İbn Haldun'da "Toplum" meselesi
14. yüzyılda yaşayan Kuzey Afrikalı tarihçi ve ilim adamı İbn Haldun, "Mukaddime" (Giriş) adlı eserinde toplum ve devlet meseleleri hakkında çığır açıcı fikirler ortaya koydu. Medeniyetlerin şekillenmesinde çevrenin, kültürün ve ekonomik faktörlerin rolünü vurgulayan döngüsel bir sosyal gelişim teorisine öncülük etti. İbn Haldun, bir toplumun uzun ömürlülüğü için sosyal uyumun önemini asabiyet kavramı ile vurguladı. Düşünceleri, modern devlet yönetimi ve toplumsal dinamik anlayışlarını etkileyerek sosyoloji ve tarih yazımının temelini oluşturdu.
Giriş Tarihi: 18.01.2024
09:33
Güncelleme Tarihi: 18.01.2024
10:37
🔸 İbn Haldun'un düşünce yapısına göre, toplumu oluşturan temel unsur lardan biri yardımlaşmadır . İnsanın tek başına tüm ihtiyaçlarını karşılayamayacağını belirten İbn Haldun, iş birliği ve imece anlayışının insanın gelişimine ve toplumun oluşumuna katkı sağlayacağını savunmuştur.
🔸 Olaylara toplumsal olgular perspektifinden yaklaşan İbn Haldun, Platon 'un aksine ideal toplum veya ideal devlet gibi kavramlara odaklanmamış, ahlaki veya dini yargılara girmemiştir. İbn Haldun ile Platon'un "ideal devlet" düzeninin ortak noktası şudur: İnsanların tek başlarına birbirlerine yetememesi temellidir. Bu da zaruri olarak bir arada olmayı gerektireceği için yardımlaşma odaklı bir toplum düzeni kurulmasıdır.
İBN HALDUN DÜŞÜNCESİNDE İHTİYAÇLAR VE BOŞ ZAMAN
🔸 Toplum yapısını çevresel koşullar temelinde inceleyen düşünür, olayları kendi olgusal akış süreci içinde değerlendirerek ideal durum üzerine odaklanmamıştır.
🔸 İbn Haldun'a göre, toplumla ilgili konular rastlantısal gelişim veya bireysel iradeye bağlı değildi r; bunun yerine gözlemleme ve kıyaslamalarla toplumsal çözümlemeler yaparak insanların toplum haline gelmelerini zorunlu olarak görmüştür.
🔸 İbn Haldun, toplumun yapısını ve yaşamını birçok faktörün etkilediğini belirtir. Bu faktörlerin en önemlisi iklim şartlarıdır ; iklimin insanları fiziksel, ruhsal ve ahlaki olarak etkileyerek toplumun ve devletin yapısına etki ettiğini savunur.
🔸 Bir diğer etken de insanın yaşadığı coğrafyadır. İbn Haldun, insan karakterinin yaşadığı coğrafyaya bağlı olarak şekillendiğini vurgular. Bu düşünce, fiziksel koşulların özellikle iklimin, insan karakterine etkide bulunduğunu savunan düşünce akımının bir parçasıdır.
İBN HALDUN'UN DÜŞÜNCESİNDE MUSİKİ
Toplu yaşamanın "Üç Temel Sebebi"
🔸 İbn Haldun, toplumsal yaşamda bireylerin sürekliliğini sağlamanın gerekliliğini üç temel sebebe bağlar: Beslenme ihtiyacı, güvenlik ve "üns" olarak tanımladığı dostluk ihtiyacı şeklindedir.
🔸 İnsanlar, İbn Haldun'un bahsettiği ihtiyaçlarını ancak bir araya gelerek toplumu oluşturmasıyla karşılayabilirler . Bu nedenle toplum halinde yaşamaya mecburdurlar ve medeniyet, bu üç ihtiyaca cevap verdiği için zorunlu bir yapıdır.
"İnsanları birbirinden koruyacak şey nedir?"
🔸 İbn Haldun, insanların birbirleriyle aynı güçte savaş araçlarına sahip olması durumunda, toplumu bir arada tutacak unsuru sorgulayarak, "İnsanları birbirinden koruyacak şey nedir?" sorusu üzerinde durmuştur. İbn Haldun'un cevabı ise üstün güçle donatılmış ve güçlü bir asabiyete sahip olan "Devlet" olmuştur.
🔸 Ona göre, toplumsal kargaşayı önleyen tek üstün güç devlettir . İbn Haldun, devletin yokluğunun kan dökülmesine ve insanların tamamen yok olmasına neden olduğunu savunarak, bu düşüncesi, Thomas Hobbes'un ortaya koyduğu "Toplum Sözleşmesi" kavramını akla getirmektedir. İnsanların bir arada kaos olmadan yaşayabilmek için daha üstün bir olgunun etrafında toplanmalıdır ki bu da "Devlet" yapısıdır.
İBN HALDUN DÜŞÜNCESİNDE COĞRAFYA VE ŞEHİR