İnsanlık tarihindeki en büyük katliamlar
Tarih boyunca kendisine ait olmayan coğrafyalar üzerinde sayısız savaş ve çatışmanın mimarı olan ABD ve batılı ülkeler, kendi kanlı tarihini ve katliamlarını unutmuş gibi görünüyor. Tüm dünyaya "demokrasi dersi" veren bu ülkelerin döktükleri kanı, onlar unutsa da tarih unutmuyor. Sizler için, modern devletlerin kirli katliamlarını derledik.
Giriş Tarihi: 17.02.2019
17:56
Güncelleme Tarihi: 09.01.2023
12:42
SÖMÜRGENİN YASAL DAYANAĞI
İngiliz Hükümeti ve Avustralya Sömürge Valiliği aracılığıyla 1788-1928 tarihleri arasında, Avustralya'yı sömürgeleştirmek ve tarım ve maden alanlarını kullanmak için katliama girişti.
Avustralya yerlilerine karşı uygulanan soykırım doğrudan İngiliz Merkezi Hükümeti tarafından çıkarılan bu savaş yasası ile meşrulaştırıldı. Böylelikle İngilizler, yaptığı katliamın yasal dayanağını hazırlamış oldu.
Avustralya'yı ziyarete gelen Anthony Trollope, İngiliz sömürgecilerinin Avustralya yerlilerine yaptıklarını şöyle anlattı:
''Biz onların (yerlilerin) topraklarını (vatanlarını) ellerinden aldık, yiyeceklerini tahrip ettik. Kendi gelenek ve göreneklerine ters düşen yasalarımızı uyguladık. Onları, nefret ettikleri zevklerimize uydurmaya çalıştık. Kendilerini veya mallarını kendi bildikleri biçimde korumak istediklerinde de onları katlettik… Sert savaş yollarıyla efendileri olduğumuzu kabul etmeyi öğrettik.''
"HAREKET EDEN HER ŞEYE ATEŞ"
Vietnam, katliamın zaferle sonuçlandığı ender görülen tarihi olaylardan biridir. Çok öldüler, çok katledildiler ama nihayetinde topraklarından kovdular ABD'yi. Vietnam'da yaşanan en vahşi olaylardan biri Mai Lai katliamıdır.
Kendilerine Rangers 23. Piyade Taburu denilen ABD'li teröristler, 15 Mart günü , hiçbir şeyden haberi olmayan, masum insanların yaşadığı Mai Lai köyüne saldırdılar.
Vietnam Halk Kurtuluş Ordusu gerillalarını öldürmek üzere yola çıkan ABD askerleri gerillaları bulma bahanesiyle bütün köyü ateşe tuttular. Kadınlara tecavüz edildi, bebekler, çocuklar ve yaşlılar vahşice öldürüldü. Adam Silverman ve Kristin Hill'in My Lai Katliamı: Bir Amerikan Trajedisi adlı kitabında şöyle bahsediyor olaydan:
"Amerikan askerleri, sığırlar, tavuklar, kuşlar ve daha da kötüsü siviller dâhil hareket eden her şeye ateş ediyorlardı. Köylüler herhangi bir direniş göstermiyordu; fakat askerler kulübelere el bombası atmaya, emirler yağdırmaya ve herhangi bir ayrım gözetmeksizin öldürmeye devam ediyorlardı. Vahşet sabah boyunca devam etti. Bebekler öldürüldü, çocuklar vuruldu ve kadınlar vurulma tehdidi altında tecavüze uğradılar. Çok geçmeden 500 sivil ölmüş hâlde yerde yatıyordu. Fakat işleri bitmemişti… Bundan sonra sıra köyün yakılmasındaydı. Cesetler, evler, erzaklar, yiyecekler; her şey yakılıyordu."
ABD’NİN VİETNAM KATLİAMI: TURUNCU MADDE
''Turuncu madde'' son derece tehlikeli kimyasal bir silahtır ve ABD, Vietnam'a hava yoluyla tam 20 milyon galon Turuncu Madde bırakmıştır. Amerika Birleşik Devletleri tarafından Vietnam Savaşı sırasında kullanılan turuncu madde ile bitki örtüsünün yok edilmesi ve böylelikle komünist savaşçıların yerinin belirlenmesi hedefleniyordu. Ayrıca, bu zehirli madde içerisinde bulunan dioksinin, nesiller boyu devam eden kanser ve doğumdan gelen özürlere neden oldu.
Bu katliamın sorumlusu, dönemin savunma bakanı olan, Robert McNamara bu eylemin suç olmadığını çünkü kanunlarda yazmadığını söylerek katliamı meşrulaştırdı.
ABD Vietnam Savaşı'nı yer alan 500.000 askeri, tuzak dolu tropikal ormanların içerisinde, bir görünüp bir kaybolan Vietkong gerillalarıyla çarpışıyor, ordu ve komuta kadrosu giderek sıkışıyordu. Savaşı kaybetme duygusu, Amerikalıları "ceset sayma" yöntemine sürükledi. Böylece, ABD askerleri başarıyı ceset sayarak ölçmeye yöneldi. Bölge ele geçirememe, ABD ordusunun en büyük sorunuydu. Vietkong kayboluyor ve yeniden ortaya çıkıyordu. Yürütülen operasyonlarda ne ölçüde başarı sağlandığı bile tam anlaşılamıyordu.
Katliama tanık olmuş bir helikopter pilotu olan Hugh Thompson, olayı şöyle anlatıyordu: "O sabah, My Lai'deki bir kara operasyonuna destek sağlamakla görevliydik. Görevim, dost kuvvetlerin cephe hizasında uçup ateş açmak, düşmanın yerini saptayıp onlara bildirmekti. Birliklerimizin üzerinde ileri geri uçmaya koyulduk. Ve kısa süre sonra her tarafta cesetler görmeye başladık. Nereye baksak ceset doluydu. Çocuklar vardı, 2, 3, 4, 5, yaşlarında; kadınlar, çok yaşlı adamlar; ama genç erkekler yoktu aralarında. Genç erkekleri arıyor olmamız gerekiyordu.''
Bu katliamın baş mimarı Teğmen William Calley mecburen yargılandı ve ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Dönemin Başkanı Nixon ise Calley'in cezasını üç yıllık ev hapsine çevirdi.