Bilimsel veriler içeren ilk deprem tarihi kitabı: İşaretnüma
Milletimiz, üzerinde bulunduğu topraklarda yüzyıllarca yıldır deprem gerçeğiyle yaşamını sürdürür. Tarihsel süreç içerisinde, geçmişte gerçekleşen depremlerle yakın zamanda meydana gelen afetlerin benzer özelliklere sahip olduğu, adeta aynı bölgelerde tekrar ettiği görülür. Bu bilgilere, depremleri konu alan eserler aracılığıyla ulaşılır. Bunlardan biri de bilimsel veriler içeren ilk deprem tarihi kitabı olan İşaretnüma'dır. Gelin, birlikte İşaretnüma'yı yakından tanıyalım...
Giriş Tarihi: 22.02.2023
15:33
Güncelleme Tarihi: 23.02.2023
11:17
🔷 Bursa'da yalnızca evler değil, taştan yapılan resmi ve dini binalar da yıkılır. Çelebi, 150 cami minaresinden sadece 3-4 tanesinin ayakta kaldığından söz eder.
🔷 I. Murad Türbesi yıkıldığını, Yeşil Türbe, Emir Sultan ve Üftade Türbesi gibi birçok yapının zarar gördüğünü anlatır. Mahmutpaşa Hanı dışında zarar görmeyen han kalmamıştır. Bedestan, Kazazlar, Sipahi Çarşısı, Demirkapı da harap olmuştur. Sadece 4 hamam kalmış, medrese ve okulların çoğu da yıkılmıştır.
🔷 Vav TV'de yayınlanan "İki Mısra Arası" programına bu hafta, Prof. Dr. Dursun Ali Tökel konuk oldu. Programda "Edebiyatımızda depremin izleri konusu" konuşuldu.
🔷 Gökmenzade Hacı Çelebi, Kandilli Rasathanesi'ni kuran zatın babasıdır. Bursa'daki büyük depremi anlatmak için bu kitabı yazar. Eserin içerisinde hazine değerinde bilgiler yer aldığını belirten Prof. Dr. Dursun Ali Tökel, içeriğinden şöyle bahsetti:
"1885 yılında bilim bayağı gelişmiş. Fakat bu kitapta depremin sebeplerine ilişkin pek bir bilgi yer almıyor. Bu kitap sadece Bursa'yı anlatmıyor. Deprem tarihlerini de vermiş. 1821 de bir deprem oluyor. Bugünkü Antakya şehri yerle bir oluyor. Tıpkı yakın zamanda gerçekleşen deprem gibi..."
Deprem sırasında gökyüzü neden aydınlanır?
🔷 Tökel, programda Osmanlı'da evlerde kullanılan malzeme geleneğinden ve bunun tezahüründen şu şekilde söz etti:
"Bizim kültürümüzde her şeyi inanç yönlendiriyor. Osmanlı tarihine bakın, evler hep ahşaptandır. Taş ev varsa o gayrimüslimlere aittir. Ya Ermeni, ya Rum ya da Yahudi'dir. Müslüman, taş ev yapmaz. Biz şöyle inanmışız: Allah (CC) ebedidir. Allah'a (CC) ait olan yapılar, taştan olur. Camiler, çeşmeler, medreseler… Kul fânidir. Evi de fânidir, ağaçtandır. İstanbul'da bir yangın oluyor. Mahalle tamamen yanıyor. Sonrasında 18. yüzyılda bir ferman çıkmış, "Bundan gayri ahşap ev yapılmayacak." Kimse dinlememiş fermanı. Üç, beş vezir taş ev yapmış. Kapılarına yazı asmışlar geceleyin. "Kafir oldunuz." diye..."
🔷 Çelebi, Antakya'da yapıların taştan olduğundan Antakya'nın taşlığa döndüğünden söz eder. Taş binaların deprem esnasında yıkılarak içlerindekilerin öldüğünden, ahşap evlerde yaşayanların ise evleri çöktüğünde vefat etmediğinden bahseder. Dolayısıyla depremlerde daha çok gayrimüslimlerin zarar gördüğünden söz eder.
🔷 Eser, 1838 Azerbaycan, 1839 Tosya, 1828 Rumeli depremlerini etki ettikleri alanlar ve yıkımlarıyla birlikte anlatır. İşaretnüma, Osmanlı Devleti'nde gerçekleşen 10 depremle ilgili bilgiler verir.
Doğu Anadolu fay hattı hakkında neler biliniyor?
🔷 İşaretnüma adlı eserde yazar, "Deprem, Allah'ın (CC) bizi helak etmesi midir? diye soruyor. Sonra böyle bir şey diyemeyiz. Allah (CC) Muhammed ümmetini tabii depremlerden, yok olmaktan korumuştur. Eğer insanlar gaflete düşerse Allah (CC) onları bu gafletten uyandırmak için birtakım müsibetler gönderir. 'Bazı gaflet galip olduğu zaman afet zuhur eder. Yani anla ki Müslümansan yoldan çıkmışsın Allah (CC) sana bir uyarı gönderiyor demek istemiştir" diyen Tökel:
"Afet esnasında herkesin Allah'a (CC) sığınıp yalvarması, akraba bağlarını hatırlaması, fakir fukaraya sahip çıkması, dayanışma ruhunun gelişmesi, herkesin pürmerhamet kesilmesi, gafletin terkinin alametidir." sözleriyle Çelebi'ye göre afetlerin kullar için bir uyarıcı işlev gördüğünden bahsetti.
VIDEO