II. Abdülhamid'in gizemli teşkilatı
Sultan II. Abdülhamid, koskoca bir imparatorluğu, en zor döneminde mirasını omuzlayan bir hükümdardı. Bu dönemde imparatorluğu parçalamak için çabalayan yabancı devletlerin casusluk faaliyetlerine karşı "Yabancı devletler kendi emellerine yardım edecek vezir ve sadrazam mertebesine kadar çıkarabilmişse, devlet emniyet içinde olamazdı." diyen Ulu Hakan, Yıldız İstihbarat Teşkilatı'nı kurdu. Bu teşkilat, Ulu Hakan'ın devleti 33 yıl ayakta tutabilme sırlarından biriydi. İşte aynı zamanda MİT'in atası olan bu teşkilat hakkında bilmeniz gerekenler...
Abdülhamit hatıratında "Yabancı devletler kendi emellerine yardım edecek vezir ve sadrazam mertebesine kadar çıkarabilmişse, devlet emniyet içinde olamazdı. Doğrudan doğruya şahsıma bağlı bir İstihbarat Teşkilatı kurmaya, bu düşünce ile karar verdim. İşte düşmanlarımın Jurnalcilik dedikleri teşkilat budur" ifadeleri ile bu teşkilata neden ihtiyaç duyduğunu belirtir.
YILDIZ İSTİHBARAT TEŞKİLATI NEDEN KURULDU?
Sultan Abdülaziz bir "paşalar darbesi" ile tahttan indirilip katledilmesi, daha sonra tahta Sultan V. Murad'ın indirilmesi bundan sonra da Sultan II. Abdülhamid'e karşı gerçekleştirilen iki başarısız darbe teşebbüsü padişahı tedbirler almaya sevk etti. Bu hadiseler neticesinde devletin bekası için pek tabi olarak "basiret (uyanıklık), emniyetin babasıdır. Evvelâ basîret, sonra emniyet" diyen Ulu Hakan, Yıldız İstihbarat Teşkilâtını kurdu.
II. ABDÜLHAMİD'İN DEVLETİ AYAKTA TUTABİLME SIRRI
Yıldız İstihbaratı, dünya çapında bir teşkilattı. Dünyada ses getiren, diğer büyük devletlerin istihbarat teşkilatlarıyla baş edebilen bir yapıydı. Aynı zamanda Abdülhamid Han'ın, çok zor bir dönemde imparatorluğu 33 sene ayakta tutabilmesinin sırları içinde başlıca sebeplerinden biri de bu istihbarat teşkilâtıydı. O zamanın önemli başkentlerinden sayılan Paris, Roma, Londra gibi merkezlerde insan ve faaliyet takibi işlerini ustalıkla yapan İstihbarat üyeleri başarılı işlere imza atmışlardı.
TEŞKİLATTA KAÇ KİŞİ BULUNURDU?
Rivayete göre teşkilatta 30 bin kişi bulunurdu. Bu kişilere hafiyye yani "gizli" manasına gelen ve ajanlar için Arapça bir tabir kullanıldı. Bu kişiler arasında memurlardan başka olarak Kaşgarlı derviş, Dağıstanlı molla, Hindli dilenci, Sudanlı seyyah, Libyalı şeyh, Kürt, Afganlı, Buharalı hacı, Tatar hoca, oyuncu, hokkabaz, sihirbaz gibi her milletten insan bulunurdu. Yüksek memurlar dışında sefalet memurları bile buraya dâhildi.
İSTİHBARATLAR NASIL OKUNURDU?
Hafiyeler, topladıkları bilgileri yazılı ve mühürlü olarak saraya takdim ederdi. Padişah bu okuyup dikkate değer olanları araştırılmak üzere mabeyne havale ederdi. Fakat jurnallerin çoğunu okunmazdı. Sultan Abdülhamid'e darbe yapıldığında hiç açılmamış nice jurnaller bulundu. Jurnallerin toplanmasının bir nedeni de ülkede fesat ve karışıklık çıkarmak isteyen düşmanların, devletin her daim planlarından haberdar olacağını düşündürmekti.