Arama

İdris Köşkü Tepesi'nden Piyer Loti’ye

Haliç'in eşsiz panoramasının seyredilebileceği günümüzde Piyer Loti Tepesi olarak bilinen tepe, bilindiği üzere ismini Fransız Osmanlı sevdalısı bir yazardan aldı. Osmanlı sevdalısı Piyer Loti, döneminde "Rabia Kadın Kahvesi" olarak bilinen bu kahveye 'Azadiye' isimli romanını yazmak için sık sık geldi. Fakat İstanbul'un en muazzam yerlerinden biri olan bu tepenin öyküsü elbette Piyer Loti ile başlamadı. Tepenin gerçek ismi, asırlarca İdris-i Bitlisî isimli ilim ve devlet adamına istinaden İdris Köşkü Tepesi olarak adlandırıldı. Bu yazımızda siz Fikriyat okurları için geçmişte tepenin adlandırılmalarıyla ile ilgili bir içerik hazırladık.

İdris-i Bitlisî Kanuni Sultan Süleyman zamanında vefat etti. Vefatından sonra eşi Zeynep Hatun'un Eyüp sırtlarında yaptırdığı mescit civarlarına defnedildi. Prof. Dr. Abdülkadir Özcan araştırmaları sonucu İdris-i Bitlisî'nin defninden sonra "köşkü andıran bir tepecik olmasından dolayı" tepe İdris Bitlis Köşkü olarak adlandırıldı. Bu tepe daha sonra ilmiye mensubu şahısların defnedildiği bir mekân haline geldi. Osmanlı halkı tarafından İdris Bitlis Köşkü adlandırması kısa sürede kabul gördü. Bu konuda araştırma yapan Prof. Dr. Özcan, iade-i itibar için tepeye gerçek isminin verilmesi gerektiğini ifade eder.

  • 5
  • 10
Rabia Kadın Kahvesi
Rabia Kadın Kahvesi

Tepenin 19. yüzyılda "Rabia Kadın Kahvesi" olarak isimlendirildiği de söylenilmekte. Yalnızca Vahizade Ailesi'ne mensup olduğu bilinen kadının kahveye neden adının verilmiş olduğu bilinmiyor.

Tarihçiler bu tepenin isimlendirilmesi hakkındaki görüşlerini türlü şekillerde ifade eder. Edebiyatçılar ise tepenin ismi geçmişte, İdris Bitlis Köşkü mü? Rabia Kadın Kahvesi mi? yoksa Piyer Loti diye mi anılmalı düşüncelerinin ötesinde, tüm isimlendirme kaygılarından uzak, eşsiz manzarasına bakıp İstanbul'un en güzel şiirlerini yazmaya devam etmişler. Biraz da bu şiirlere göz atalım...

"Ve Haliç çocuk dişleri gibi dedim. Gülünce
Çıkan. Esmer. Esmer uyanması gibi vücudumun
Bir yerinin (bir deniz müzesinde iki foklu bir pelikanlı
Ve korkunç hüzünler taşıyan
Ve Eylül yüzlü.
Eylül, bir çocuğun elinden tutmak gibi Fener'de

İlhan Berk

Dur! bırak, kalsın, açma televizyonu
Bana İstanbul'u anlat nasıldı?
Şehirlerin şehrini anlat nasıldı?
Beyoğlu sırtlarından yasak gözlerimle bakıp
Köprüler, Sarayburnu, minareler ve Haliç'e
Deyiverdin mi bir merhaba, gizlice

Nazım Hikmet

  • 8
  • 10
İdris Bitlis Köşkü’nden Piyer Loti’ye
İdris Bitlis Köşkü’nden Piyer Loti’ye

İşte İstanbul
Haliç,
Çiçek Pasajı,
Beyoğlu…
Beyoğlu'nun daracık sokaklarında seni aradım.
İçim ürpertilerle dolu, amansız korkularla
İstanbul dedim de seni hatırladım.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi
Yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu

Atilla İlhan

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN