İngiltere ve Fransa’nın büyük mücadelesi: Süveyş Kanalı
Sokullu Mehmet Paşa, Kanuni Sultan Süleyman'ın son sadrazamıydı. Yaşadığı dönem için çağının çok ötesinde sayılan ve kendinden sonra gelenlere ışık tutan projeler geliştirmişti. Bundan tam 150 yıl önce hayata geçen Süveyş Kanalı da, aslında Sokullu Mehmet Paşa'ya ait bir projeydi. O dönemde Mısır'a hayat katan, bugün ise turizmden sonra ülke ekonomisinin en önemli kalemini oluşturan Süveyş Kanalı, İngiltere ve Fransa arasında büyük bir mücadelenin sebebi haline gelmiş; uğruna Özgürlük Anıtı dikilmişti…
Giriş Tarihi: 25.04.2019
10:12
Güncelleme Tarihi: 17.02.2020
11:29
"MÜSLÜMAN ÜLKEDE BU HEYKEL HOŞNUTSUZLUK YARATIR"
Dikileceği yerde monte edilecek şekilde parçalar halinde hazırlanan heykel birkaç sene sonra tamamlanmış, kanalın Akdeniz'e açıldığı yerde birkaç hafta içerisinde yerleştirilebilecek hale getirilmiş ve Marsilya'dan bir gemi ile Mısır'a nakledilmesinin hazırlıklarına bile girişilmişti.
Ancak, Said Paşa'dan sonra Mısır'ın başına geçen İsmail Paşa, Müslüman bir memlekette böylesine büyük bir heykelin dikilmesinin halk arasında hoşnutsuzluk yaratacağını düşündü ve mühendis Ferdinand de Lesseps'e, heykelin Mısır'a getirilmemesi talimatını verdi.
Mühendisin Paşa'yı ikna çabaları neticesiz kaldı. Süveyş Kanalı, 1869'da dünyanın dört bir tarafından gelen davetlilerin katıldığı büyük ama "heykelsiz" törenlerle açıldı. Bartholdi'nin eseri ise, Mısır'da bu yaşananlardan sonra Paris'te bir depoya kondu.
O yıllarda dünyanın bir başka tarafında, Fransa ile Amerika Birleşik Devletleri arasında büyük bir muhabbet yaşanıyor ve taraflar birbirlerine jest üstüne jest yapıyorlardı. Fransız Hükümeti, Amerikalıların Fransa'nın dostluğunu hatırlamaları için bir hediye gönderme kararı aldı ve bir heykelde karar kıldı.
ÖZGÜRLÜK ANITI NEW YORK YOLUNDA
Heykel bir elinde hukuku simgeleyen bir kitap tutacak, diğer elinde de "dünyayı aydınlatan özgürlüğün sembolü" olan bir meşale taşıyacaktı.
Sipariş yine aynı heykeltıraşa, Frederic Auguste Bartholdi'ye verildi. Bartholdi'nin eseri zaten hazırdı, senelerden beri bir depoda beklemedeydi ve tek eksiği üst kısmında, yani elleriyle kollarında ve yüzünde bazı değişiklikler yapılmasıydı.
Bartholdi heykelin yüzünü tamamen değiştirmiş ve metale annesi Charlotte'in siluetini işlemişti. Birbirine monte edilecek şekilde yapılmış 350 parçadan oluşan heykel bir gemiye yüklendi ve New York'a ulaştı.
Bartholdi, New York'a yanına Süveyş Kanalı'nın mühendisi ve heykelin fikir babası olan Ferdinand de Lesseps'i de alarak gitti ve 1886'nın 25 Ekim'inde yapılan törende eserin açılışını bizzat yaptı.
Süveyş Kanalı, inşaatın başlangıcından açılış merasimine kadar tam 10 yıl, 6 ay, 25 gün sürmüştü. Bu süre zarfında çoğu angarya olmak üzere, ortalama 60 bin işçi çalıştırıldı.
Hıdiv İsmail Paşa, açılış törenine Avusturya İmparatoru, Hollanda prens ve prensesi, Prusya Veliaht prensi, İngiltere'nin İstanbul elçisi ve önde gelen devlet adamlarını davet etti. Açılışın onur konuğu ise, projenin başından beri destekçisi olan Fransa imparatoriçesi Eugenie idi.
ENGEL OLAMADIKLARI PROJEYE ORTAK OLMA ÇABASI
Avrupa, Doğu Afrika, Asya ve Avustralya arasında en kısa ve kestirme yolu sağlayan Süveyş Kanalı'nın 1869'da açılması, başından beri bu işi hayal olarak gören İngiltere'de şaşkınlık yarattı.
1877 yılında, Mısır maliyesi hesapsız harcamalar ve büyük borçlar sebebiyle iflas edince, Vali İsmail Paşa, bu durumdan kurtulmak için Mısır'a ait hisselerin satılmasına karar verdi. 4 milyon pound değerindeki hisseler için Fransızlar taliplerdi.
ROTSCHILD, İNGİLİZLERE BORÇ VERDİ
Bu süreçte, gizli ve beklenmedik bir gelişme yaşandı ve zamanın en büyük bankerlerinden Rotschild ile yakın dostluğu bulunan İngiliz Başbakanlarından Disraeli, ondan aldığı borçlarla Hıdiv'in hisselerini satın aldı. Böylece İngiltere bir anda Süveyş Kanalı Şirketinin en büyük ortağı haline geldi.
İngiltere gerçekleşmesine mani olamadığı bu projede, söz sahibi olmanın ilk adımını atmıştı. Nitekim 1878'de Hıdiv İsmail Paşa alacaklılar adına, İngiliz ve Fransız üyelerden oluşan bir komisyonun mali kontrolünü kabul etmek zorunda kaldı.
Mısır hükümetine, Maliye Nazırı sıfatıyla biri İngiliz, diğeri Nafia Nazırı sıfatıyla Fransız olmak üzere iki nazır tayin edildi.