'İran-Irak Savaşı' nasıl başladı?
Orta Doğu'nun en uzun ve kanlı savaşlarından birisi olan İran-Irak Savaşı, 39 yılı geride bıraktı. 8 yıl süren savaş, galibi olmayan fakat bir milyon insanın hayatını kaybettiği bir felaket olarak tarihin kayıtlarına geçti. Savaşın nedenleri tartışılmaya devam ederken, etkileri hala hafızalardaki tazeliğini koruyor.
Giriş Tarihi: 22.09.2019
12:58
Güncelleme Tarihi: 22.09.2019
13:45
Savaşta Tahran ve Bağdat bombalandı
Irak tarafına göre İran, 4 Eylül'de Irak'ın sınır bölgelerine kara saldırıları düzenledi. İran devleti ve medyası, 22 Eylül'den önce de Baas yönetiminin havadan ve karadan 397 saldırı düzenlediğini ancak dönemin Cumhurbaşkanı Ebul Hasan Beni Sadr'ın orduya yanıt verilmemesi yönünde talimat geçtiğini iddia ediyor. Ülke medyasına göre Beni Sadr, Irak'ın İran topraklarına girmeye cüret edemeyeceği düşüncesindeydi.
Devrimden sonraki ilk cumhurbaşkanı Beni Sadr, Humeyni ile ters düşünce görevden alındı ve Fransa'ya gitti. Savaşta iki ülke de karşılıklı olarak başkentler Tahran ve Bağdat başta olmak üzere önemli şehirleri bombaladı ve önemli sivil kayıplara neden oldular. Irak ordusu, İran'ın Huzistan eyaletine bağlı ve Arapların yaşadığı iki sınır kenti Abadan ile Hürremşehr'i abluka altına aldı ancak sonuca gidemedi. Huzistan eyaletinin kuzey batısındaki Ebu Gureyb Boğazı'nda ağır çatışmalar yaşandı. İran tarafı, Ebu Gureyb Boğazı'ndaki çatışmalarla ilgili bir sinema filmi çekti.
Halkın Mücahitleri Örgütü ve İran'a karşı savaşan İKDP-Komele gibi Kürt grupları savaşta Irak tarafında yer alırken, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) İran'ı destekledi. Enfal operasyonları ve Halepçe katliamları da Kürtlerin İran'ı desteklemesi nedeniyle Saddam'ın bir cezalandırmasıydı. Çünkü İran ordusu, Kürtlerin desteğiyle Süleymaniye kent merkezine dayanmıştı.
Saddam'ın savaşta İranlılara karşı kullandığı kimyasal silahların nereden alındığına ilişkin iddialar da sonraki yıllar boyunca hep tartışılan bir konu oldu. Bu konuda Rusya, Almanya, Fransa, İngiltere ve ABD gibi ülkeler daha fazla öne çıktı. Savaşta kimyasal saldırıya maruz kalan İranlıların tedavi için Almanya'ya gönderildiği ve bunun da silahların söz konusu ülkeden alındığına dair ciddi bir delil olduğu öne sürülüyor. Türkiye, savaş boyunca tarafsızlığını korudu ve her iki ülkeyle de iyi komşuluk ilişkilerini sürdürdü. Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkeleri Saddam'dan, Suriye gibi ülkeler de İran'dan yana tutum aldı.
Her iki ülkede de ağır yıkımlara yol açtı
Yaklaşık bir milyon kişinin ölümüne, iki milyon kişinin yaralanmasına, 150 milyar dolar ekonomik zarara, yüz binlerce kişinin esir düşmesine, on binlerce kişinin kaybolmasına neden olan savaş, her iki ülkede de ağır yıkımlara yol açtı. Irak'ın zaferleri ile başlayan savaş, İran'ın direnmesiyle yıpratma savaşına dönüştü ve galibi olmadan sonuçlandı. Savaşın bir tarafını oluşturan İran'da, bugüne kadar konuyla ilgili yaklaşık 250 sinema filmi çekildi, onlarca kitap yazıldı, müzeler açıldı ve her yıl birçok anma töreni düzenleniyor.
Savaşın diğer tarafı Irak'ta ise Baas rejimi yıkıldığı için Saddam'ın iddiaları da icraatları da sahiplenilmiyor. Savaş, iki tarafın da kabul ettiği Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 598 no'lu kararıyla 20 Ağustos 1988'de sona erdi. Savaşın sona ermesini takip eden birkaç hafta içinde İran güçleri, Irak topraklarını tahliye ederek, 1975'teki Cezayir Antlaşması'nda öngörülen sınırlara çekildi.
Galibi olmayan kanlı savaş
Kararın 3. fıkrası ve Cenevre Konvansiyonu tüm esirlerin ivedilikle serbest bırakılmasını öngörüyordu. Son savaş esiri değişimi 2003 yılında gerçekleşti. Ardından Şubat 2014'te iki ülkenin Şattul Arap ve 1975 Cezayir Anlaşması'nın uygulanması konusunda anlaşma sağladığı duyuruldu. İki taraf anlaşmış olsa da İran, savaşı başlatan taraf olduğu için Irak'a karşı "savaş tazminatı " kartını ilişkiler bozulduğunda kullanıyor.