İbn Haldun’un Mukaddime adlı eserinde ‘umran’ ilminin tarihle olan ilişkisi
Mukkadime eseriyle tarih yazıcılığında döneminde bir çığır açan İbn Haldun, sosyoloji biliminin öncüleri arasında kabul edilir. Mukaddime'de medeniyetlerin yükselişine ve çöküşüne dair kritik fikirlerini açıklayan İbn Haldun, bu durumu izah ederken 'umran' fikrinin altını çizer. Peki tarih ve 'umran' kavramlarının sıkça yer aldığı Mukaddime'de, bu iki alanın birbirleriyle olan bağlantısı neydi?
Giriş Tarihi: 24.12.2019
11:50
Güncelleme Tarihi: 24.12.2019
12:02
Mukaddime’de ilimlerin en yücesi olarak ‘tarih’
İbn Haldun, tarih ve tarih yazıcılığını, "yolu kutsal, faydası çok, gayesi şerefli bir ilim" olarak tanımlar. Çünkü onunla ümmetlerin ahlâklarında, enbiyanın sîretlerinde, meliklerin siyasetlerinde ortaya çıkan hallere vâkıf olunur. Bunlara vâkıf olmak isteyen kişi çeşitli kaynaklara, çeşitli disiplinlerden elde ettiği bilgilere ve her şeyden önce onu doğruya ulaştıran ve hatalardan koruyan iyi bir tefekküre muhtaçtır.
İbn Haldun nakli ilimler hakkında görüşlerini ifade ederken teorisi gereğince tarih kitabını başa almasının nedenini açıklar. Tarih yüzyıllar boyunca pek çok filozof ve düşünür tarafından bir ilim olarak görülmemiştir. Bu filozofların başında Aristo ve Herakleitos yer alır. Aristo'nun görüşüne göre, tarih bir değişmeyi esas alır ve tekil olduğu için bir ilim değildir.
Tarih hakkındaki düşünceler, İslamiyet'te de bu doğrultuda teşekkül ederek dini ilimlerin altında tasnif edilmiştir. İbn Haldun' un Mukkaddime 'si tarih ilminin tahkiki, usullerin yeniden düzenlenmesi ve o zamana kadar yetişmiş tarihçilerin yaptığı hatalar hakkında yazılmış bir kitaptır.
Kitap'ta tarih, "zahir" ve "batın" yönüyle iki türlü ele alınmıştır. Zahiri yönü; yalnızca eski çağlarda yaşanmış olayların aktarımından ibarettir. Tarih bu yönüyle genellikle hoş vakit geçirme aracı olmuştur. Batın yönü ise olayların sebeplerini bulup ortaya koymayı hedefler, tek tek olayların kendisini soruşturmaz. Bu sebepten dolayı İbn Haldun; tarih-hikmet ilişkisinden yola çıkarak tarih ilminin hikmet grubunu içeren ilimlerden sayılması gerektiğini savunmuştur.
Mukaddime’de tarih fikrinden ortaya çıkan ‘umran’ ilmi
İbn Haldun tarih ilminin önemini vurgulasa da amacı salt tarihi anlatmak değildir. Tarihi rivayetleri test etmek için oluşturulmuş bir ilim ortaya koymak isteğiyle yola çıkan İbn Haldun, insanın fert ve cemiyet halinde yaşayarak toplumu imar ettiği söz konusu edilen "Umran" ilmini kurmuştur. E serinde; umran ilmini, medenileşmenin hallerini, ona ait değişim ve gelişimleri açıklamıştır.
İbn Haldun umran ilminin meselelerini ortaya koyarken önce tarihe panoramik bir bakış açısıyla bakar.
İslam Ansiklopedisi'nin İbn Haldûn maddesinde geçtiği üzere, "İbni Haldun tarih yazıcılığını, toplumsal hayatın hallerini, bu hayatı mümkün kılan siyaset ve devleti, bunların oluş ve yok oluş şartlarını, insanların geçim yollarını ve bu yolların hallerle olan bağının ortaya konulmasını, hallerle birlikte ortaya çıkan zorunlu sonuçları ve bir bütün olarak tarihi anlaşılır kılmayı umran ilminin belli başlı meseleleri şeklinde ele alır."