İnsanlık tarihindeki en büyük katliamlar
Tarih boyunca kendisine ait olmayan coğrafyalar üzerinde sayısız savaş ve çatışmanın mimarı olan ABD ve batılı ülkeler, kendi kanlı tarihini ve katliamlarını unutmuş gibi görünüyor. Tüm dünyaya "demokrasi dersi" veren bu ülkelerin döktükleri kanı, onlar unutsa da tarih unutmuyor. Sizler için, modern devletlerin kirli katliamlarını derledik.
Giriş Tarihi: 17.02.2019
17:56
Güncelleme Tarihi: 09.01.2023
12:42
Yine kendi topraklarında soykırıma uğrayan topluluklardan biri de Aborjinler...
İlk kez 1606 yılında Hollandalı denizciler tarafından fark edilen Avustralya Kıtası, İngiliz İmparatorluğu'nun sömürgecilik tarihinin kanlı sayfaları arasında önemli bir yer tutar. Çünkü, İngilizler tarafından tarihin en kanlı sömürge olayı burada başlar.
Hollandalılardan sonra 1770'te kıtayı keşfeden James Cook öncülüğündeki İngilizler kıtadaki yer altı kaynaklarını keşfeder etmez katliama başladı ve Aborjinlerden çok azı İngilizlerin başlattığı soykırımından canlı kurtulmayı başarabildi. Avusturalya'yı kana bulayan Beyaz Adam, sömürmeye başlayacağı adanın gerçek sahibi olan bu yerlilere Aborjin adını verdi.
KATLİAM DEĞİL "CEZALANDIRMA"YMIŞ'
Kıtanın en verimli bölgelerine yerleşen Avrupalılar, kıtaya getirdikleri hastalıklara karşı bağışıklığı olmayan yerlileri önce böyle öldürdüler. Sonra halkı kendi topraklarında köleleştirdiler, ardından da isyan eden Aborjinleri vahşice katlettiler. O zamana kadar savaştıkları görülmemiş olan Aborjinlerin ellerinde sadece mızrak ve bumerangları vardı. Barutlu silahı olan tam donanımlı ordular karşısında kendilerini savunmak zorunda kaldılar ve 1928'e kadar bu katliam devam etti.
SAVAŞIN NE DEMEK OLDUĞUNU BİLMİYORLARDI!
Avrupalı sömürgeciler ilk önce verimli topraklara ve su kaynaklarının bulunduğu bölgelere yerleştiler. Katilleriyle karşılaşan binlerce Aborjin, sömürgecilerin getirdiği hastalıklar sonunda tıpkı Kızılderililerin çiçek virüsüyle öldüğü gibi toplu olarak can verdi.
Adadan değerli madenler çıkmaya ve işletilmeye başlanınca işgale olan yoğunluk başladı. Evlerinden atılan, köle olarak çalıştırılmak istenen Aborjinler sömürgecilere karşı isyan başlattı. Ne var ki silahlara karşı ellerinde sadece mızraklarından başka hiçbir silahları olmayan Aborjinlerin şansı yoktu.
Yapılan araştırmalara göre Aborjinler, diğer toplumlarından farklı olarak tarihleri boyunca birbirleriyle bile hiç savaşmamış olan bir toplumdur.
SÖMÜRGENİN YASAL DAYANAĞI
İngiliz Hükümeti ve Avustralya Sömürge Valiliği aracılığıyla 1788-1928 tarihleri arasında, Avustralya'yı sömürgeleştirmek ve tarım ve maden alanlarını kullanmak için katliama girişti.
Avustralya yerlilerine karşı uygulanan soykırım doğrudan İngiliz Merkezi Hükümeti tarafından çıkarılan bu savaş yasası ile meşrulaştırıldı. Böylelikle İngilizler, yaptığı katliamın yasal dayanağını hazırlamış oldu.
Avustralya'yı ziyarete gelen Anthony Trollope, İngiliz sömürgecilerinin Avustralya yerlilerine yaptıklarını şöyle anlattı:
''Biz onların (yerlilerin) topraklarını (vatanlarını) ellerinden aldık, yiyeceklerini tahrip ettik. Kendi gelenek ve göreneklerine ters düşen yasalarımızı uyguladık. Onları, nefret ettikleri zevklerimize uydurmaya çalıştık. Kendilerini veya mallarını kendi bildikleri biçimde korumak istediklerinde de onları katlettik… Sert savaş yollarıyla efendileri olduğumuzu kabul etmeyi öğrettik.''
"HAREKET EDEN HER ŞEYE ATEŞ"
Vietnam, katliamın zaferle sonuçlandığı ender görülen tarihi olaylardan biridir. Çok öldüler, çok katledildiler ama nihayetinde topraklarından kovdular ABD'yi. Vietnam'da yaşanan en vahşi olaylardan biri Mai Lai katliamıdır.
Kendilerine Rangers 23. Piyade Taburu denilen ABD'li teröristler, 15 Mart günü , hiçbir şeyden haberi olmayan, masum insanların yaşadığı Mai Lai köyüne saldırdılar.
Vietnam Halk Kurtuluş Ordusu gerillalarını öldürmek üzere yola çıkan ABD askerleri gerillaları bulma bahanesiyle bütün köyü ateşe tuttular. Kadınlara tecavüz edildi, bebekler, çocuklar ve yaşlılar vahşice öldürüldü. Adam Silverman ve Kristin Hill'in My Lai Katliamı: Bir Amerikan Trajedisi adlı kitabında şöyle bahsediyor olaydan:
"Amerikan askerleri, sığırlar, tavuklar, kuşlar ve daha da kötüsü siviller dâhil hareket eden her şeye ateş ediyorlardı. Köylüler herhangi bir direniş göstermiyordu; fakat askerler kulübelere el bombası atmaya, emirler yağdırmaya ve herhangi bir ayrım gözetmeksizin öldürmeye devam ediyorlardı. Vahşet sabah boyunca devam etti. Bebekler öldürüldü, çocuklar vuruldu ve kadınlar vurulma tehdidi altında tecavüze uğradılar. Çok geçmeden 500 sivil ölmüş hâlde yerde yatıyordu. Fakat işleri bitmemişti… Bundan sonra sıra köyün yakılmasındaydı. Cesetler, evler, erzaklar, yiyecekler; her şey yakılıyordu."