Arama

İbn Haldun ve sosyal bilimlere dair 15 ilginç bilgi

İslam medeniyetinin en parlak döneminin sonlarında yaşamış bir alimdi, İbn Haldun. Yaşadığı bölgeden Haçlı istilası nedeniyle göç etmek zorunda kalmış; bu coğrafyaların istilalardan ne şekilde etkilendiğini inceleyerek araştırmalarına başlamıştı. Tarih yazıcılığının gerçeklerin liste halinde sunulmasından ibaret olmadığına, yazarların hangi bölgeye ait olduklarına ve taraflı olup olmadıklarına bağlı olarak farklılık arz edeceğini savunuyordu. Sosyoloji biliminin öncüsü olan ve sosyal bilimlere dair birçok kavramın temelini 7 asır öncesinden atan İbn Haldun'dan 15 ilginç bilgiyi sizlerle buluşturuyoruz.

  • 9
  • 15
ÖĞRENME VE ÖĞRETME YÖNTEMLERİNE DEĞİNİYORDU
ÖĞRENME VE ÖĞRETME YÖNTEMLERİNE DEĞİNİYORDU

Dördüncü bölümde göçebe olmayan toplumlar, şehirler ve iller ele alınıyordu. Beşinci bölümün konusu zanaatlar, geçim yolları ve diğer iktisadi faaliyetlerdi.

Altıncı bölüm ise bilimlerin sınıflandırılması ve öğrenme ve öğretme yöntemleri üzerineydi. Bu kitabın tamamı 1957 yılında İngilizceye tercüme edilmiştir.

  • 10
  • 15
MEDENİYETLERİN YÜKSELİŞİNİ VE ÇÖKÜŞÜNÜ ELE ALMIŞTI
MEDENİYETLERİN YÜKSELİŞİNİ VE ÇÖKÜŞÜNÜ ELE ALMIŞTI

En tanınmış çalışmalarından bir tanesi medeniyetlerin yükselişi ve çöküşüyle ilgiliydi; medeniyet ve sosyolojinin bilimi olan sosyal bilimin temelleri bu eserle atıldı.

İbn Haldun, medeniyet ve kültürün kendi çöküşünü nasıl hazırladığını açıklıyordu. Çökmeleri öncesinde sosyal bağların en sağlam olduğu noktada zirveye ulaşan medeniyetler, grup desteğinin ve sosyal bağların refah dönemlerinde boy gösteren sağlıksız rekabet ve yolsuzluk sebebiyle zayıflaması sonucunda tarih sayfasından yok oluyordu.

  • 11
  • 15
GELİŞTİRDİĞİ SOSYAL TEORİYİ NASIL AÇIKLIYORDU?
GELİŞTİRDİĞİ SOSYAL TEORİYİ NASIL AÇIKLIYORDU?

Geliştirdiği sosyal teoriyi daha ayrıntılı şekilde açıklayan İbn Haldun, bir sosyal grubun, hatta devletin yükselişinin asabiye ya da aşiretçilik adını verdiği sosyal bir kavram ile başladığını öne sürer.

"Siyasal liderler ve hanedanlıklar, bulundukları yüksek mevkilere grup hissini yoğunlaştırma kabiliyetleri sayesinde gelirler ve bu hissin iktidarı elde etme konusundaki doğal gücünden fayda sağlarlar. Siyasi tahakkümün elde edilmesi sonucunda ortaya çıkan aşırı toprak genişlemesi hanedanlığa verilen grup desteğini seyreltir. Daha da önemlisi, bu noktada hanedanlığın ahlaki yapısının zayıflamasıyla ilgili üç nesle yayılan kaçınılmaz bir döngü başlar. Kendisini destekleyenlere yabancılaşan hanedanlığın toprakları güçlü ve bozulmamış grup hissinden beslenen diğer grupların eline düşer."

  • 12
  • 15
MEDENİYETLER NEDEN ÇÖKÜYORDU?
MEDENİYETLER NEDEN ÇÖKÜYORDU?

İbn Haldun toplumların ve medeniyetlerin döngüsel bir yapısı olduğunu gördü.

Ona göre medeniyetler, ortak bir korunma ya da yönetme ihtiyacından doğuyor, çöküşün hemen öncesinde sosyal bağların en kuvvetli olduğu dönem zirveye ulaşıyor ve grup desteğinin ve sosyal bağların refah döneminde ortaya çıkan haksız rekabet ve yolsuzluklar yüzünden zayıflamasıyla birlikte çökerek yok oluyordu.

  • 13
  • 15
İSLAM’IN TOPLUMLARA HOŞNUTLUK VERDİĞİNİ SAVUNUYORDU
İSLAM’IN TOPLUMLARA HOŞNUTLUK VERDİĞİNİ SAVUNUYORDU

İbn Haldun'un düşüncesine göre bölücü kuvvetlere karşı koyacak yegâne şey, her milletin tabiatında mevcut bulunan din olgusuydu.

İbn Haldun, İslam'ın toplumlara kalıcı manevi hoşnutluk verdiğini, hayatın tüm sorunları için komple bir cevap sunduğunu ve insan ırkının yapılanmasıyla ilgili deneye dayalı soruları tek başına cevapladığını açıklar.

Gerçekten birlik içerisinde yaşayan etkili bir devlet için, dini mutlak bir gereklilik olarak görüyordu.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN