İmam Hatip Liseleri ilk olarak nasıl açıldı? Celaleddin Ökten kimdir?
Celaleddin Ökten, Türkiye'nin ilk imam hatip okulunu kuran ve hayatı boyunca imam hatip okullarının yaygınlaşması için mücadele eden bir isim. Ökten, okullarda kimi zaman elinde süpürgeyle temizlik, kimi zaman tamirat yaptı, çoğu zaman da tahta karşısına geçip öğrencilerine ders anlattı. İmam hatip neslinin öncü ismi olan Celaleddin Ökten'in hayatını derledik.
Giriş Tarihi: 21.11.2019
17:44
Güncelleme Tarihi: 21.11.2021
10:26
"DERSE GELMEDİĞİM GÜN CENAZEME GELİN"
Öğretmeyi o kadar benimseyen Ökten, "derse gelmediğim gün cenazeme gelin" dediği aktarılır. Kendine özgü geliştirdiği öğretim metotları ve öğrencilerle kurduğu iyi ilişkilerden ötürü kısa sürede Celâl Hoca olarak ün salar.
1910'da tahsil için İstanbul'a geldiyse de bu siyasi değişim sebebiyle gerçekleşmemiştir. Bu tarihten sonra İstanbul Sultanisi, Üsküdar Rüştiyesi, Vefa, Gelenbevî ve Kabataş Sultanisi gibi İstanbul'un saygın okullarında hocalık yapan Celaleddin Bey, 1947'de emekli olmuştur.
İMAM HATİP OKULU'NUN KURUCU MÜDÜRÜ OLDU
Bu tarihten sonra Türkiye'de din eğitimi alanında önemli değişimler başlamış ve ilk defa İmam ve Hatip kurslarının açılmasına izin verilmiştir. Bu kuruma müdür tayin edilen Celaleddin Bey, üç sene sonra da İstanbul İmam Hatip Okulu'nun kurucu müdürü olmuş, 1959'da İmam Hatiplilerin üniversite eğitimi için düşünülen Yüksek İslam Enstitülerinin kurulmasında ve eğitiminde büyük emeği geçmiştir.
DİNİ EĞİTİMİN YAYGINLAŞMASI İÇİN HİZMET ETTİ
İmam Hatip Okulları açılırken, programlarından okutulacak kitaplara ve burada görev yapacak öğretmenlerin niteliklerine varıncaya kadar detaylı çalışmalar yapan Celaleddin Bey, siyasi atmosferin sağladığı imkânlar çerçevesinde dini eğitimin yaygınlaşmasına hizmet etmiştir.
MESLEĞİNE TUTKUYLA BAĞLIYDI
Ona talebelik etmiş olanların anlatımına göre Celaleddin Ökten ciddi, samimi, adâb-ı muaşeret kurallarını önemseyen, asla kibirlilik emaresi göstermeyen, her şeyden önce mesleğini tutkuyla icra eden, mesleki konularda yetkin, çevresindekilerle daima iyi geçinmeye özen gösteren, yenilikler karşısında açık kapılı biri olarak temayüz etmiştir.
Talebelerine adlarıyla hitap etme, onları koruma ve kollama, hatta yeri gelince onlardan özür dileme, mezuniyetlerinden sonra da onlarla iletişimini devam ettirme gibi davranışlarıyla bir eğitimcide olması gereken hasletleri fazlasıyla taşıyan biri olarak hatırlanmıştır. Bu vasıflarıyla o özellikle İmam Hatip Okulları mensuplarının efsanevi önderlerinden biri olmuştur.