III. Selim'in bilinmeyen yönü
Musiki tarihimizde 1785-1825 yılları arasındaki dönemin, III. Selim Ekolü olarak kabul edildiğini biliyor muydunuz? Ya da sultanın Nizam-ı Cedid birliklerinin eğitimlerinde yer almak üzere bir boru-trampet takımı kurduğunu? Sizler için, nota yazımı konusunda da Türk musikisi tarihine önemli katkıları bulunan III. Selim'in bilinmeyen yönünü derledik.
Giriş Tarihi: 20.06.2019
08:56
Güncelleme Tarihi: 28.07.2021
09:33
Kırımlı Ahmed Kamil Efendi'den küçük yaşta almış olduğu eğitim ile başlayan musiki hayatı, Hacı Sadullah Ağa'dan aldığı dersler ile Tanburi İzak'tan meşk ettiği tanbur dersleri ile devam etmiş ve Sultan III. Selim, Türk musiki tarihinin önde gelen simaları arasında yerini almıştır.
Saz icracılığı, hanendeliği ve musiki nazariyatına vakıf olmasının beraberinde bestekârlığı ile Türk musikisine kendi ismiyle bir ekol kazandırmıştır.
Musiki tarihimizde 1785-1825 yılları arasındaki dönem, III. Selim Ekolu olarak kabul edilmektedir. III. Selim'in musiki alanındaki ehliyetinin yanında devrinin musikişinaslarını taltif ederek onlara destek olması Türk musikisinin gelişmesindeki en önemli katkıları arasındadır.
Dönemin musikişinaslarını saraya davet ederek huzurunda düzenlediği küme fasılları ise musiki tarihimizin iler gelen simalarını bir araya getirmesi bakımından önemli icralar olarak kabul görmektedir. Bu fasıllara davet edildiğinde genç bir musikişinas olan Hammamizade İsmail Dede Efendi'nin ve Basması Ali Efendi gibi isimlerin yetişmesinde, Sultan III. Selim'in teşvik ve takdirleri de önemli bir yer tutmaktadır.
Yenilikçi kişiliği musiki sahasına da tesit etmiş olan III. Selim, Selim Dede mahlasıyla bestelediği eserlerinde yeni terkipler ve üslup arayışları içerisinde şaheserler vermiştir; ayin, durak, ilahi, saz semaisi, peşrev, teşbih ve beste formlarında sayıları 100'ü geçen eseri olduğu bilinmektedir.
Ayrıca arazbar-buselik, dilara, hicazeyn gibi birliklerinin sahnelendiği ve kurmuş olduğu Niz'in Batı müziğine de ilgi duyduğu bilinmektedir.
Onun zamanında sarayda yabi, isfahanek-i cedit makamlarının da mucidi olan III. Selim'in, suzidilara makamındaki Mevlevi Ayin-i Şerifi ve aynı makamdaki peşrev, iki beste, ağır semai yürük semai ve saz semaisinden oluşan takımı Türk musikisi repertuarının en güzel eserleri arasında zikredilmektedir.