Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • Tarih
  • İbn Haldun’un Mukaddime adlı eserinde ‘umran’ ilminin tarihle olan ilişkisi

İbn Haldun’un Mukaddime adlı eserinde ‘umran’ ilminin tarihle olan ilişkisi

Mukkadime eseriyle tarih yazıcılığında döneminde bir çığır açan İbn Haldun, sosyoloji biliminin öncüleri arasında kabul edilir. Mukaddime'de medeniyetlerin yükselişine ve çöküşüne dair kritik fikirlerini açıklayan İbn Haldun, bu durumu izah ederken 'umran' fikrinin altını çizer. Peki tarih ve 'umran' kavramlarının sıkça yer aldığı Mukaddime'de, bu iki alanın birbirleriyle olan bağlantısı neydi?

İbn Haldûn'un Muḳaddime olarak bilinen meşhur eseri el-ʿİber'in birinci kitabıyla bu önsöz ve girişten meydana gelir. Esere bu ismi İbn Haldun vermemiştir, El-ʿİber'in altı ana cilde ayrılan giriş kısmı zamanla mukaddime olarak anılmıştır. Mukaddimede tarih ve toplumla ilgili görüşlerini yansıtmıştır.

İbn Haldûn Mısır'da iken El-ʿİber üzerindeki çalışmalarına devam etti. Doğu'daki kavimlerin ve hânedanların tarihlerini de ekleyerek eseri genel bir tarih haline getirdi.

  • 5
  • 15
Mukaddime’nin ana konusu ‘umran’ ilmi nedir?
Mukaddime’nin ana konusu ‘umran’ ilmi nedir?

Arapça kökenli olan umrân kelimesi, "bayındırlık, medeniyet" anlamına gelmektedir. Umran ilmi bir toplum metafiziği olarak düşünülmüştür. İbn Haldun eserinde daha evvel kimsenin ortaya koymadığı, özgün, beşeri umran ismini verdiği bir ilim kurduğunu belirtir.

Umran ilminin amacı; insanları taklitten kurtarıp daha önce olmuş bitmiş olanla daha sonra olacak olanın anlaşılması konusunda bir bakış açısı kazandırmaktır. Bu ilimde insan topluluğunun yaşadığı birtakım hadiselerin zorunlu sonuçları anlatılır.

İbn Haldûn'un asıl başarısı, o güne kadar farkedilmeyen tarihî-toplumsal varlık alanını keşfetmesindedir. Bundan dolayı umran ilmini tarihin olduğu kadar felsefenin de bir bölümü olarak görür.

  • 7
  • 15
Mukaddime’de ilimlerin en yücesi olarak ‘tarih’
Mukaddime’de ilimlerin en yücesi olarak ‘tarih’

İbn Haldun, tarih ve tarih yazıcılığını, "yolu kutsal, faydası çok, gayesi şerefli bir ilim" olarak tanımlar. Çünkü onunla ümmetlerin ahlâklarında, enbiyanın sîretlerinde, meliklerin siyasetlerinde ortaya çıkan hallere vâkıf olunur. Bunlara vâkıf olmak isteyen kişi çeşitli kaynaklara, çeşitli disiplinlerden elde ettiği bilgilere ve her şeyden önce onu doğruya ulaştıran ve hatalardan koruyan iyi bir tefekküre muhtaçtır.

İbn Haldun nakli ilimler hakkında görüşlerini ifade ederken teorisi gereğince tarih kitabını başa almasının nedenini açıklar. Tarih yüzyıllar boyunca pek çok filozof ve düşünür tarafından bir ilim olarak görülmemiştir. Bu filozofların başında Aristo ve Herakleitos yer alır. Aristo'nun görüşüne göre, tarih bir değişmeyi esas alır ve tekil olduğu için bir ilim değildir.

Tarih hakkındaki düşünceler, İslamiyet'te de bu doğrultuda teşekkül ederek dini ilimlerin altında tasnif edilmiştir. İbn Haldun' un Mukkaddime'si tarih ilminin tahkiki, usullerin yeniden düzenlenmesi ve o zamana kadar yetişmiş tarihçilerin yaptığı hatalar hakkında yazılmış bir kitaptır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN