II. Abdülhamid'in gizemli teşkilatı
Sultan II. Abdülhamid, koskoca bir imparatorluğu, en zor döneminde mirasını omuzlayan bir hükümdardı. Bu dönemde imparatorluğu parçalamak için çabalayan yabancı devletlerin casusluk faaliyetlerine karşı "Yabancı devletler kendi emellerine yardım edecek vezir ve sadrazam mertebesine kadar çıkarabilmişse, devlet emniyet içinde olamazdı." diyen Ulu Hakan, Yıldız İstihbarat Teşkilatı'nı kurdu. Bu teşkilat, Ulu Hakan'ın devleti 33 yıl ayakta tutabilme sırlarından biriydi. İşte aynı zamanda MİT'in atası olan bu teşkilat hakkında bilmeniz gerekenler...
TEŞKİLÂT-I MAHSÛSA'NIN AMAÇLARI
I.Dünya Savaşı'nda Teşkilat-ı Mahsusa'nın çeşitli faaliyetlerde bulunması amaçlanmıştır. Bunlar:
Yıkıcı faaliyetlere karşı mücadele etmek, imparatorluk içindeki ayrılıkçı ve milliyetçi grupların düşmanla ilişkilerini engellemek.
Teşkilat üyelerini, İngiltere ve Fransız sömürgelerine ve Osmanlı İmparatorluğu'nun düşman işgaline uğrayabilecek yerlerine yerleştirmek.
Rus-Ermeni işbirliği ve planlarını önlemek, Rusya'da Müslüman Türkleri ayaklandırmak
Çeşitli askeri harekatlar yapmak (baskın, sabotaj, düşman haberleşme hatlarının tahribi gibi..)
Teşkîlât-ı Mahsûsa başkanlığına getirilen Süleyman Askerî Bey, hem Bingazi'de hem Garbî Trakya'da direnişte ve geçici yönetimler kurulmasında önemli görevler almış bir Osmanlı zabitiydi. Pristen doğumlu olan Askeri Bey, 1914'te Teşkilat-ı Mahsûsa'nın yönetiminde en önemli adamlarından oldu.
Enver Paşa, I. Dünya Savaşı çıkmadan bir süre önce Süleyman Askerî'yi Balkanlara yolladı ve herhangi bir savaş çıkması halinde Sırplara karşı kullanmak üzere gizli bir kuvvet oluşturma görevi verdi. Süleyman Askerî'nin kısa ve kariyerinin en önemli evresini 1914-1915 yıllarında Irak'ta yaptığı faaliyetler oluşturdu. Eşref Sencer Kuşçubaşı Süleyman Askerî'yi tecrübeli bir teşkilatçı olarak değerlendirir.
TEŞKÎLÂT-I MAHSÛSA'NIN ÖRGÜTLENMESİ
Teşkîlât-ı Mahsûsa örgütlenmesinin, 1911 sonrasında planlanarak icra edilen eylemlerin devlet mekanizması içinde tek merkezden ve daha geniş ölçekte gerçekleştirildi. Trablus ve Balkan savaşlarının yol açtığı sorunlar, I. Dünya Savaşı'nın çıkışıyla birlikte çatışmaya Osmanlı Devleti'nin dâhil olması, bu tür bir istihbaratın ve gayri nizamî harp teşkilâtının eylem alanı ve hacminin fazlasıyla genişlemesine sebep oldu.
Teşkîlât-ı Mahsûsa teşkilatı Mısır, Tunus, Orta Asya'nın değişik bölgeleri, Hindistan, Afganistan, Balkan devletleri arasında paylaşılan eski Rumeli vilâyetleri, Vilâyât-ı Şarkıyye, Kafkasya, Kırım gibi bölgelerle ilgilenen masaları ve değişik dillerde istihbarat toplayan birimleri bulunurdu. Harbiye Nezâreti içerisinde bulunan Teşkîlât-ı Mahsûsa, bir diğer istihbarat birimi şeklinde faaliyet gösteren Dâhiliye Nezâreti Emniyyet-i Umûmiyye Müdüriyeti ile irtibatı sürdürüp, vilâyetlerdeki mülkî idarecilerle değişik konularda iş birliği yaptı.
TEŞKİLATIN MERKEZİ NEREDEYDİ?
Teşkilat, Harbiye Nezareti'ne bağlı olmasına karşın merkez karargâhı bugün İstanbul Üniversitesi'nin Beyazıt'taki yerleşkesinde değil Cağaloğlu'nda yer alıyordu. Bazı uzmanlara göre TM'nin açık adresi Şeref Sokak, Tasvir-i Efkâr matbaası karşısındaki 39 numaralı hanedir. Bu adres günümüzde Cağaloğlu, Türk Ocağı Caddesi'nde İstanbul Erkek Lisesi'nin karşısında bulunan 39 numaralı haneye tekabül eder ki burası aynı zamanda Kırmızı Köşk olarak da bilinen yapıdır.