İlk İslam Üniversitesi'ne ev sahipliği yapan Harran
Yağmur yağdığında evlerinden ve sokaklarından etrafa gül kokuları yayıldığı bilinen Harran, köklü geçmişe sahip bölgelerimizden biri. Tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, kültürü ise bu medeniyetlerin sentezi ile harmanlanmış. Aynı zamanda ilk İslam Üniversitesi'ne ev sahipliği yapmasıyla da ön planda. İlim başkenti Harran hakkındaki bilgileri maddeler halinde derledik.
Giriş Tarihi: 13.06.2020
09:21
Güncelleme Tarihi: 13.06.2021
09:50
Harran'ın tarihi çok eskilere dayanmakta. Harran'da ilk defa milâttan önce II. bin yılın başlarına ait Kültepe, Mâri ve Ebla tabletlerinde bahsedilir. Bu tabletler arasında, Harran'daki Sin Mâbedi'nde bir antlaşma imza edildiğine dair bir belge bulunuyor.
Bâbil, Hitit, Asur tabletlerinde de Harran'dan sık sık bahsedildiği görülmekte. II. Bin yılın sonlarına doğru bölgeye Arap yarımadası kökenli Ârâmîler gelerek kendi kültürlerini hâkim kılmış ve bir ara Bit-Adini adıyla bilinen bir krallık kurmuşlar.
Anadolu'nun Oxford'u Amasya
İskender devrinden İslâm döneminin başlarına kadar buraya Helenizm kültürü hâkim olmuş.
Urfa'nın başlıca Hristiyan merkezlerinden biri haline gelmesine karşılık Mezopotamya putperest Helenizm kültürünün en önemli temsilcisi olma vasfı değişmemiş.
Helenizm: Eski Yunan kültürünün doğu kültürleriyle teması sonucu ortaya çıkan fikir, sanat ve felsefe akımına Helenizm denir.
Anadolu'yu İslam yurdu yapan 7 beylik
İslam'ın ortaya çıkışı sırasında ise Harran Sâsânîler'in elindeymiş ancak 627 yılında Herakleios Sâsânîler'i yenerek bölgeyi Bizans'a bağlayınca Müslüman fâtihler bölgeye geldiklerinde şehir Bizans hâkimiyetinde bulunuyormuş.
Harran, 640 yılında Hz. Ömer devrinde İyâz b. Ganm tarafından fethedilmiş ve şehrin putperestlere ait Sin Mâbedi hemen camiye çevrilmiş. Harran idarî bakımdan el-Cezîre valiliğine bağlanmış ve Emevî Halifesi I. Velîd kardeşi Mesleme'yi Kınnesrîn - el-Cezîre valiliğine getirmiş. Daha sonra ise bölgeye Mervan tayin edilmiş.
Müslümanların, putperestlerin ve Hıristiyanların karışık olarak yaşadıkları bu şehirde Mervân, 10 milyon dirhem sarf ederek bir valilik sarayı yaptırmış. Şehrin günümüzde harabeleri halen mevut olan büyük camiini yeniletmiş.
Harran'ın Türklerin eline geçmesi ise 1235'ten sonra olmuş. Anadolu Selçukluları'nın 1235'te hâkim oldukları şehir bir yıl sonra tekrar Eyyûbîler'in eline geçmiş. Haçlı Seferleri sırasında büyük zararlar görmüş şehir, Zengiler ve Eyyubi dönemlerinde eski günlerine tekrar kavuşmuş.
1260 yılında Hülâgû Harran'ı kuşatmış ve şehrin eman dilemesi üzerine teslim almış. Şehre Ali es-Savrânî'yi vali tayin etti. Moğollar Aynicâlût'ta Memlükler'e yenilince Harran'ın siyasî durumunda bazı değişiklikler olmuş. Şehre daha çok Memlükler ve kısa aralıklarla da İlhanlılar hüküm sürmüş.
Harran, XIII-XIV. yüzyıllarda etraftaki göçebeler tarafından işgal edilip bir köy haline getirilmiş. 1516 yılında Osmanlılar Mercidâbık Muharebesi'nden sonra bölgeyi Memlükler'den almış.