıyla insanlara öğretmişti.
🔸 Böylece iktisadî faaliyet, bir yönüyle mukaddes ve mübarek bir nitelik kazanıyordu.
PEYGAMBERLERİ ÖRNEK GÖSTERDİ
🔸 Peygamberlerimizin her biri, nübüvvet işlerinin yanında dünyevi işlerle meşgul olarak meslek edindiler.
🔸 Hem başkalarına faydalı meslek öğrettiler hem de onları başkalarına boyun eğmekten kurtardılar.
🔸 İbn Haldun'a göre peygamberlerin mesleğe sahip olmaları, insanlara bu anlamda da yol gösterici olmalarına bir vesileydi.
🔍 Peygamberlerin gündelik hayatta yaptıkları meslekler